

PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı doğrultusunda toplanan PKK kongresinin, beklenen fesih ve silah bırakma kararlarına ilişkin bir bildiri yayınlamadığı öğrenildi. 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen kongrede, “tarihi öneme sahip kararlar alındı” ifadeleri ile duyuruldu.
DEM Parti, kongre sonrası ilk açıklamasını yaptığı bir basın bildirisinde, “Tarihi bir eşik: Barışın ve kardeşliğin yeni şafağı” başlığı altında çeşitli ifadeleri paylaştı:
Bugün Türkiye’nin yakın tarihinde kritik bir tarihî eşikte bulunuyoruz.
1. PKK’nın tarihî kongre kararları ile elli yıllık çatışmanın son bulmasına bir adım daha yaklaştık. Bu adım, köklü topraklarımızda asırlardır özlenen barış ve demokratik siyasetin yeniden yeşermesinin başlangıcıdır.
2. Uzun süreli çatışmalar sonucunda hayatlarını kaybeden tüm bireyleri saygı ile anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliği yoktur; bu gerçeği bizlere uzun yıllar süren acı tecrübeler öğretmiştir. Bugün Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Alevi, Sünni gibi tüm kimliklerin gözyaşları bir arada buluşmaktadır. Ortak acımızı yürekten hissediyoruz; kaybettiklerimizin anısını kıymetli bir emanet olarak koruyarak ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
3. Şimdi, eşit ve birlikte yaşam iradesini öncelikli hale getirme vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete ve evrensel hukuka sıkı bir inançla, demokratikleşme çabalarını hayata geçirme dönemidir. Artık hiçbir gencin ne dağda ne de şehirde toprağa düşmesini istemiyoruz. Bu ülkede inkar ve silahların değil, siyasetin, öfkenin değil, demokratik uzlaşmanın, ayrılığın değil birlikte yaşamanın sesi yükseklere ulaşmalıdır.
4. Onurlu bir barış ve demokratik çözüm için yeni bir sayfa açılmakta. DEM Parti olarak bu tarihî dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için TBMM başta olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk alması gerektiğine inanıyoruz.
Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi duyulmalı. Toplumsal barışın inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesapla gölgelenemeyecek kadar kutsaldır. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürebilecek yasal ve kurumsal zemini birlikte oluşturmak, en öncelikli sorumluluğumuzdur.
5. Bu önemli anda, Türkiye’nin demokratik geleceğini inşa etme fırsatını başarmak için yürütme erkinin de tarihî sorumluluklarını yerine getirmesi barışın teminatı olacaktır.
6. Bu sürecin gelişiminde tarihi bir yük üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek veren Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeyi destekleyen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel ile diğer muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi takdim ediyoruz.
Bu sürecin başarılı olması, siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımıza barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma sorumluluğu vermektedir. İstiyoruz ki Türkiye’nin barışı Ortadoğu’ya umut, dünyaya ilham versin.
7. DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına verdik: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti sağlamak adına hiçbir adım atmayı asla göz ardı etmeyeceğiz; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir davranışa, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları olacağız.
8. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, barışa ve halkların kardeşliğine adanmış yüreği ile sürekli mücadele eden sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder’i anarak tamamlıyoruz.