

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sıcaklıkların artması, beraberinde bazı sağlık sorunlarını da getiriyor. Güneş ışınlarına aşırı maruz kalma, sıcak çarpması, bayılma, kalp krizi ve beyin kanaması gibi tehlikelerin yanı sıra cilt kanseri vakalarının artışına da yol açabiliyor.
“Bu Grubtaki Kişiler 11.00-16.00 Saatleri Arasında Kesinlikle Dışarı Çıkmamalı”
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Kliniği Hekimi Uzman Dr. Gülşah Balcı, güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmamanın önemini vurguladı. Dr. Balcı, “İzmir'de yaz sezonuyla birlikte yoğun sıcaklar başladı. Şeker, kalp, böbrek hastalığı yaşayanlar ve 70 yaş üstündekiler yüksek risk altındalar. Bu gruptaki bireylerin 11.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. Baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler varsa ve vücut ısısı 40 dereceye çıkıyorsa, güneş çarpması belirtisi görülebilir. Böyle bir durumda derhal en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ayrıca, damar genişlemesi nedeniyle beyinde baloncuk oluşumuna veya beyin kanamasına yol açabileceği gibi, bu tehlikeli durum ölümle sonuçlanabilir” dedi.
Balcı, aydınlatıcı bilgiler vermeye devam etti:
“O tür acil durumlarla karşılaşıldığında, sağlık kuruluşu gelene kadar kişinin bilinci yerindeyse gölgede veya serin bir alanda uzanması önemlidir. Eğer bayılma durumu söz konusuysa, kişi gölgede ya da serin bir yere yatırılmalı ve ayakları havaya kaldırılmalıdır. Ancak bilinç kaybı varsa derhal 112'yi aramalıyız. Sıcak havalarda zorunlu olan kişilerin günde 2,5-3 litre su tüketmeleri gerekiyor. Fenalaşma veya baş dönmesi genellikle sıvı kaybından kaynaklanıyor. Düşük kalorili, yağsız gıdalar tercih edilmelidir. Özellikle zeytinyağlı yemekler önerilmektedir. Ayrıca, sıvı dengesini korumak için egzersiz yapılmalıdır.”
'Sıcak Havalarda Sıvı Tüketimi Çok Önemli'
Sıcak havalarda yeterli sıvı almanın önemine dikkat çeken Dr. Balcı, “Besinler arasında su içeriği yüksek olan kabak, salatalık, kavun, karpuz gibi hafif sebzeler tercih edilmelidir. Yüksek kalorili, yağlı yiyecekler önerilmez. Egzersiz yapılması önemli ancak sabah erken veya akşamüstü güneş battıktan sonra yapılmalıdır. Özellikle şeker hastaları, sıcak havalarda sıvı kaybı nedeniyle kan şekerlerinde dalgalanmalar yaşayabilir. Bu nedenle, sık sık kan şekeri takibi yapılmalıdır. Tansiyon hastalarında da sıcak havalar, sıvı ve tuz kaybına neden oluyor. Bu yüzden sıvı alımına ve tuz tüketimine dikkat edilmelidir. Böbrek, kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olan hastaların ise sürekli gözlem altında olmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
'Güneşte Fazla Durmak DNA Hasarına Yol Açıyor'
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği Hekimi Prof. Dr. Kıymet Handan Kelekçi, güneş ışınlarının vücudumuz için yararlı olduğunu belirtirken, “D vitamini için gerekli olan güneşte, 11.00-12.00 saatleri arasında 15 dakikalık süre yeterli” dedi.
Prof. Dr. Kelekçi, aşırı güneşe maruz kalmanın DNA hasarına yol açtığını belirterek, “Deri kanserleri, özellikle melanoma ve diğer deri kanserlerini artırdığı bilimsel olarak kanıtlandı. Dolayısıyla, güneşte 15 dakikadan fazla kalmak zararlı ışınların cilt kanseri riskini artırıyor. Çocuklar, deri ince olduğu için daha dikkatli olunması gereken bir grup” diye ekledi.
'Mineral İçerikli Güneş Kremleri Tercih Edilmeli'
Prof. Dr. Kelekçi, güneş koruyucu kremlerin güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmesi ve iki saatte bir yenilenmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Çocuklar için bu daha da önemlidir. Güneş koruyuculara duyarlılığı olanlar veya kullanmak istemeyenler için fiziksel koruma da mevcut. Gölge altında durmak, 15 dakikadan fazla güneşte kalmamak, şapka ve gözlük gibi koruyucu ekipmanlar kullanmak önemli önlemler arasında” dedi.
Prof. Dr. Kelekçi, “Mineral filtreli güneş koruyucu kremleri kullanmak sağlıklı bir seçimdir. Aerosol formlardaki güneş kremleri akciğerlerden kan dolaşımına geçebileceğinden tercih edilmemelidir. Çinko oksit ve titanyum dioksit içeren mineralli koruyucular avantajlıdır. Ayrıca, 15 faktörden fazla koruma sağlayan kremler kullanılırken, 60'tan fazla kullanmanın ek bir fayda sağlamadığı da tespit edilmiştir. Bu sebeple, 15 üzeri ama 60'tan daha fazla kullanmamak gerekir” diyerek sözlerini noktaladı.