2018 yılından bu yana, Cumhurbaşkanı Erdoğan her yıl ‘şahlanıyoruz’ açıklaması yaptı. Her sene şahlanma yılı olarak ilan edildi, ancak istediğimiz gibi bir gelişim yakalayamadık. Aksine, durum giderek kötüleşti ve şahlanmasını beklediğimiz at, ön ayakları üzerinde duramaz hale geldi. Zavallı at, neredeyse öldü!
Saray’a bağlı medya, yedi yıldır her altı ayda bir ‘şahlanıyoruz’ başlığıyla manşet atıyor ama sonuç değişmiyor!
Son yedi yıl içerisinde duyduğumuz en yaygın slogan sadece şahlanıyoruz değil, aynı zamanda geride kaldı ifadesi de iktidar tarafından sıkça dile getirildi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Dünya gazetesine verdiği röportajda ‘en zor dönem geride kaldı’</strong; sözlerini sarf etti.
Bu kaçıncı ‘en zor dönem’ dedim kendi kendime… Bu durumun çaresi ne?!
Bu söylemin kaynağı damat bakandır; Berat Albayrak. 2019 yılının başında ‘Mart, Şubat’tan daha iyi olacak; en kötü geride kaldı’</strong; demişti. O günden bu yana en kötü bir türlü geride kalmadı. Mart ayı da Şubat'tan iyi olmadı…
Son aylarda iflas, konkordato ve kepenk kapatma haberleri birbirini izliyor. Bir zamanlar tekstil ve hazır giyim sektöründeki başarılı girişimlerle övünürdük. Ancak, bu sektörde son 2,5 yılda 7 bin firma kepenk kapatırken, 300 bin kişi işsiz kalmış durumda. Önümüzdeki aylarda 100 bin kişinin daha işten çıkarılacağı tahmin ediliyor…
Memleketin her köşesinde bir çöküş gözlemleniyor… Eğitimden adalete, sağlıktan ekonomiye her alanda işleri kötüye gidiyor…
Şahlanmayı bir kenara bırakın, yerimizde sabit durabilsek buna dahi şükredeceğiz…
En kötünün geride kalmasını bırakın, daha kötüsünü yaşamamak için dua ediyoruz…
Peki, bu durum sonsuza dek böyle mi sürecek? Türkiye bir daha şaha kalkamayacak mı?
Kalkacak; bu ülkenin şaha kalkma potansiyeli ve gücü bulunuyor…
Peki, ne zaman? Ne zaman Türkiye şaha kalkacak?
Rejim değiştiğinde…
Dikkatinizi çekerim, iktidar değiştiğinde ya da Erdoğan gittiğinde demiyorum; rejim değiştiğinde diyorum…
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Saray’da bir görüşme gerçekleştirmiş. Verdiği röportajda, Erdoğan’ın yüzüne ‘Türk tipi başkanlık sistemi, ekonomi başta olmak üzere hemen her alanda büyük hayal kırıklığına yol açtı.’</strong; demiş…
Toplumun genel hissiyatını ifade etmiş…
Soru şu: Bu zor durumu gören Erdoğan, tek adam yönetimini sona erdirip ortak aklın hakim olacağı bir model geçebilir mi? Yani otokrasiden vazgeçip demokrasiye geri döner mi?
Kendisi niyet etse bile rejimin adamları izin vermez…
Rejimin adamları direniş gösterir…
