

Her geçen gün yeni bir mikroplastik kaynağı ile karşılaşıyoruz. Çay poşetleri, kıyafetler, sakızlar ve su şişeleri gibi ürünlerde bulunan plastikler, zamanla 5 milimetreden daha küçük parçacıklara dönüşüyor. Bu mikroplastikler doğada çözünmediği için, çevreye salındıktan sonra tamamen yok olmaları neredeyse imkânsız hale geliyor.
Son araştırmalar, plastik endüstrisi ürünlerinde 16 binden fazla kimyasal madde kullanıldığını gösteriyor. Bu kimyasalların dörtte birinden fazlası, insan sağlığı ve çevre için zararlı olarak sınıflandırılıyor. Aralarında endokrin ve sinir sistemini etkileyebilen, aynı zamanda kanser riskini artırabilecek toksik bileşenler bulunuyor.
Damarlarımızda Bile Var
2024 yılında yayımlanan bir araştırma, karotis arter hastalığı nedeniyle ameliyat geçiren bireyler arasında damar plaklarında mikroplastik bulunanların 34 ay içerisinde kalp krizi, felç ya da diğer nedenlerden ölme riskinin 4.5 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Mikroplastikler artık su, yiyecek, soluduğumuz hava ve hatta vücudumuzda mevcut. Onlardan tamamen kaçınmak mümkün olmasa da, yaşam tarzınızdaki bazı değişikliklerle maruziyeti azaltabilirsiniz.
1. Plastik Şişeleri Bırakın, Musluk Suyunuzu Filtreleyin
2019 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre, yalnızca plastik şişe kullanan bireyler yılda ortalama 90 bin mikroplastik yutuyor. Ancak cam ya da metal bir matarayı musluk suyuyla doldurarak bu sayıyı yılda yalnızca 4 bine kadar düşürmek mümkün.
Yine de musluk suyu tamamen risksiz değil. 2024’te gerçekleştirilmiş bir başka araştırma, musluk suyunu kaynatmanın içindeki mikro ve nanoplastiklerin en az yüzde 80’ini ortadan kaldırabileceğini ortaya koydu. Sürekli su kaynatmak pratik değilse, NSF/ANSI 53 sertifikalı bir su filtresi kullanarak mikroplastiklerin yanı sıra kurşun gibi zararlı maddeleri de filtreleyebilirsiniz.
2. Plastik Kapları Isıtmaktan Kaçının
Uzmanlara göre, gıdayı plastik kapta ısıtmak mikroplastik maruziyetinin önemli nedenlerinden biri. Mikrodalgada veya ocakta plastik kapta ısıtılan besinler, mikroplastikleri ve içerdikleri kimyasalları doğrudan yemeğe aktarabiliyor—kutu üzerindeki “mikrodalgaya uygun” ibaresine rağmen.
Bu uyarı, özellikle bebek sahibi aileler için kritik: 2020 yılında yapılan bir araştırma, plastik biberonların ısıtıldığında mikroplastik ve potansiyel olarak zararlı kimyasallar saldığını göstermiştir. 2022 tarihli bir çalışma ise, bebeklikte mikroplastiklere maruz kalmanın gelişimsel bozukluklarla ilişkilendirilebileceğini ortaya koymuştur.
Yemekleri ısıtmadan önce plastik kaplardan cam veya seramik kaplara aktarmak önemli bir önlem. Ayrıca, plastik kapların bulaşık makinesinde yıkanması sırasında yüksek ısı nedeniyle mikroplastik salınımı artabileceğinden, bu kapların elde yıkanması daha güvenli bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Tek kullanımlık plastik kapları yeniden kullanmak, ekonomik bir seçenek gibi görünse de, özellikle gıda teması açısından riskli olabilir. Yoğurt kapları, plastik torbalar veya paket servis kutuları tekrar tekrar kullanıldığında daha fazla mikroplastik yayılmasına neden olabiliyor.