Bayram trafiğinin yoğunlaştığı günlerde radar cezaları sosyal medyada büyük bir tartışma konusu haline geldi. vatandaşlar, artan trafik denetimlerinin artık tamamen “ceza kesme amaçlı yapıldığı” yönünde eleştirilerde bulunuyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “30 kilometrede bir radar var. Otoyollarda toplam 120 radar cihazımızla gece gündüz hız denetimi gerçekleştiriyoruz” açıklaması da sosyal medya üzerinde pek çok eleştiriyi beraberinde getirdi.
Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) ve radarlarla tespit edilen trafik ihlallerinin sayısında kayda değer bir artış gözlemleniyor. Ancak bu artışın, yol güvenliğinden çok devletin gelir hedeflerini yükseltmeye yönelik olduğu yönünde ciddi bir kamuoyu oluşmuş durumda.
Vatandaşlar arasındaki artan şikayetlerin bir diğer sebebi de ekonomik kriz. Enflasyon nedeniyle alım gücü azalan halk, trafik cezalarının bütçe açığını kapatma yöntemi haline geldiği görüşünde birleşiyor.
CHP’li Alp: Siz Ek Bütçe Getirmişsiniz
Geçtiğimiz hafta TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen yasa teklifi de tartışmalara sebep oldu. CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, “Siz bir trafik kanunu getirmemişsiniz, ek bütçe önermişsiniz” diyerek tepkisini ortaya koydu.
Teklifte, mevcut yasada 1.000–2.000 TL arasında olan bazı trafik cezalarının 46.000 TL’ye kadar çıkarılmasına dikkat çekildi. Alp’nin önerdiği yeni trafik yasasına göre devletin yıllık gelirinin 68 milyardan 1 trilyon liraya yükseleceği ifade edildi.
Hedef Verilen Garantileri Mi Kapatmak?
Gazeteci Çiğdem Toker, T24’teki köşesinde trafik cezalarına farklı bir bakış açısı getirdi.
Devletin Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeliyle müteahhitlere verdiği garanti ödemeleri dikkat çekici bir şekilde artış göstermekte. 2025 yılı bütçesinde bu projelere ayrılan ödenek 97,6 milyar TL olarak belirlendi. Ancak döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle bu rakamın yıl sonunda 150 milyar TL’ye ulaşabileceği düşünülüyor.
Toker, “Siz Hazine ve Maliye Bakanı olsanız, bu açığı kapatmanın yollarını aramaz mısınız?” şeklinde bir soruda bulundu.
“Bunun Bir Diğer Adı Var”
Ayrıca bu projelerde yapılan revizyonlar da çok tartışmalı. Örneğin Kuzey Marmara Otoyolu’nun sözleşmesi en az iki kez değiştirildi, işletme süresi uzatıldı ve araç geçiş garantileri artırıldı. Toker, bu durumu şu ifadelerle eleştirdi:
“Oysa bu yapılan düpedüz ihale koşullarını değiştirmektir. İhale koşullarını sonradan değiştirmek için bir ad vardır biliyorsunuz değil mi?
Ama bu düzenin hiçbir sorun yokmuş gibi devam ettiğini de biliyorsunuz.
Neyse ki uzun yıllar boyunca sonuçlanmış rüşvet ve yolsuzluk dosyalarının bulunmayışı Türkiye’nin uluslararası kuruluşlar tarafından eleştirilmesine neden oldu ve şu an yolsuzluk suçlamasıyla cezaevine gönderilen bireyler mevcut…”
Ayrıca Toker, yazısında kritik bir ayrıntı daha paylaştı:
“Trafik cezaları için bütçeye hedef konulması normal olabilir.
Ama bu rakamın, bazı bakanlıkların bütçesini aşacak yükseklikte olduğunu biliyor muydunuz?”
