6 Şubat depremlerinde, Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu ilçesindeki Güneşevler Mahallesi’nde yer alan Bad-ı Saba Konutları A Blok’un yıkılması sonucu 42 kişi hayatını kaybetmiş, 17 kişi ise yaralanmıştı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, Bad-ı Saba Konutları’nın yıkılmasına dair yürütülen soruşturma çerçevesinde; binanın müteahhidi, statik proje müellifi ve şantiye şefi olan tutuklu sanık Şahin Avşaroğlu ile beraber tutuksuz sanıklar olan kardeşi ve ortağı İsmail Avşaroğlu, mimari proje müellifi Hülya Kaptanoğlu, şantiye şefleri Ömer Faruk Tatarlı ve Ali Enes Çakallıoğlu, zemin etüt raporu müellifi Lütfi Varol, statik proje uygulama ve denetçisi Hacı Kocabaş, mimari proje ve uygulama denetçileri Hasan Tümer ve Alper Ömer Doğan ile yapı denetim firması yetkilisi Ahmet Fatih Tekerek hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla 22 yıl 6’ar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
Bad-ı Saba Konutları’na dair davanın beşinci duruşması, 30 Nisan’da Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi. Duruşmada, depremde yaşamını yitirenlerin yakınları, tutuklu sanık müteahhit Şahin Avşaroğlu, bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları yer aldı.
“Gidebilirdim ama Kaçmayı Hiç Düşünmedim”
Müştekiler, ifadelerinde sanıklardan şikayetçi olduklarını ve cezalandırılmalarını talep ettiklerini belirtti. Tutuklu sanık AKP’li müteahhit Şahin Avşaroğlu, duruşmada daha önceki savunmalarını tekrar ederek, şu sözleri söyledi:
– Depremin ardından kaçmadım, şehrimi terk etmedim. Dulkadiroğlu AK Parti İlçe Başkanı olmam dolayısıyla devletin oluşturduğu il koordinasyon kurulunda görev aldım. Çalışmalara bizzat katıldım. Hem faaliyetlerim hem de sağladığım hizmetler HTS kayıtlarımdan incelenebilir. Karar mahkemenin. Sadece ailemi güvenli bir yere bırakmak amacıyla Kahramanmaraş’tan ayrıldım. Gözaltı süreçlerinin başladığı dönemde kuruldan izin alarak ailemi bırakmaya gittim, sonrasında tekrar geri döndüm.
– Kahramanmaraş’tan çıktıktan sonra başka bir şehre gidebilirdim ama kaçmayı veya saklanmayı asla düşünmedim. Şehrime döndüm ve görevime devam ettim. Daha sonra gözaltına alındım. Deprem yaşandı, can kayıpları oldu; yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Üzerime düşeni yapmaya çalıştım. Devletine bağlı, vatanını seven biriyim. Bu şehirde doğdum, bu şehrin ekmeğini yedim, birçok sivil toplum kuruluşunda görev aldım. Yaklaşık 27 aydır tutukluyum. Kalp rahatsızlıklarım ve sağlık sorunlarım artıyor. Tahliyemi talep ediyorum.
Diğer tutuksuz sanıklar da üzerlerine atılan suçlamaları reddederek beraat talebinde bulundu. İddia makamı, duruşmada Avşaroğlu hakkında yürütülen yargılamaya dair mevcut delil durumunu, isnat edilen suçun vasfı ve mahiyeti ile kanunda öngörülen cezanın üst sınırını göz önünde bulundurarak, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunduğunu vurguladı.
Savcılık, tüm bu unsurları değerlendirerek tutuklamaya yönelik koruma tedbirinin bu aşamada ölçülü ve orantılı olduğunu belirtti ve tutukluluk halinin sürdürülmesini talep etti. Ayrıca, bilirkişi raporunun beklenmesi gerektiğini de ifade etti.
30 Temmuz’a Ertelendi
Avşaroğlu’nun avukatları, iddia makamının mütalaasına katılmadıklarını belirterek müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların kusur durumlarına dair bilirkişi raporunun beklenmesine, Avşaroğlu’nun tutukluluk halinin ve tutuksuz sanıkların mevcut durumlarının devamına karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 30 Temmuz’da görülecek.
