Türk-İş Başkanı: Derdimi herkese anlatırım ama Şimşek anlamaz

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin görüşlerini paylaştı. Atalay, “Eğer şu anda 14-15 fabrika olmasaydı, şekeri üç kat, beş kat daha pahalı alacaktık. Her platformda bu durumu anlatıyorum. Genel müdürüme, Sayın Cumhurbaşkanı’na, bakana da aynı şekilde ifade ediyorum: Özelleştirin bakalım yapabiliyor musunuz? Yapamazsınız. Covid, hepimiz için beklenmedik sonuçlar doğurdu. İyi niyetli bir bürokratımız, sürecin başında ‘Yapmayın’ dedi ama bu önerilere muhatap bile alınmadı” şeklinde konuştu.

Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İŞ) 23. Olağan Genel Kurulu, Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkanları ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Genel Kurul’un divan başkanlığına Nazmi Irgat, başkan yardımcılığına Alaattin Soydan ve Hakan Yeşil, sekreterliğe ise Kenan Yener ve Yüksel İlaslan seçildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmaları Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay tarafından yapıldı.

Gök konuşmasına “Kudretini tarihinden, gücünü birliğinden alan bizler için ne mutlu. Emeğiyle yücelenlere, ülke sevdasıyla çalışanlara, Şeker-İş’e varlığıyla güç verenlere” diyerek başladı ve genel kurulun işçi hareketine katkı sağlayacağı dileğinde bulundu.

Gök, dünyanın son yıllarda zorlu bir süreçten geçtiğini vurgulayarak, “Dünyanın her yerinde insanlık tarihine kara leke olarak kazınacak olaylar yaşanıyor. Batı, ‘benden olmayanın canı cehenneme’ diyerek insanlığa karşı durdu” ifadelerini kullandı.

Filistin ve Gazze’deki sorunlara da değinen Gök, “Birleşmiş Milletler, Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi durumlarda başarısız oldu. Ülkemiz ise adalet ve insanlık mücadelesine devam etmektedir. Değişen dünya, güvenlik arzularımızı tehdit eden birçok sorunla karşı karşıya. Dolayısıyla küreselleşme yeni bir yön çizmelidir” dedi.

ASGARİ ÜCRET YENİDEN DÜZENLENMELİ

Atalay, ülke olarak ortak bir refah alanına ulaşmanın önemine değinerek, asgari ücretin ‘sürdürülebilir yaşam ücreti’ olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, vergi sisteminden emeklilik haklarına kadar birçok alanda adil reformların hayata geçirilmesinin şart olduğunu belirtti.

Atalay, “Kamunun hakkı olan 70 bin tondan fazla üretim, göz göre göre kamunun elinden alındı ve bu durumu Danıştay ile Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık” dedi.

Bunun yanı sıra Atalay, “Bu salonda şekerle ilgili bilgi sahibi yöneticilerimiz ve akademisyenlerimiz var. Şeker Fabrikaları, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biridir” ifadelerini kullandı.

Özelleştirme konusunu tekrar ele alan Atalay, “Biz son 22 yıldır sürekli ‘Bu fabrikaları özelleştirmeyin, Türkiye’ye katkı sağlıyor’ dedik. Ancak bu öneriler dikkate alınmadı.” dedi.

Atalay, işçilerin ve çalışanların üzerindeki olumsuz algılara da değinerek, “İşçiler bu ülkenin en önemli bileşenlerindendir. Ancak ötekileştirilmemelidirler” diye konuştu.

BİZİ OY DEPOSU OLARAK GÖRÜYORLAR

Atalay, işçilerle ilgili olarak, “Bizi oy deposu olarak görüyorlar. Siyasi partiler bizi sadece seçmen olarak görüyor. Ancak biz, bu ülkenin önemli bir parçasıyız ve emeğimizin karşılığını talep ediyoruz. Biz bu ülkenin yüzde 60’ıyız. Derdimi herkese anlatırım ama Mehmet Şimşek’e anlatacak bir durumum yok çünkü anlamaz.” şeklinde konuştu.