

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda, DEM Parti'nin Kobani davasındaki yargılama süreçlerinin incelenmesi için sunduğu öneri kabul edilmedi. Öneri üzerine söz alan AKP İstanbul Milletvekili ve Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel'in konuşması, DEM Partili milletvekillerinin tepkisine yol açtı.
Aslan: “Bu Bir Dava Değil, Siyasi Bir Operasyondur”
DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, önerinin gerekçesini açıklayarak şunları ifade etti:
– “Bu kürsüden ifade ediyorum ki, bu bir kumpas davasıdır; intikam ve siyasi öç alma operasyonudur. 8 savcının elinde yıllarca bekletilen bu dava, görünürde hukuki, gerçekte ise kumpas belgelerine dönüşmüştür. Özel mahkeme heyetlerinin oluşturulmasında, bazı hakim ve savcı gruplarının hala karar vermeyen akrabalara mensup oldukları ortaya çıkmaktadır. Adil yargılama ve savunma hakkının gasp edildiği tüm aşamalar burada dile geldi.
– 13 Mayıs'ta açıklanan mahkeme kararından tam 13 ay sonra önümüze konulan yaklaşık 33 bin sayfalık gerekçeli karardan sonra, artık bu Meclis'in farklı bir tutum sergilemesi gerekir. Çünkü bu bir dava değil, bir siyasi operasyondur ve halen öyle kalmaktadır. Verilen gerekçeli karar, kumpasta ısrarı bize göstermektedir.”
Bülbül: “Kobani Davasında Hukuk Yok”
CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül ise şu sözlere yer verdi:
– “Yargının bağımsız olmadığı, yasama ve yürütmenin yargıyı etkilediği bir ülkede yargılamaların doğal olarak hukuki tahribatlarla gerçekleşeceği aşikar. Kobani davasının gerekçeli kararı bile 12 ay sonra heyetin hazırladığı 32 bin sayfalık kararla veriliyor. Bu durum, yargının inandırıcılığını ortadan kaldırıyor.
– Kobani davası, siyasi bir dava niteliğindedir. Gelişmelerin üzerinden beş yıl geçtikten sonra dava açılması bile bunun bir kanıtıdır. Uzunluğu ve zamanlaması itibarıyla, karar duruşmasının seçim sonrası ertelenmiş olması siyaset açısından kullanılabilir bir dava haline getirmiştir. Değişen hiç bir şey yok, Kobani davasında hukuk yoktur ve adil yargılama eksiklikleri mevcuttur.”
Yüksel: “Demokrasilerde Şiddet Çağrısına Yer Yoktur”
AKP İstanbul Milletvekili ve Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, şunları kaydetti:
– “6-8 Ekim 2014 tarihlerinde neler yaşandığını hepimiz biliyoruz. Suriye'deki gelişmeleri bahane ederek, bölücü örgüt unsurları devletimizin bekasına yönelik bir isyan girişiminde bulunmuştur. Bu olay sonucunda 37 insanımız, yasa dışı olarak hayatını kaybetmiştir.
– Bu canilerin kurbanı olanlar arasında, ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları da bulunuyor. Yargı organları, bu olayları kışkırtan ve azmettirenlerden hesap sormak zorundadırlar.
– Mahkeme kararında 24 sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur.”
Yüksel ayrıca, “Bu düzenlemelere göre, birey özgürlüğü ve ifade özgürlüğü sınırlandırılabilir haklardır. Anayasa ve insan hakları sözleşmesi, bu haklara müdahalenin yasal araçları arasında terörle mücadele ve kamu düzeninin korunmasını içerir” dedi.
Temelli: “Hukukçu Olmayanın Ezbere Konuştuğu İddiası”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Yüksel'in konuşmasına yanıt verirken, “Yaşanan talihsizlik, Adalet Komisyonu Başkanı'nın bu şekilde konuşmasıdır. Eğer bir hukukçu değilse, ezbere konuşuyor deriz. Ancak bir hukukçu, ortada beraat eden arkadaşlarımızdan bahsederken nasıl olur da 37 kişinin ölümünden sorumlu olduğunu savunur? Bu açıkça bir yalandır. Bir hukukçu nasıl gözlerimizin içine bakarak yalan söyleyebilir? Bunları hayretle dinledik. Ardından bize hakaret eder gibi 'dinleyin, öğrenin' diyor. Asıl sen oku ve öğren,” dedi.