

50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri vakalarının artışı, uzmanlar için kaygı verici bir durum haline gelmiştir.
Imperial College London’dan gastrointestinal cerrah Dr. James Kinross, bağırsakların genel sağlığımız üzerindeki önemli etkisine dikkat çekiyor ve bu organların bozulmasının kolon kanseri riskini artırabileceğini ifade ediyor.
Modern yaşam tarzının mikroplastikler, aşırı işlenmiş gıdalar ve doğa ile etkileşim eksikliği gibi etkenlerle bağırsak florasını zayıflattığını belirten Kinross, “İçsel ekolojimiz nesiller boyu zarar görüyor ve çevresel etkilere karşı adapte olamıyor” şeklinde konuştu.
Ancak sevindirici bir nokta var; bağırsak mikrobiyotası değiştirilebilir ve farklı yöntemlerle kolon kanseri riskini azaltmak mümkün.
Sağlıklı beslenmenin tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Kinross, hastalıklardan korunmak için üç önemli alışkanlığın önemine dikkat çekiyor.
1. Gereksiz Antibiyotik Kullanımından Kaçının
Antibiyotiklerin hayat kurtarıcı bir rolü olduğunu kabul eden Kinross, yine de bu ilaçları dikkatli bir şekilde kullanmanın önemini vurguluyor.
“Bir patojenle mücadele gerektiğinde kullanılması gerekir” diyen cerrah, antibiyotiklerin iyi bakterileri de öldürerek bağırsak florasının çeşitliliğini önemli ölçüde azalttığını ifade ediyor.
Kinross, antibiyotik kullanımını “bahçeye yabani ot ilacı dökmek” şeklinde tanımlıyor: “Bahçeniz çiçeklerle dolu canlı bir alana dönüşemez; eğer müdahale ederseniz, kahverengi ve cansız kalır.”
2. D Vitamini Takviyesi Alın
D vitamini, kalsiyum emilimi, hücre onarımı ve bağırsak duvarının sağlam kalması gibi birçok biyolojik süreçte kritik bir rol oynamaktadır. Bağırsak duvarı zayıfladığında, mikroorganizmalar kana geçerek iltihaplanmaya yol açabilir. Kronik enflamasyon, kolon kanseri de dahil olmak üzere pek çok hastalıkla ilişkilendiriliyor.
D vitamini, güneş ışığından, yağlı balıklardan, yumurta sarısından ve kırmızı etten alınabilir. Ancak Kinross’un yaşadığı Birleşik Krallık gibi iklimlerde, kış aylarında yeterli seviyeye ulaşılamadığı için Ekim-Mart ayları arasında takviye önerilmektedir.
3. Sosyalleşin
Kinross’un sağlıklı kalma yöntemlerinden biri de düzenli sosyal ilişkilerini sürdürmektir. Haftada bir arkadaşlarıyla bisiklete binen cerrah, ailesiyle akşam yemeklerine katılmaya özen göstermektedir.
Araştırmalar, fiziksel teması destekleyen mikrobiyal paylaşımın gerçekleştiğini ve sosyal çevresi yakın olan bireylerin bağırsak floralarının birbirine daha çok benzediğini göstermektedir.
“Sosyal etkileşim, sağlığımızın her yönünü etkiler” diyen Kinross, “Zihinsel, kalp-damar ve bağışıklık sağlığımız için faydalıdır. Gerçek sosyal ilişkileriniz yoksa, bağırsak sağlığınızı tam anlamıyla desteklemiş olamazsınız” diye ekliyor.