reklam
reklam
DOLAR38,7993% 0
EURO43,4780% -0.03
STERLIN51,7241% -0.03
FRANG46,2272% 0
ALTIN4.059,49% 0,15
BITCOIN104.227,171.329
reklam

Veli Ağbaba’dan AKP’ye: PKK ile barış yaparken CHP’ye savaş açtınız

Yayınlanma Tarihi : Google News
Veli Ağbaba’dan AKP’ye: PKK ile barış yaparken CHP’ye savaş açtınız
reklam

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, TRT ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemeleri içeren Bazı Kanunlar ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü ve birinci bölümüyle ilgili görüşmeler tamamlandı. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi 14 Mayıs Perşembe günü saat 14.00’te yeniden toplanmak üzere kapattı.

“ÖCALAN’LA BARIŞIYORSUNUZ, İMAMOĞLU’YLA SAVAŞIYORSUNUZ”

Teklifin tümüne dair partisi adına söz alan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba açıklamalarda bulundu. Sorunun çözümü için TBMM’yi adres gösteren Ağbaba, şunları söyledi:

– “Bu sorun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözülmelidir, şeffaf olmalı, şehit ve gazi yakınlarının kabul etmediği şartlar asla kabul edilemez. 2012 sonunda başlayıp 2015 yılının ortasında sonlandırılan süreç gizli kapılar ardında gerçekleştirildi. MHP itiraz etti, hemen suçlu ilan edildi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik hakaretler havada uçuştu. Dolmabahçe masasında yer alan Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken, uzun yıllar cezaevinde hapsedildi. O gün Kandil ve İmralı’da görüşmeler yapan HDP’li siyasetçilerin tamamı masa devrildiğinde cezaevine konuldu.

– Bu masada oturan Sayın Efkan Ala, Sayın Yalçın Akdoğan, Sayın Mahir Ünal; Recep Tayyip Erdoğan’dan habersiz bir yere gidebilirler mi? Dolayısıyla aslında talimatı o kişilerin verdiği biliniyor ama süreç kendi lehine ilerlemeyince masayı devirdi. Bu iş, TBMM çatısı altında, hiçbir siyasi parti dışlanmadan tüm partilerin iş birliği ile, şeffaf ve samimi bir anlayışla köklü bir şekilde çözülebilir. Bu, bir kişinin özgürlüğü, bir kişinin koltuğu veya bir ittifakın iktidarını sürdürmesi için yapılamaz; böyle bir şey olursa buna karşı olacağımızı belirtmek isterim. Toplumun her kesimini kapsayan ve Türkiye’ye gerçekten barış getirecek süreçler yürütülmelidir.

– PKK’yla barış yaparken CHP’ye savaşı açtınız; Öcalan’la barışıyorsunuz, İmamoğlu’yla savaşıyorsunuz. Kandil’le barış, Ümit Özdağ’la savaş; PKK’yla barış, Gezi tutsaklarıyla savaş. Bir taraftan Esila’ya ve üniversite öğrencilerine savaş açarken diğer taraftan PKK’yla barış yapılıyor. Avrupa’daki KCK yöneticisi Remzi Kartal’la barış görüşmeleri sürüyor; her kademesinden haberi var. Diğer taraftan ise 2015 yılında bu çözüm süreci yürütülürken Ahmet Özer’in Remzi Kartal ile ilgili telefon görüşmesinden dolayı cezaevine atılıyorsunuz.

“CUMHURİYETİN KURUCU ANLAŞMASI OLAN LOZAN’A KARŞI MISINIZ, DEĞİL MİSİNİZ?”

– ‘Umut hakkı olsun, Öcalan Meclise gelsin konuşsun’ diyorsunuz; belediyelerimize HDK’dan terör soruşturması açıyorsunuz. Böyle bir ortamda barış ve huzur olur mu? Barışın gelmesi için önce adaletin sağlanması gerekiyor. Bir müzakere yürütüldüğü biliniyor; çıkan metinler bu müzakerenin bir tarafı olan AKP’nin imzası ve onayı ile hazırlanıyor. Bizim muhatabımız elbette ki AKP’dir. Cumhuriyetin kurucu anlaşması Lozan’a karşı mısınız, değil misiniz?

– 19 Mart darbe sürecine gelecek olursak; Esenyurt Belediyemize HDK soruşturması kapsamında kayyum atanması ile başlayan süreç, Beşiktaş, Beykoz, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanlarının tutuklanması ile devam etmektedir. Ekrem İmamoğlu, tüm anketlerde AKP’nin hangi adayı olursa olsun kazanıyor; tek suçu anketlerde önde çıkmak. Darbenin işbirlikçileri ise geçtiğimiz günlerde Twitter yasağı ile ortaya çıkan bir durumu gösterdi ki, okyanus ötesi bir uygulama yapıldı. Bu darbe sürecinin bir siyasi ayağı var; o da AKP’dir.

“HUKUKUN ADİL BİR ŞEKİLDE UYGULANMASI GEREKİYOR”

TRT’ye ilişkin düzenlemeleri içeren teklifin tümü hakkında konuşan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TRT’nin tarafsız yayın ilkelerini ihlal ettiğine dikkat çekerek şu eleştirilerde bulundu:

– “TRT’nin yayın politikasını görüyoruz; belki iktidarın baskısıyla bu şekilde hareket edebilirler ama mutlaka tarafsız yayın yapmaları gerektiği gerçeği değişmez. İktidar partilerine yayınlarında geniş yer verirken, CHP gibi muhalefet partilerine çok az yer verdiklerini gözlemliyoruz. Bu durum, önümüzdeki seçimlerde kamuoyunu oluşturma açısından büyük bir haksız rekabet yaratıyor; bu uygulamadan vazgeçilmesi gerekiyor.

– Bütçe açısından baktığımızda, TRT’nin son yıllarda oldukça ciddi gelirler elde ettiğini görüyoruz. Yirmi yılda TRT’ye ödenen vergiler, 2024 ile 2023 yılı arasında bandrol ücretleri 43 milyar 866 milyon; bunun döviz karşılığı 6 milyar 60 milyon. Ayrıca, elektrikte TRT payı 2022’nin Ocak ayında kalktı; burada da ciddi miktarda gelir elde edildi: 12 milyar 84 milyon. Bu ikisinin toplamı yaklaşık 56 milyara ulaşırken, dolar olarak bu miktar 10,8 milyar dolardır. Ancak bu gelirlerin harcanması konusunda şeffaflık maalesef yok, şeffaf hareket edilmediği gözlemleniyor.

– Yirmi yılda yaklaşık 10,8 milyar dolarlık bir gelirden söz ediyoruz; bunun bugünkü döviz kuru ile karşılığı 356 milyar. Bu ciddi bir rakam. Reklam gelirlerine baktığımızda, TRT’nin asıl faaliyet gelirinin reklamlardan elde edilmesi gerektiği ortaya çıkıyor; fakat durum böyle olmuyor. Bandrol ücretleri mal ve hizmet fiyatları içine gizlenmiş; dolaylı vergi dediğimiz bu durum, hem fiyat artışlarına yol açıyor hem de enflasyonu körüklüyor. Öte yandan TRT gelir fazlası veriyor; kâr elde ediyor ve bu gelir fazlasını bankalarda mevduat olarak değerlendirmekle kalmıyor, devlet tahvilleri alıyor ve hazine bonosu ediniliyor. Bankalarda değerlendirilen 10,8 milyarlık bir mevduattan, devlet tahvili ve hazine bonosu gelirlerinden söz ediyoruz.

“TRT, TAYYİP ERDOĞAN RADYOSU TELEVİZYONU, SARAYIN BORAZANI, AK PARTİ’NİN YAYIN ORGANI OLMUŞ”

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TRT’yi AKP’nin yayın organı olarak eleştirerek, muhalefet liderlerine süre verilmemesinin yanı sıra 19 Mart operasyonları sonrası İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yönelik düşmanlığı dile getirdi:

– “Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi ile TRT Genel Müdürü ve kurum çalışanlarının özlük haklarını güvence altına alıyoruz. Neden? Anayasa Mahkemesi hukuksuz bulduğu için, Anayasa’ya ve kanunlara uydurmak için. Ancak TRT’nin kendisi aynı Anayasa’ya ve kanunlara uymuyor ki. TRT Kanunu diyor ki: ‘Tarafsız yayın, doğruluk, kamu yayıncılığı, hiçbir partinin sesi olamaz’ demektedir. Peki hangisine uyuluyor?

– 86 milyonun vergileriyle maaşlar ödeniyor, yayınlar hazırlanıyor. Genel Müdür, Komisyon’da 3 yılda gelirinin yüzde 692 arttığından bahsediyor. Ama nasıl arttı? Bütçenin yüzde 90’ını halk karşılıyor. Cebimizdeki telefondan, evdeki televizyondan, masadaki bilgisayardan, kolumdaki saatten ve traktörlerdeki radyodan kısaca TRT’ye bandrol kesiliyor. 20 yılda tam 510 milyar lira TRT’ye ödenen paralar, 4 kişilik bir aileden 20 bin lira kadar kesilen tutardır. İşte halkın tüm tabanından finanse edilen bu TRT, şimdi Tayyip Erdoğan radyosu televizyonu, sarayın borazanı, AK Parti’nin yayın organı haline gelmiştir.

– Seçim dönemi adaletsizlik boyutlarını aşmış durumda. Erdoğan ve adaylarına sonsuz süre tanınırken, CHP, İYİ Parti ve DEM’e bırakın saati, dakikaları, saniyeleri bile yer bulmakta zorlanıyoruz. Yeterli değilmiş gibi, gerçekliği olmayan videoları yayınlayarak, yalanlara alet oluyor bu TRT. Seçim günü bile hukuku çiğneyerek taraflı yayın yaptılar. 19 Mart sivil darbesinin hem medya ayağı hem de yargı ayağıdır bu TRT. Kamu yayıncısının tarafsız olması gerekirmiş, masumiyet karinesi varmış, soruşturmanın gizliliği varmış; bunların hiçbiri umurunda değil; varsa yoksa İmamoğlu düşmanlığı.

– Arada iddianame dahi yok ama TRT cezayı kesmiş, yıllarca yatacaklarmış. Ne bir TRT yöneticisi ne de bir iktidar yetkilisi çıkıp ‘Arkadaşlar, ne yapıyorsunuz? Ayıptır, günahtır, suçtur’ diyemiyor çünkü TRT’nin uzaktan kumandası sarayda. Hadi bu yayınları yaptınız, bari insanların en temel haklarını, cevap haklarını kullandırın, avukatlarının yanıtlarını yayınlayın; bunu da yapmıyorsunuz. TRT Genel Müdürü ‘Cumhurbaşkanımızın her saniyesini canlı veririm’ diyor; tamam, ver ama bizi de gösterin.

– Genel Başkanımız, millet iradesinin gasbedilmesine karşı Anadolu’da her hafta iki günde, yüz binlerin katıldığı mitingler düzenliyor. Peki bu mitinglerden hangisini veriyor bu TRT? Türkiye’nin 1’inci partisinin liderinin mitingleri, oradaki milyonların adalet ve hukuk arayışının İmamoğlu’na özgürlük çığlığının hiç mi haber değeri yok bu TRT için? Tayyip Erdoğan’ın radyo televizyonuna dönen bu TRT, hukuk devletini, adaleti, demokrasiyi yok sayan ve bir partinin propaganda aracı haline gelen yayın politikası ile, yapılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin hesabını er ya da geç yargı önünde sormak zorundayız.”

reklam

YORUM YAP