

Samsun’da 1987 yılında Türkiye’nin ilk tabiat koruma alanı olarak ilan edilen Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma Alanı, 110 bitki ve 72 mantar türüne ev sahipliği yapmanın yanı sıra köstebek, yılan, su yılanı, kaplumbağa, kurbağa, karaca ve balıkçıl kuşları gibi birçok canlıyı barındırıyor.
Dişbudak, karaağaç, akçaağaç, gürgen ve kızılağaç gibi ağaçların yoğun olarak bulunduğu bu alanda, Türkiye’ye özgü dişbudak yapraklı kanatlı ceviz ağaçları da yer alıyor. Ormanda kırılan dallar, doğanın döngüsüne katkı sağlamak amacıyla olduğu gibi bırakılıyor.
121 hektarlık bu alan, insanların müdahalesinden tamamen izole edilmiş durumda. Ancak bilim insanlarının araştırma amaçlı girişleri için özel izin veriliyor.
Ormanta İnsan Müdahalesi Yok
Doğa Koruma ve Milli Parklar 11. Bölge Müdürü Resul Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de toplam 32 tabiat koruma alanı bulunduğunu ve Hacıosman Ormanı’nın bu alanlardan biri olarak ilk ilan edilen bölge olduğunu belirtti.
Bu tür koruma alanlarının hem Türkiye’de hem de dünya genelinde nadir olduğunu vurgulayan Doğan, “Burası, flora, fauna ve ekosistemi korumak amacıyla büyük bir öneme sahip. Sürekli insan ve iklim baskıları altında olan, dünya genelinde kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu alanlar, yalnızca bilimsel araştırma ve eğitim çalışmaları için kullanılabiliyor. Burada düşen her dalı ve devrilen her ağacı dokunmadan yerinde bırakıyoruz.” dedi.
Hacıosman Ormanı Tabiatı Koruma Alanı’nın tabiat koruma alanları açısından ender bir konumda olduğunu kaydeden Doğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Aynı zamanda subasar ormanı olan bu bölge, yılın 4-5 ayı su seviyesinin yükselmesiyle karakterize edilir. Hakim türleri arasında dişbudak, akçaağaç, kızılağaç ve buraya ait endemik bir tür olan kanatlı ceviz yer alıyor. Genel olarak zengin bir flora ve fauna çeşitliliğine sahiptir. Burada 110 bitki türü, 72 mantar türü, çeşitli sürüngenler, kaplumbağalar, ötücü ve su kuşları gibi çok sayıda tür bulunmaktadır. Farklı ekosistemlerin bir arada bulunduğu bu alan, orman ekosisteminin yanı sıra kumul ve sucul ekosistemleri de içermektedir.”