reklam
reklam
DOLAR39,2305% -0.07
EURO44,8822% 0.3
STERLIN53,2742% 0.24
FRANG47,7780% 0.07
ALTIN4.209,06% 0,77
BITCOIN108.438,582.016
reklam

Türk edebiyatının Mona Roza’sı Muazzez Akkaya Giray son yolculuğuna uğurlandı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Türk edebiyatının Mona Roza’sı Muazzez Akkaya Giray son yolculuğuna uğurlandı
reklam

Türk Edebiyatı‘nın önemli isimlerinden Cemal Süreya ve Sezai Karakoç‘un hayranlıkla andığı Muazzez Akkaya Giray, 7 Haziran’da hayatını kaybetti.

Karakoç‘un Giray için yazdığı Mona Roza şiiri, Türk Edebiyatı‘nda aşk teması denilince akla gelen ilk eserler arasında yer almaktadır.

Muazzez Akkaya Giray

Karakoç‘un imkansız aşkı olarak bilinen Giray, Fenerbahçe Camisi’nde son yolculuğuna uğurlandı.

MONA ROZA KİMDİR?

1930‘da Sakarya‘nın Geyve ilçesinde dünyaya gelen Giray, eğitim hayatına Kandilli Kız Lisesi’nde başladı. 1949‘da Ankara’da Mülkiye Mektebi‘nin Maliye Bölümü’ne kabul edilen Giray, 1954’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ve Hazine avukatı olarak çalıştı.

Muazzez Akkaya Giray, üniversite yıllarında Cemal Süreya ve Sezai Karakoç ile aynı sınıfta eğitim aldı.

Giray, 2024’te Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda, her iki şairin kendisine oldukça ilgili olduğunu ancak bu dönemde bir yakınlık kurmayı düşünmediğini ifade etmişti.

İŞTE O ŞİİR

Karakoç‘un Giray için yazdığı şiir ise şöyle:

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Giray’ın o röportajından bazı önemli başlıklar:

“SÜREYA CEBİME ŞİİRLER KOYARDI”

“Cemal Süreya, sıkça cebime şiirler koyardı. Daha sonra sınıfa girdiğimde o şiiri tahtada da görürdüm. Şiirlerin ona ait olduğunu sonradan öğrendim. O zamanlar böyle bir arkadaşlık kurmayı hiç düşünmemiştim.”

“KARAKOÇ BENDEN KÜÇÜKTÜ, İLK HANDİKAP OYDU”

“Büyüklerimizin kafamıza kazıdığı bazı görüşler var, ‘erkek yaşça büyük, kadın ondan küçük olmalı’ gibi. Ailem ve çevrem de böyle düşünüyordu. Sezai Karakoç da benden 1-2 yaş küçük olduğundan benim için ilk engel bu oldu. Bu nedenle bu ihtimali hiç düşünmedim.”

“BENİLE GELİP KONUŞMAYA HİÇ ÇALIŞMADI”

“Benimle konuşmaya hiç çalışmadı. Bir iddiaya girmiştik, bu nedenle soy isminden bir harfi attığı doğru. Hangimiz daha ileri olursak, diğeri bir şeyinden vazgeçecekti. Olay olduğunda Mülkiye’nin kafesinde arkadaşlarımızla oturuyorduk. Arkadaşlarım, Sezai Karakoç ile gelmişti. Aynı masadaydık. Diğer arkadaşlar kalkıp gidince ve sadece Sezai Karakoç ile kaldığımızda Cemal Süreya, soy isminden bir harfi sildirmiş. Bunu bana böyle açıklamışlardı.”

“EŞİMLE MUTLU BİR HAYATIM OLDU”

“Üniversitede 2. sınıftaydık. Yazdığı şiirleri bana vermek için çok çaba sarf ediyordu, ben mecburen onları almak zorunda kalıyordum. Ama o zamanlar okuldan biriyle arkadaş olmayı hiç düşünmedim. Okul sonrası seçtiğim eşim, Mülkiye mezunu rahmetli Orhan Giray ile çok mutlu bir hayatım oldu, 4 güzel evlat yetiştirdik.”

“O ŞİİRLERİ KAYBETTİM”

“Zamanla bana yazılan şiirleri kaybettim, bu konuda gerçekten üzülüyorum. Evlenirken sorun olmasın diye ablamın evinde bir yere koymuştum. Sonra da eşimle bir sorun yaşamayalım diye geri almadım. Orada da şiirler zamanla yok oldu. Gerçekten üzgünüm, keşke o şiirleri saklasaydım.”

“KARAKOÇ’U VEFATINDAN BİR AY ÖNCE GÖRDÜM”

“Bu duruma sebep verdiğim için üzülüyorum ama bir yerden de teselli buluyorum, çünkü hiçbir yakınlık göstermedim. Ancak bir şey üzüyor ki, Sezai Karakoç’u vefatından bir ay kadar önce Fenerbahçe sahilinde gördüm. O kadar dikkatle bana bakıyordu ki… Ama beyaz saçları ve sakalları nedeniyle onu tanıyamadım. Bir süre sonra gazetede vefat ilanını görünce onun Sezai Karakoç olduğunu anladım. Eğer o olduğunu bilseydim, bir kafede oturup beraber bir kahve içmek isterdim.”

“İYİ Kİ RAHMETLİ EŞİMİ SEÇMİŞİM”

“Rahmetli eşimle çok mutlu günler geçirdik, iyi ki onu seçmişim. Eşimle bu konular hakkında hiç konuşmadık ama belki de haberi vardı. Çünkü bana küçük bir şiir de yazmıştı. Dizeleri hatırımda, ezberimde, ‘İsterim ömrümce, buldum ben gönlümce/Gözlerimde yaş, arzuyla demlenince’ şeklindeydi. Küçük bir şiir ama bunun için uğraşması benim için çok değerliydi.”

reklam

YORUM YAP