

Hazine ve Maliye Bakanlığı, emlak sektöründeki denetimi artırmak ve sahte ilanların engellenmesi amacıyla e-Devlet üzerinden bildirim zorunluluğuna dair düzenlemeyi resmen uygulamaya geçirdi.
Kira sözleşmelerinin e-Devlet Kapısı aracılığıyla yapılmasına yönelik çalışmaların ilk aşaması Kasım 2024’te tamamlandı.
Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam, yeni hizmetin bugün itibarıyla emlak profesyonellerinin kullanımına sunulduğunu duyurdu.
Mevcut sistemde, taşınmaz sahibi olan gerçek kişiler, e-Devlet Kapısı’ndaki “Kira Sözleşmesi İşlemleri” bölümünden kiracı tarafından onaylanacak sözleşmeleri hazırlamaktadır. Bu hizmet aracılığıyla oluşturulan kira sözleşmeleri için, zaman damgalı “barkodlu belgeler” oluşturularak, belge doğrulama işlemi e-Devlet Kapısı üzerinden gerçekleştirilmektedir.
Akçam’a göre, kiracı ve ev sahibi e-Devlet ortamında bir araya gelerek kira kontratını imzalayabilirken, emlak danışmanlarının bu sürece dahil olmadığı vurgulandı.
Uygulamanın emlakçılar için de yürürlüğe girdiğini belirten Akçam, gayrimenkul sahiplerinin emlak danışmanına Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün sisteminden yetki verebileceğini ifade etti. Emlak danışmanları da aldıkları yetki ile kontratı kiracıya elektronik ortamda ulaştırma imkanına sahip olacak. Kira kontratı oluşturan emlak danışmanı, barkodlu belge de çıkartabilecek. Akçam, “Emlak danışmanları mülk sahipleri ile kiracıları bir araya getirerek mesleklerini resmi olarak icra edecekler” diye belirtti.
Akçam, sistemin elektronik ortama taşınmasının yanı sıra kira artış oranı, kiracının güvenilirliği ve meskende kaç yıldır oturduğu gibi bilgilerin Bakanlık tarafından tespit edilebileceğini de aktardı.
Sistemle ilgili güncelleme ve düzenlemelerin devam ettiğini vurgulayan Akçam, Borçlar Kanunu’na göre kira kontratında kefilin ıslak imzasının bulunması gerektiğini, bu konu üzerinde de çalışmaların sürdüğünü belirtti.
e-Devlet üzerinden kira kontratlarının yapılmasının zorunluluğunun devreye girmesi durumunda ev sahibi ile kiracı arasındaki sorunların önemli bir kısmının çözülme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Akçam, böylelikle dolandırıcılık olaylarının önüne geçileceğini ifade etti.