reklam
reklam
DOLAR40,4343% 0.24
EURO47,1614% 0.49
STERLIN54,2613% 0.02
FRANG50,4609% 0.59
ALTIN4.350,44% 0,55
BITCOIN118.164,370.162
reklam

Tencere Sorunu Sürdürecek

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tencere Sorunu Sürdürecek
reklam

ŞEHRİBAN KIRAÇ / NEFES

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, mevcut durumda ortalama gelirin negatif bir seyir izlediğine dikkat çekerek, “Yozgat’taki çiftçi, solcu olduğu için değil, mağdur olduğu için sokağa çıkıyor. Bu yüzden tüm illerde insanlar sokağa dökülüyor. Çok ciddi zorluklar yaşanıyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Günçavdı ile ekonomik büyüme ve gelir erimesi üzerinde konuştuk.

* Geniş bir halk kesiminde ciddi bir gelir kaybı yaşanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Uzun bir süredir Prof. Dr. Haluk Levent ve Doç. Dr. Ayşe Aylin Bayar ile birlikte TÜİK’in Hanehalkı Bütçe Anketleri'nden elde edilen verileri inceleyerek AKP iktidarını ele alıyoruz. 2003 ile 2023 arasında gerçekleşen ekonomik büyüme, düşük gelir gruplarının aleyhine sonuçlar doğurmuş. AKP, yoksul yanlısı değil, zengin yanlısı bir büyüme modeli ortaya koymuş. Özellikle 2018’de başkanlık sistemine geçilmesiyle büyümenin paylaşımında ciddi sorunlar meydana çıktı. Başkanlık sisteminde, Türkiye’de yalnızca en üst gelir dilimindeki yüzde 10 kazanç sağlarken, diğer toplum kesimlerinin gelirleri azalmış durumda. Bu sonuçların bu kadar belirgin olacağını biz bile tahmin etmiyorduk. Son günlerde CHP Lideri Özgür Özel’in protesto eylemlerinin halk tarafından desteklenmesinin sebebi de işte bu tablo.

* Yani mutfaktaki tencereler boş mu?

Evet, bu durum iktidarı artık rahatsız etmeye başlayacak. Artık mesele, kesinlikle tencere meselesine dönüştü. İktidarın burada rahat bir şekilde oturması zor. Yaratılan tablo basit bir durum değil; insanları doyurmanız gerekiyor.

KÖR TOPAL GİDİYOR

* Vatandaşlar tencerenin boş olduğunu ne zaman fark etmeye başlıyor?

Düşük ve alt gelir grubundaki yüzde 40’a baktığımızda, gelirleri Türkiye ortalamasının altında artmış. Yoksulların aleyhine bir durum söz konusu. Örneğin, 2003-2007 döneminde AKP’nin ilk yıllarında tüm kesimler ortalamanın üzerinde gelir elde etti. Bu nedenle de AKP tabanı genişledi. Ancak 2008-2009 kriz döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 küçüldü ve ortalama gelir negatife düştü. Aslında AKP modeli 2015’te sona erdi. Ortalama gelir şu an negatif. Düşük gelir gruplarının geliri daha da düşüyor. Yüksek gelir grupları da yaşamlarından pek memnun değil.

2018-2023 dönemi, yani başkanlık sistemine geçiş, asıl sorunlu dönem. Bu süreçte yüksek bir ortalama büyüme oranı var, ancak toplumun yüzde 80’i bu büyümeden yeterince fayda göremiyor. Sadece yüzde 20’lik kesim bu büyümenin avantajlarından yararlanıyor. Başkanlık sisteminin yarattığı resim budur. Yoksul gruplar mağdur duruma düştü. CHP mitinglerindeki kalabalıklar da bunun sonucu. AKP’nin bu durumu değiştirmesi mümkün görünmüyor; zira sistematik bir kötüleşme söz konusu. 2025 sonrası dönem ise artık kör topal bir gidişat, uzatmalar oynanıyor. 2024-2025 tabloları ortaya çıktığında, durumun daha da kötüleşeceğini göreceğiz. AKP’nin bu tabloda bir daha seçim kazanması neredeyse imkansız, çünkü bu durumu değiştirmesi gerekiyor.

ÇOK DAHA DRAMATİK RESİM ORTAYA ÇIKACAK

* Yaptığımız araştırmalar, Türkiye’de ciddi bir yoksullaşma yaşandığını ortaya koyuyor.

Kesinlikle. Başkanlık rejimi yoksulluğu daha da çarpıcı hale getirdi. Bu gidişat böyle devam edemez. Sadece para vererek yoksulluk sorununu çözemezsiniz; bu durum sadece şiddetini azaltır. Amacımız yoksulluğu ortadan kaldırmak olmalı. Şu an çok açık bir şekilde yoksulluk artıyor. Hele ki TÜİK 2025 verilerini açıkladığında çok daha dramatik sonuçlarla karşılaşacağız.

* İnsanların gelirini artırmak ya da asgari ücrete ara zam yapmak sorunları çözmez mi?

Meselenin çözümü bu değil. Sorunu böyle çözemezsiniz. Kalıcı bir sonuca ulaşabilmek için sanayiyi ön planda tutmalıyız. Özellikle lüks tüketim üzerinde vergiler artırılmalı. Servetlerden elde edilen kaynaklarla yoksulluğun etkisi azaltılacak çalışmalar yapılmalı. Başkanlık rejimi, Türkiye’nin sorunlarını çözmüyor.

* Görünen o ki, Türkiye’de yoksul sayısı daha da artacak.

Kesinlikle artacak. Gelir dağılımı bozulmuş durumda. Orta sınıfın da gelirlerinde ciddi bir erime yaşanmakta. TÜİK’ten aldığımız resmi rakamlar, yoksulluğun arttığını gösteriyor. Eğer bu hesaplamayı ENAG veya İTO verileriyle yapsak, durum daha da kötü çıkacaktır.

BU SÜRDÜRÜLEMEZ PATLAR

* Bu tablo bizi nereye götürecek?

Toplumun geniş kesimlerini son derece zor durumda bırakıyorsunuz. Elde edilen geliri dar bir kesime aktarıyorsunuz. Bu sürdürülebilir bir model değil; bir gün patlayacaktır. Toplumsal olaylar genelde bu şekilde başlar. Yozgat’taki çiftçi, solcu olduğu için değil, mağdur olduğu için sokağa çıkıyor. Bu yüzden her ilde insanlar sokağa dökülüyor. Çok ciddi sorunlar var. Ortalama gelir negatif ya da sıfıra dönerse, ki bu 2024-2025 döneminde kesinlikle olacak, o zaman bu sistemin sonuna gelinmiş demektir. Durum kötüye gidiyor. İnsanlar mevcut olanı koruyamıyor; işte o yıllar 2024-2025 yılları.

* Ekonomide diğer alanlarda yaşanan sıkıntılar neler?

Para politikasında ciddi riskler söz konusu. Siyasi belirsizlik, sonuçta para politikasının önündeki en büyük engel haline gelecek. 19 Mart’ta herkes gerçeklerle yüzleşmeye başladı. Siyasetin ekonomiyi nasıl kontrol altında tuttuğunun farkına varıldı. Her gün yeni şoklarla karşı karşıyayız.

Her hata ekonomide kalıcı hasar bırakıyor. Beklentileri kötüleştiriyor. Bu dönemde iktidar bir hata daha yaptı: İş çevrelerinin sesini kesmeye çalıştı. Eleştiriyi bastırırsanız, problem içten içe büyür ve alevi göremezsiniz. Toplumdaki muhalif sesleri duymamak, ekonomiyi kaybetmek anlamına gelir. Bu sürdürülemez.

* Türkiye, yaşadığı sorunları çözmek adına hangi adımları atmalı?

Öncelikle başkanlık sisteminden vazgeçmeliyiz. Kamu, en çok kaynak tüketen kesimdir ve burada reformlar yapılmalıdır. Türkiye'nin kurtuluşu sanayide yatıyor. Halkın siyasetteki etkinliğinin artırılması gerekiyor.

SANAYİYİ UNUTTUK

* İktidar son dönemlerde ekonomide daha gerçekçi politikalara dönüş yaptıklarını söylüyor ama…

Problemi sadece para politikalarıyla halletmek mümkün değil. Dar ve orta gelirli kesim için gelirleri artırmalıyız. Yüzde 80’in cebinden alarak yüzde 20’lik gruba aktarmak, AKP’nin iktidarını sürdürmesi için yetersiz kalır. Türkiye, uzun zamandır sermaye birikimi hedefinden uzaklaştı; bunun yerine bir servet birikimi söz konusu. O servet de ülke içinde kalmıyor. Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihinde olmayan bir durum bu. AKP, zengin yaratmaya odaklandı ve üretime dayalı yatırımlara dönmeyi unuttu.

reklam

YORUM YAP

reklam

DÖVİZ KURLARI

  • DolarDOLAR
    ALIŞSATIŞFARK
    40,348240,4343% 0.24
  • EuroEURO
    ALIŞSATIŞFARK
    46,924447,1614% 0.49
  • SterlinİNG. STERLİNİ
    ALIŞSATIŞFARK
    54,136054,2613% 0.02
  • FrangİSV. FRANGI
    ALIŞSATIŞFARK
    50,309550,4609% 0.59
  • Kanada DolarıKAN. DOLARI
    ALIŞSATIŞFARK
    29,386929,4689% 0.44
  • Çeyrek AltınÇEYREK ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    6.959,387.112,98% 0,55
  • Gram AltınGRAM ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    4.349,614.350,44% 0,55
  • BitcoinBITCOIN
    FİYATDEĞİŞİM
    118.164,370.162
reklam

DÖVİZ ÇEVİRİCİ

  • Satış
    Alış