TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için düzenlenen anma töreninin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yumrukla saldıran Selçuk Tengioğlu’nun sabıka kaydı, kamuoyunda yeni bir tartışmayı tetikledi.
2004 yılında iki çocuğunu katleden, hırsızlık ve tehdit suçlarından da birçok kayıt bulunan Tengioğlu’nun, İçişleri Bakanlığı tarafından “Müebbet hapis cezası alan S.T. 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakılmıştır” açıklaması üzerine dikkatler çekildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, böyle bir kişinin neden tahliye edildiğine dair gelen eleştirilere şu şekilde yanıt verdi:
“CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e yönelik gerçekleştirilen fiili saldırı sebebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hemen adli soruşturma başlatmış, saldırıyı gerçekleştiren şüpheli şahıs gözaltına alınmıştır. Soruşturma titizlikle ve çok yönlü bir şekilde sürdürülmektedir.”
Söz konusu kişinin, 2004 yılında iki çocuğunu kasten öldürme ve iki çocuğunu kasten yaralama suçlarından İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iki kez müebbet hapis ve süreli hapis cezası aldığı belirtilmektedir.
Suçun işlendiği tarihte geçerli olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 647 sayılı Ceza İnfaz Kanunu hükümleri doğrultusunda, ilgili şahıs ceza infaz kurumunda 16 yıl kaldıktan sonra 2020 yılında şartlı tahliye edilmiştir.
2005 yılında AK Parti iktidarları döneminde gerçekleştirilen önemli reformlarla Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu tamamen revize edilmiş; hem suçlara verilen cezalar artırılmış hem de infaz süreleri uzatılmıştır.
‘Eski Mevzuata Göre Tahliye Edildi’
Ancak saldırgan, suçunu bu değişikliklerden önce işlediği için eski mevzuata göre cezaevinden tahliye edilmiştir. Günümüzdeki mevzuat çerçevesinde aynı suçları işlemiş olsaydı, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet ve süreli hapis cezası almasının ardından Ceza İnfaz Kanunu 107/3-a maddesi gereğince en az 36 yıl yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda kalacağı açıktır.
Sonuç olarak, kamuoyunda bazı kesimlerce oluşturulmak istenen ‘müebbet aldı, serbest bırakıldı’ yorumları gerçeği yansıtmamakta; hukuki ve infaz sürecine dair bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
