reklam
reklam
DOLAR38,7505% 0.36
EURO43,7076% 0.33
STERLIN51,6471% 0.45
FRANG46,6312% 0.45
ALTIN4.161,90% 1,41
BITCOIN102.961,011.442
reklam

Türk İş’ten grev sinyali! Atalay’dan Mehmet Şimşek’e sert sözler

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türk İş’ten grev sinyali! Atalay’dan Mehmet Şimşek’e sert sözler
reklam

Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası’nın (Şeker-İş) 23. Olağan Genel Kurulu Ankara’da başladı. Açılışta konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, özelleştirme politikalarını eleştirirken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i sert sözlerle hedef aldı.

Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı yıllardır mücadele ettiklerini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Şeker, silah gibidir. Demeye kalktığın zaman, basının büyük bölümü, bürokrasi, siyaset, hepsi karşımıza dikildi.”

1999’da başlayan özelleştirme sürecine karşı verdikleri mücadeleyi anlatan Atalay, “İnanın bize deli muamelesi yaptılar” dedi. Satılan fabrikaların bir kısmının çimentocuya, kömürcüye gittiğini belirterek:

“Hayatında şeker pancarı görmemiş aldı. İyi işleten var, kötü işleten de var.”

Özelleştirmenin zararlarının pandemi sürecinde görüldüğünü belirten Atalay, bunun da ‘kapak’ olduğunu söyledi. Atalay şöyle konuştu:

  • Al, geldiğimiz nokta ortada. Şu anda 15-16 fabrika olmasaydı, şekeri 3 misli, 5 misli daha pahalı yiyecektik. Şimdi, her, değerli arkadaşlar her ortamda anlatıyorum. Genel Müdürüm burada, size de anlatıyorum.
  • Sayın Cumhurbaşkanına da anlatıyorum, bakana da. Özelleştirin bakayım hadi, yapabilir misiniz? Yapamazsınız. Kovid hepimize kapak oldu. Kapak oldu kovid hepimize. Niye? Sen burada iyi niyetle olan, bir kamyon bürokratımız var A’dan Z’ye biliyorum. Çırpındı, yapmayın dedi. Özelleşmenin başında olan bazı arkadaşlarımız onları muhatap bile almadılar. Muhatap bile almadılar. Dediler ya bunların ülkenin kötülüğünü düşünüyor bunlar. Değerli arkadaşlar, şimdi 16-17 fabrika satıldı. İşini iyi yapan fabrikalarımız var mı? Var. O fabrikaları çimentocu aldı, kömürcü aldı, hayatında şeker pancarı görmemiş aldı. İyi işleten var, kötü işleten de var. Kurallara uymayan var mı? Var. İsa Bey bir bölümünü anlattı, bir bölümünü anlattı. Onun için, siyasette, müdürlükte, başkanlıkta, parayla her dakika, her gün birileri için bitiyor.
  • Bu ülkede ortalama 4.200 kişi dünyasını değiştiriyor, her gün. Şimdi buraya gelirken, bizim Siirt başkanının oğlu rahmetli olmuş dediler yolda, Allah rahmet eylesin. Onun gibi 4.200 kişi dünyayı değiştiriyor. Hanımını bırakıyor, parayı bırakıyor, uçağı bırakıyor, başkanlığı bırakıyor. Haydi Abbas vakit tamam, gidiyor. Anlayana, anlamayanın hiç bir işi yok. Gittiği zaman anlasın ne anlıyorsa. Anlayana. Onun için o kadar kısa bir zaman ki, fırıldaklık yapmanın bir anlamı yok. Vallahi vakit yok, zaman yok.

Konuşmasında işçilerin taleplerine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Atalay, işveren ve hükümete şöyle seslendi:

“Haklı olduğumuz meselede, hakkımızı verin. Olmuyorsa bakana gidin, deyin ki Sayın Bakan, bu işçi bunu hak ediyor.”

Sendikal örgütlenme oranlarının düşük olduğuna dikkat çeken Atalay, sendikanın siyaset üstü bir yapıda olması gerektiğini belirtti: “Sendika işçinin olur, memurun olur, başka kimsenin olmaz.”

MEHMET ŞİMŞEK’İ HEDEF ALDI! SİNYALİ VERDİ

Atalay, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelik şu sert sözleri kullandı:

  • “Mehmet Şimşek’e anlatacak durumum yok. Çünkü anlamaz. Her yerde ifade ediyorum, anlamaz.”

Açlığın sessiz kalınarak değil, gerekli dille anlatılarak duyurulması gerektiğini savunan Atalay:

“Onun anlayacağı dilden belli edin. Onun için sendikacılar da onların anlayacağı dilden, söylemesini gerekeni noksansız söylerler.”

Atalay, grev sinyalini de şu sözlerle verdi:

  • Geçen sene tam bugün 2 sene oldu, kamu sözleşmesini imzaladık. Ayın, 2023’e bugün. Sen şimdi ülkemizde işte burada da televizyonlarımız var, gazetelerimiz var. Partilerin televizyonu var mı? Var. Partilerin köşe yazarları var mı? Var. Yorumcuları var mı? Var. Patronların televizyonları var mı? Var. Bizim neyimiz var? Bir şey konuştuğun zaman, biri oradan çekiyor, her akşam yorum yapıyor arkadaşlar.
  • Çıktığı zaman biliyorsunuz ne söyleyeceğini. Senin hırsızın, benim hırsızım olmaz. Hırsız, hırsızdır. Terör örgütünden farkı yoktur. Bu ülkenin malını çalan, Allah belasını versin. Yani onun için biz, bugün cuma. Allah nasip ederse, müsait olanlar, imkanı olanlar gidecek. Her yerde söylüyorum. Namaza başlamadan 30 saniye evvel hoca bir şey söylüyor. Her yerde söyleyeceğim bunu. Diyor ki, Ey cemaat, 1.000 yıldır, Cenabı Allah adaletli olmayı, iyilik yapmayı, yakınlara bakmayı emreder diyor. Fenalığı, azgınlığı, kötülüğü yasaklar. İster tutun, ister tutmayın. Burada da bir hesap var, gittiğin yerde de. Onun için biz burada, kamu sözleşmesini, geç, 2 sene evvel yaptık. Arkadaşlarımın %95’i, 99’u, bana itirazı olan hiç kimseyi duymadım. Hiç kimseyi duymadım. Aradan 3 ay geçti, 5 ay geçti, ne para kaldı ne pul kaldı, darmadağın olduk.
  • Hala 2 senedir devam ediyor. Şimdi sözleşme görüşmeleri devam ediyor. 2 ay oldu arkadaşlarımız teklifleri verdiler. Ben her yerde ifade ediyorum. Ramazan Bey, Eyüp Bey burada. Nazmi Bey bana “Eyüp Bey söyleme” diyor. Her sendika kendi sözleşmesinden sorumlu. Yani Şeker-İş Sendikası yönetimi, başkanları, onlar altına imza atıyorlar. Türk-İş yönetimi, ben semboliğim. Diyorlar ki ya niye öyle diyorsun? Anlatıyorum. Ben önünüzden giderim, derdinizi anlatırım, kapı kapı dolaşırım. Ne gerekiyorsa, grevdir, eylemdir, öncü olurum. Ama imzayı siz atıyorsunuz. Onun için zaman zaman değil, her zaman söylüyor. İşçiye gidip soracaksınız, işçiyle beraber hareket edeceksiniz. Zaman zaman var ya, bana dokunmayan yılan 1.000 yıl yaşasın, doğru bir laf değil. Müşteri her zaman haklıdır, doğru bir laf değil. Her koyun kendi bacağından asılır, Yahudi lafıdır. Laflara iyi bakmak lazım.
  • Dün Bursa’da bir televizyoncu, gazeteci soruyor belediye başkanına. Ya diyor aynı anda diyor, Bursa’da diyor işçi greve çıkmak üzere. İzmir’de diyor, İstanbul’da diyor. Türk-İş başkanı da diyor, demiryolcunun başkanı diyor. Acaba diyor burada bir film mi var diyor. Değerli arkadaşlar, ben onları bilmem ki.
  • Grev kimin faydası var kime? Yahut yıkmanın, dökmenin kime faydası var? Ben İzmir ‘deki grevi bilmem, olanı bilmem. Bana dediler ki durum bu, işçiyle konuştuk bunu yapıyoruz. 30.000 tane sözleşme var, Türk-İş başkanı olan birini bilmez ki. Aklından dahi geçmez. Yani grev yap, bilmem ne yap. Hakkını ver işçinin, olsun bitsin.
reklam

YORUM YAP