

TBMM Genel Kurulu'nda zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını da kapsayan torba kanun teklifi görüşmeleri sürüyor.
“KOMİSYON SÜRECİNDE BAŞLANGICINDA UFAK TEFEK SIKINTILAR YAŞADIK”
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AKP Bursa Milletvekili Mustafa Varank, şu ifadeleri kullandı:
– “Öncelikle bu kanun teklifi hakkında bize ilk ulaştığı andan itibaren komisyondaki arkadaşlarımızla bu kanun teklifini paylaştık. Daha sonra bürokrat arkadaşlarımızla birlikte komisyondaki ve komisyonda olmayan arkadaşlarımız bir araya geldiler ve süreçleri birlikte değerlendirdiler. Hiçbir komisyonumuzda böyle bir uygulama olmuyor. Daha sonra komisyon sürecinde başlangıcında bazı ufak sıkıntılar yaşasak da, 27 saatlik bir süreçte kanun teklifi üzerindeki değerlendirmeleri tüm tarafların görüşlerini almaya çalışacak şekilde yerine getirdik.
– İsterdim ki komisyondaki arkadaşlarımız, o gün dışarıdan gelen arkadaşlarımızın yapıcı eleştirilerde bulunabilmeleriydi. Ancak benim gördüğüm bütün arkadaşlarımız 'biz bu kanunu değiştirmeyeceğiz, bu maddeyi çekin, biz bunu istemiyoruz' şeklinde bir yaklaşım sergilediler. Keşke bir müzakere ortamı olsaydı ve arkadaşlarımız bize 'bu maddeyi şöyle değiştirin, bunu nasıl daha anlaşılır bir hale getiririz' diye destek verebilselerdi ama maalesef TBMM'de böyle bir ortamı hiçbir zaman yakalayamıyoruz. Siz 'yaptırmam' dediğinizde biz de tabii 'yapacağız' diyoruz. Siz 'geçirmeyeceğiz' dediğinizde biz de geçirmek için gayret ediyoruz.”
“HİÇBİR YATIRIMCI 4-5 YIL SÜREN SÜREÇLERLE YATIRIM YAPMAZ”
– Burada gerçekten enerji ve maden sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Türkiye'nin ihtiyaçlarına uygun bir kanun çalışması yapmaya gayret ediyoruz. Bu kanun ne getiriyor derseniz; yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılmasını sağlıyor. Şu an bunu söylerken hicap duyuyorum; Türkiye’de bir yenilenebilir enerji yatırımı yapmak isterseniz izin süreçleri 4-5 yıl sürüyor. Hiçbir yatırımcı 4-5 yıl süren süreçlerle yatırım yapmaz, bu nedenle bunların hızlandırılmasına yönelik maddelerimiz mevcut.
– ÇED sürecinin hızlandırılması gibi bir ifade kullanılıyor; ama burada asla ÇED süreçlerinin hızlandırılması sorunu yoktur. Sadece ilgili kurumların görüşlerinin verilmesinde hızlandırma süreci var, ÇED süreçleriyle ilgili böyle bir değerlendirme asla yoktur. Maden sahalarının rehabilitasyonu ile ilgili mevcut kanunda talep edilen bedeller ise çok düşük kalmıştı. Bu kanunla birlikte rehabilitasyon süreçlerinde kullanılacak kaynaklar artırılmıştır.
“BUNLAR ELEKTRİĞİNİN YÜZDE ÜÇ BUÇUĞUNU KARŞILAYAN SANTRALLERDİR”
– Muğla bölgesindeki santraller hakkında daha önce birçok açıklama yaptık. Komisyonumuzda tüm tarafları dinlemeye çalıştık. Bu santraller Türkiye'nin baz yükünü sağlayan santrallerdir. Türkiye'nin elektriğinin yüzde üç buçuğunu karşılayan santrallerdir. Özellikle Türkiye'nin coğrafi konumunu dikkate aldığınızda batıdaki elektrik sistemini destekleyen santrallerdir. Bu santralleri biz inşa etmedik ve bu bölgedeki kömür yataklarını biz bulmadık. 1980'lerden itibaren maden sahaları olarak sınıflandırıldı.
– Bu santraller o zamandan beri faaliyet gösteriyor. Biz buraya uzaydan kömür getirmiyoruz. Kamu yararı görmüyorsanız bu duruma şaşırıyorum. Biz şimdi kömürler çıkarılsın, burada çalışan beş bin işçi ekmek yemeye devam etsin diye buradaki zeytin ağaçlarının başka bir yere taşınmasını istiyoruz. Bir ziraat mühendisi profesörü getiriyoruz, 'zeytin ağacı taşınır' diyor; fakat buradaki arkadaşlarımız 'hayır taşınmaz' diyor. Biz zeytin düşmanı değiliz.”