

PKK’nın fesih ve silah bırakma kararının ardından YPG’nin bu sürece dahil olup olmayacağına dair tartışmaların başladığı ilk günden bu yana devam ediyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Feshedilen PKK’dan PYD/YPG’ye geçiş ve intikallerin nasıl denetleneceği…” şeklindeki açıklamasıyla konuyu daha da karmaşık hale getirmişti.
DEM Parti temsilcisi Cengiz Çandar ise YPG’yi kapsamayacak şekilde bir çağrının yapıldığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin net bir açıklama yaptı ve “Silah bırakma ve fesih süreçleri, örgütün Suriye kolunu da kapsamaktadır.” ifadesini kullandı.
Uçakta Erdoğan’a yöneltilen soru ve yanıtı şu şekilde gerçekleşti:
SORU: ABD Başkanı Donald Trump ile Körfez turunun ilk ayağı olan Riyad’daki çevrimiçi görüşmeniz ve sonrasında Suriye için alınan yaptırımların kaldırılmasına dair kararınızı duyduk. Trump’a atıfta bulunuldu. Avrupa Birliği de benzer bir karar alacağını belirtti. YPG konusunda bir sıkıntı var mı?
Trump ile gerçekleştirdiğimiz telefon görüşmesinde Suriye’deki yaptırımların kaldırılması üzerine odaklanmıştık. Trump Riyad’a gittiğinde, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara’nın toplantıya katılması bekleniyordu. Biz de o toplantıya çevrimiçi katıldık. Orada ortaya konulan vizyon, Dışişleri Bakanlarımız tarafından görüşmeler sonucunda hayata geçirildi. ABD’nin duyurusundan sonra Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi de yaptırımlarını kaldırdığını açıkladı. Bu adımlar, Suriye’nin bölgede istikrara kavuşması adına son derece kritik. Yürüttüğümüz çok katmanlı diplomasi, olumlu sonuçlar vermektedir. Riyad Zirvesi, Türkiye’nin kritik süreçlerde ne kadar önemli bir aktör olduğunu bir kez daha vurgulamıştır.
YPG konusunun birkaç bileşeni bulunmaktadır. Bunlardan biri, YPG’nin kontrolünde bulunan DEAŞ tutuklularıdır. Amerikalılar, Suriye ve Irak yönetimiyle oluşturduğumuz bir komite bulunuyor. Bu komite ile DEAŞ’lı tutuklular ve kamplardaki sivillerin, özellikle kadınlar ve çocukların durumu üzerine çalışıyoruz. Bir diğer konu ise YPG’nin Türkiye’deki çağrıya mı cevap vereceği, yoksa Şam’daki 8 Mart mutabakatına mı bağlı kalacağı… PKK’nın silah bırakma ve fesih süreci, örgütün Suriye kolunun da kapsamına girmektedir. 8 Mart’taki mutabakatın Ankara ve İran’dan alınan destekle güçlendiğini düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerin kritik olacağını değerlendiriyoruz. İlgili kurumlarımız, silahlı grupların Suriye ordusuna katılımları üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle YPG ile ilgili durumu çok dikkatlice takip ediyoruz. Şam yönetimi, bu konudaki dikkati artırmalı ve mevcut meseleler üzerinde odaklanmalıdır. Kamplardaki durumun da Irak tarafından dikkatle ele alınması gerektiğini vurgulamak istiyorum. El Hol kampındaki kadın ve çocukların çoğu Irak ve Suriye vatandaşıdır. Bu sorunlar çözüldükçe YPG’nin önemi azalacak ve entegrasyon süreci kolaylaşacaktır.