Avrupa Sosyalist Partisi’nin düzenlediği etkinlikte, Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleştirilen AB Konseyi Liderler Hazırlık Toplantısı'nda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Filistin-İsrail savaşına dair yorumlarının ardından Türkiye'deki yargı süreçlerine dikkat çekti.
Özel, şu ifadeleri kullandı:
“- Geçtiğimiz hafta Türkiye'deki sekiz siyasi parti bir araya gelerek büyük bir dayanışma mitingi düzenledi.
– İsrail ile gizli yapılan ticareti ifşa etmeye çalışıyoruz. Hükümetin tavrı etkili olmuyor ancak bu durumu Filistin dostu olarak tanımlayan seçmenleri bilinçlendirmekteyiz.”
'Demokrasi Saldırı Altında'
– Bu salonda, 5-6 Mart tarihlerinde gerçekleştirdiğim konuşmada Türkiye'deki otoriterleşme eğilimlerine ve Avrupa için güvenliği etkileyen gelişmelere değinmiştim.
– Üzerinden sadece üç ay geçmesine rağmen Türkiye'de otoriterlik daha da artmış durumda. Ülkede demokrasi, halk iradesi ve partimize yönelik saldırılar yeni bir aşamaya geldi. Ayrıca bölgemizde yeni çatışmalar da patlak verdi. Şu anda Türkiye'de demokrasi ve adalet benzeri görülmemiş bir saldırıya maruz kalmaktadır.
– Parti liderleri, siyasetçiler, belediye başkanları, iş insanları, gazeteciler ve öğrenciler hakkında hukuksuz yargı süreçleri yürütülmekte. Tutuklama uygulamaları artık genel bir kural haline gelmiştir.
İmamoğlu’nun Tutuklanma Sürecini Anlattı
– Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 15.5 milyon yurttaşın oyuyla partimizin cumhurbaşkanı adayı olduğu gün tutuklanarak cezaevine konuldu. Kendisiyle birlikte 10 belediye başkanı da cezaevindedir. 18 Mart'ta, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için gerekli olan üniversite diploması, verildiği üniversite tarafından 31 yıl sonra iptal edilmiştir. Diplomayı veren fakülte direndiği için önce dekan değiştirilmiş, ardından verilen akademik diploma üniversitenin idari organı tarafından iptal edilmiştir. Bu işlemin Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleştirildiğini belirtmem gerekir.
– 19 Mart'ta, diploma iptalinin hemen ardından Ekrem İmamoğlu gözaltına alınmış, ön seçim günü olan 23 Mart'ta ise tutuklanarak cezaevine konulmuştur.
– Bu durumu biz 19 Mart darbesi olarak tanımlıyoruz ve bu doğrultuda mücadele ediyoruz.
– Burada gösterilen çabalar oldukça önemli, ancak Erdoğan’ın uluslararası arenada, AB üyesi ülkelerden hissedeceği baskının çok az bir kısmını dahi hissetmediğini belirtmem lazım. Erdoğan, şu anda Türkiye’nin sahibi gibi hareket etmektedir.
Güvenlik Üzerinden 'Sağcılık' Tepkisi
– Partimiz son seçimlerde birinci parti olurken, son ankette oy oranı yüzde 41’lere çıkmışken, maalesef Avrupa'nın yöneticileri Erdoğan'ı alternatifsiz olarak gördükleri için bunu iç politikada kullanmaya devam etmektedirler.
– Güvenlik endişelerini sağcılar kadar dile getirirsek, bunu ana gündem maddesi haline getirirsek onların bizi çekmek istedikleri çukura düşmüş oluruz.”
