reklam
reklam
DOLAR40,4343% 0.24
EURO47,1614% 0.49
STERLIN54,2613% 0.02
FRANG50,4609% 0.59
ALTIN4.350,44% 0,55
BITCOIN117.977,97-0.256
reklam

Yanan Ormanlar, Yeni Afetlerin Gölgesinde: Heyelan Tehlikesi Kapıda!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Yanan Ormanlar, Yeni Afetlerin Gölgesinde: Heyelan Tehlikesi Kapıda!
reklam

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye genelinde artan orman yangınları, hem doğayı hem de insan yaşamını büyük bir tehdit altına sokuyor. Yangınların ardından gelen yağışlar, erozyon, sel ve heyelan gibi ikincil afetleri de beraberinde getirebilir.

SON BİR AYDA 80 BİN HEKTARIN ÜZERİNDE ARAZİ YANDI

Yangın mevsiminin ortasında olduğumuzu belirten Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, “Yangın mevsimi henüz sona ermiş değil, yaklaşık 1,5 ay daha devam edecek. Son 1 ayda 80 bin hektardan fazla alan kül oldu. Bu alanın 25 bin hektarının İzmir'de olması ise son derece üzücü. Yangının ikincil sonuçlarını kısa, orta ve uzun vadede göreceğiz. Yağışların artışıyla birlikte yanan bölgelerde ciddi erozyon tehlikesi doğuyor.” ifadelerini kullandı.

'ORMANLAR YOK OLDUĞUNDA TOPRAKLAR KORUMASIZ KALIYOR'

Her yıl Türkiye genelinde Kıbrıs büyüklüğünde bir toprak parçasının erozyon nedeniyle kaybedildiğine dikkat çeken Önalan, “Ağaçlar ve ormanlar, erozyonu önlemede en önemli unsurlardır. Ormanlar yok olduğunda toprak korumasız kalır ve erozyona maruz kalır. Ormanlar, yağmur sularını tutma özelliğine sahiptir. Ormanı kaybederseniz, yağmur suları doğrudan vadilere, oradan da yerleşim alanlarına akıyor ve bu durum büyük bir sel tehlikesi yaratıyor.” dedi.

“YALNIZCA ORMANIN YANIYOR OLDUĞUNA BAKILAMAZ”

Kısa, orta ve uzun vadede gerekli önlemler alınmadığı takdirde, yanan orman alanlarında ciddi sel ve toprak kayıplarıyla karşılaşılması muhtemel. Önalan, “Bazı yerlerde jeolojik koşullar, yamaç ve topografik eğimler uygun olursa heyelanlar gerçekleşecektir. Dolayısıyla, 'sadece orman yandı' şeklinde bir yaklaşım yanlıştır. Ödemiş, Seferihisar gibi yanan her yerde erozyon riski mevcut. Bu süreçte kaybettiğimiz değerli bitkisel topraklar, sellerle birlikte vadilere, ardından yerleşim alanlarına ve nihayetinde denize akacak, toprak kayıplarına yol açacaktır.” dedi.

'YANGINA KOMŞU YERLEŞİM ALANLARINA İMAR İZNİ VERİLMEMELİ'

Ülke genelinde afet planlamasının yetersizliğine vurgu yapan Önalan, “Riskli alanlar imara açılmış durumda. Bu durumu önlemeliyiz. İmara açılan yerlerde etüt çalışmalarının yapılması gerekir. Bu önlemleri almazsak ikincil afetlerle karşılaşırız. Yanan bölgelerde öncelikle etütler gerçekleştirilmelidir; yerleşim için uygun değilse bu alanlar yerleşim dışı tutulmalıdır. Yangın sonrası bu alanlarda inşaat yapılması, 10 yıl içinde yine yangın riskini doğurur.” ifadelerini kullandı.

Önalan, “Yangın etrafındaki yerleşim alanlarına bir daha imar izni verilmemelidir. İlçe merkezine kadar yangın sürükleniyor; merkezi taşımamız gerektiğinden bahsetmiyoruz ancak orman alanları içinde kalan yerleşimlere imar izni verilmemelidir. Bölgeye özgü endemik ağaçlar dikilmeli ve orman olarak kalmalıdır.” diyerek sözlerini noktaladı.

reklam

YORUM YAP