Halkların Demokratik Kongresi (HDK) soruşturması kapsamında gözaltına alınan sanatçı Pınar Aydınlar, 21 Şubat’ta tutuklandı. “Örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
Aydınlar, duruşmada yaptığı savunmasında, evine yapılan operasyon sırasında kafasına silah dayandığını, oğlunun yere yatırıldığını ve kızının odasına gizlice kamera ile girildiğini belirtti.
Aydınlar, savunmasında şunları ifade etti:
“Bana sorulan yalnızca bir soru vardı. HDK binasında yapılan bir arama sırasında dosyanın içinde adım geçiyor. Kağıthane belediye başkan adayı olarak anılıyorum. Oysa ben aday olmadım, HDK üyesi değilim. Ancak, Sırrı Süreyya Önder ile birlikte HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eş Başkan adayları olarak seçimlere katılmıştım. Sırrı abimizi çok özlüyorum, cenazesine katılamadım.”
“Sevdiklerim hayatını kaybetti, Sırrı Süreyya Önder, Volkan Konak, Edip Akbayram gibi önemli isimler gitti, onlara veda edemedim. Benim seçme ve seçilme hakkım sorgulanıyor. Tek bir dijital kayıtta adımın geçmesiyle burada bulunmam haksızlık. HDK üyesi değilim ama HDP’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığım oldu. Bunların dışında herhangi bir bağım yok.”
“Yeni yaşam gazetesi yasal bir gazetedir ve ben o paylaşımlara yorum yapmamışım. Bu zamana kadar kendi emeğimle geldim. Sanatla mücadele ettim. İki çocuğumu bu koşullarda büyüttüm. Üç aydır tutukluyum, haksız ve hukuksuz bir şekilde içerideyim. Yapamadığım işlerim var. Tek başıma çocuk bakan bir kadınım. Mesleğimden koparıldım. Üç aydır konser veremiyorum. Bağlamam, sazım, sözüm dışında bir şeyim yok. Örgüt üyeliği ile yargılanacağım aklımdan geçmezdi. Tahliyemi talep ediyorum.”
Savcı Tahliye Talebinde Bulundu
Savcı, önlem olarak adli kontrol şartı ve yurtdışı çıkış yasağı ile tahliye edilmesini istedi.
Avukatlar, savcının talebine katıldıklarını belirtse de Aydınlar’ın mesleği sebebiyle yurtdışı çıkış yasağı konulmaması ve derhal beraat edilmesi gerektiği ifade edildi.
Mahkeme heyeti, Aydınlar’ın tahliyesine karar verirken, her ayın birinci günü imza verme şartıyla adli kontrol uygulanmasını kararlaştırdı. Duruşma 11 Eylül tarihine ertelendi.
