Spotify’ın her Salı günü düzenlenen üç saatlik üst düzey yönetim toplantılarında önemli bir kural bulunuyor: “çevrimdışı” veya “sonra” kelimelerini kullanmak yasak. Spotify eş CEO’su ve ürün geliştirme lideri Gustav Söderström, bu kuralın amacı olarak sorunları doğrudan ve anında çözmeyi gösteriyor.
“Konuşulan konu hakkında gereken kişinin zaten odada olduğunu” belirten Söderström, diğer şirketlerdeki yaygın uygulamanın aksine, Spotify’da konuların ertelenmesine izin verilmediğini vurguluyor: “Gerçek zamanlı çözüm oldukça basit ama pratikte son derece etkili. Çoğu şirket bunu gerçekleştiremez.”
Yönetim Tek Başına Katılıyor
Spotify toplantılarında uygulanan bir diğer kural ise, yöneticilerin alt kademe çalışanları toplantıya getirmemesi. Toplantıya katılan her başkan yardımcısının kendi konusuyla ilgili doğrudan ve derin bilgiye sahip olması gerekiyor.
“Kimseyi getirip, senin işini senin yerine anlatmasına izin veremem” diyen Söderström, her yöneticinin konusunu bizzat savunmasını şart koşuyor. Bu sayede ekip, zamanla birbirini yakından tanıyan ve güvene dayalı bir yapı oluşturuyor.
Bu toplantılar aynı zamanda Spotify’ın “bets” adını verdiği proje belirleme sürecinin temelini oluşturuyor. Her altı ayda bir yöneticiler, geliştirmek istedikleri projeleri sunuyor. Sunumlar, adeta bir girişim sermayesi toplantısı gibi işliyor; yöneticiler projelerini üst yönetime değil, birbirlerine kabul ettiriyor.
Sunumların ardından 30 ila 50 proje sıralanıyor. Seçilen projelere önümüzdeki altı ay boyunca kaynak ayrılıyor. Söderström, bu yapının, üst kademe yerine şirketin çeşitli kademelerinden gelen fikirlerle tabandan gelen bir yenilik ortamı yarattığını ifade ediyor: “Bir işi, ‘Bunu ben yapabilirim’ diyen biri çok daha iyi teslim eder.”
Spotify’ın bu yaklaşımı, şirketin son bir yılda borsada yüzde 116 değer kazanmasıyla da destekleniyor.
