

Dünyanın en büyük internet video platformu YouTube, içerik denetleme politikalarında sessiz bir değişim gerçekleştirerek, kuralları ihlal eden belirli video içeriklerinin platformda kalmasına izin vermeye başladı.
New York Times’a ulaşan eğitim materyallerine göre, şirket artık kamu yararına olduğu değerlendirilen siyasi, sosyal ve kültürel tartışmaları içeren videoların, kuralları ihlal etse bile kaldırılmasına engel olmuyor.
Kamu Yararı Gerekçesiyle Esneklik
YouTube’un yeni uygulaması, platformun daha önce Covid-19 aşılarıyla ilgili yanlış bilgiler veya seçimlerle ilgili asılsız iddiaları kaldırdığı katı denetim politikalarından uzaklaştığını gösteriyor. Aralık ayı ortasında devreye giren ve henüz kamuoyuna duyurulmayan bu yeni politika, kuralları ihlal eden içerik oranını %25’ten %50’ye çıkararak, videonun yarısının kurallara aykırı olsa dahi kaldırılmayabileceği anlamına geliyor.
Siyasi ve Toplumsal İçeriklere Ayrıcalık
Yeni düzenleme ile birlikte, şehir meclisi toplantıları, seçim mitingleri, siyasi analizler gibi videolar “kamu yararı” kapsamında değerlendiriliyor. Bu durum, özellikle podcast formatındaki uzun videoların üretilmesiyle tanınan siyasi yorumcuların içeriklerini daha az denetime tabi tutacak.
Geçmiş Uygulamalardan Uzaklaşma
Pandemi sürecinde, YouTube, Florida Valisi Ron DeSantis ile bilim insanları arasında geçen bir tartışmayı tıbbi yanlış bilgi bahanesiyle kaldırmıştı. Ancak yeni politika, benzer içeriklerin artık kamu yararı kapsamında korunabileceğini işaret ediyor.
YouTube’un bu politik değişikliği, Meta ve X gibi diğer platformların da içerik denetimini azaltma kararları aldığı bir döneme rastlıyor. Özellikle Cumhuriyetçi siyasetçilerin sosyal medya firmalarına yönelik içerik denetimi baskılarının bu süreçte etkili olduğu ön görülüyor.
YouTube Sözcüsü Nicole Bell, şirketin içerik denetimindeki kamu yararını sürekli olarak yeniden gözden geçirdiğini ve zarar azaltırken ifade özgürlüğünü koruma hedefini sürdürdüğünü belirtti. Bell, “Yeni tartışma türleri ortaya çıktıkça istisnalar için rehberimizi güncelliyoruz” ifadelerini kullandı.
Michigan Üniversitesi’nde çevrimiçi bilgi ekosistemini araştıran doktora öğrencisi Megan A. Brown, YouTube’un bu yaklaşımının siyasi söylemleri desteklerken zararlı içeriklerin de yayılmasına yol açabileceğini ifade etti. Center for Countering Digital Hate’in CEO’su Imran Ahmed ise şirketlerin bu tür adımlarla içerik denetim maliyetlerini düşürdüğünü ve kullanıcı etkileşimini artırarak kârı öncelediğini savundu.
YouTube, İçerik Denetiminde Gerileme mi Yaşıyor?
Yeni politika, 2024 seçimleri öncesinde adayların kuralları ihlal eden beyanlarının platformda yer almasına izin verme gibi önceki adımların devamı anlamına geliyor. YouTube’un içerik denetiminde attığı bu adımlar, platformun ifade özgürlüğü ile zararı azaltma arasındaki dengenin yeniden tanımlandığını gösteriyor. Ancak bu dengenin, dijital nefret söylemi ve yanlış bilginin yayılma riski karşısında ne kadar sürdürülebilir olacağı ise belirsizliğini koruyor.