reklam
reklam
DOLAR39,2159% 0.04
EURO44,9181% 0.07
STERLIN53,0551% 0.09
FRANG47,6731% 0.02
ALTIN4.184,60% -0,08
BITCOIN109.767,05-0.284
reklam

Saadet Partisi Lideri Arıkan, Erdoğan ile Görüşmesine Dair Değerlendirmelerde Bulundu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Saadet Partisi Lideri Arıkan, Erdoğan ile Görüşmesine Dair Değerlendirmelerde Bulundu
reklam

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, 4 Haziran tarihinde Saray‘da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Gazeteci Mustafa Kurdaş, bu görüşme talebinin Erdoğan‘dan geldiğini ifade etmişti.

Saadet Partisi, bu önemli görüşmeye dair ayrıntılı bir açıklama yapmamıştı.

Görüşmeyle ilgili sessizliğini Nefes dergisinden Merve Şişman‘a bozan Arıkan, yapılan görüşmede ağırlıklı olarak İsrail’in işgali altındaki Filistin meselesini ele aldıklarını aktardı.

Arıkan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında da dikkat çeken yorumlar yaptı.

Ayrıca, Arıkan, ittifaklara ve İmralı Süreci‘ne dair de açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi lideri, siyasi parti liderlerinin Cumhurbaşkanı ile görüşmelerinin doğal olduğunu belirterek Gazze‘deki olaylarla ilgili şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdiğimiz görüşmede, ülkemizin meselelerini değerlendirdik. Gündemimizde ağırlıklı olarak Gazze’de yaşanan vahşeti konuştuk. Gerçekten Gazze’de büyük bir soykırım yaşanıyor. Gazze ve güncel gelişmeler hakkında istişarelerde bulunduk. İttifak meselesiyle ilgili bir gündemimiz yoktu. Siyasiler birbirlerinin düşmanı değil rakibidir. Bir siyasi parti genel başkanının elbette Cumhurbaşkanı ile görüşmesinden, karşılıklı saygı çerçevesinde ülke meseleleri ile ilgili görüşlerini aktarmasından daha doğal bir şey olamaz.”

“Şahıslar Değil Sistemler Üzerinden Tartışılmalı”

Arıkan, 2017’deki tartışmalı referandumla gelen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında şu şekilde konuştu:

“Meseleler şahıslar üzerinden değil, sistemler üzerinden tartışılmalı. Türk tipi başkanlık sistemi, ekonomi dahil pek çok alanda büyük hayal kırıklığına neden oldu. Büyük vaatlerle ve beklentilerle hayata geçirilmişti. O süreçte endişelerimizi net bir biçimde kamuoyu ile paylaştık. Geçen zaman bizi haklı çıkardı. Türkiye’de yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge bozuldu ve adalete duyulan güven zayıfladı. Bu süreçte güçlenmiş bir Meclis istiyoruz. Halkın TBMM’de etkili bir şekilde temsil edildiği, kurumların bağımsız olduğu bir yönetim anlayışından yanayız.”

“Ülke Menfaati İçin Herkesle Bir Araya Gelen Birikime Sahibiz”

Arıkan, siyasi parti ittifakları ile ilgili yorumunu şöyle açıkladı:

“Halkımızın sorunlarının çözümü için istişare kültürünü önemsiyoruz. Parlamentoda milletimizin sıkıntılarını ve taleplerini etkin bir şekilde dile getirmek için bir grup kurmak önemlidir. Yeni Yol Grubu, başarılı bir şekilde yoluna devam ediyor. İttifaklar hakkında konuşmak için henüz erken. Ancak biz Saadet Partisi olarak, isimler üzerinden değil ilkeler üzerinden siyaset yapıyoruz. Ülke menfaati söz konusu olduğunda herkesle bir araya gelebilen bir kültür ve birikime sahibiz. Biz asla günübirlik siyasi hesaplarla değil, milletin çıkarları doğrultusunda hareket ederiz.”

“Süreci Kıymetli Buluyoruz”

Arıkan, İmralı Süreci‘ni değerli gördüklerini de belirterek, şunları ifade etti:

“PKK terörü, 47 yıldır Türkiye’nin insan gücünü ve maddi kaynaklarını adeta bir kara delik gibi tüketen bir beladır. Bu nedenle ‘süreci’ kıymetli buluyoruz. Türkiye’nin birliği ve kardeşlik hukukunun korunması bizim kırmızı çizgimizdir. Bu sürecin TBMM’de ortak bir iradeyle kalıcılaşması, kanın ve gözyaşının son bulması en büyük dileğimizdir. Silahların ortadan kaldırılması elbette önemlidir, ancak bu sürecin şeffaf bir şekilde, toplumun tüm kesimlerinin dahil edilmesiyle yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşanabilir bir Türkiye için atılacak her samimi adımda her türlü katkıyı vermeye hazırız.”

Devletin temelinin adalet olduğunu vurgulayan Arıkan, kamuoyundaki yargı tartışmalarına ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

“Yargının bağımsız ve tarafsızlığı için hakim-savcı teminatı güçlendirilmelidir. Mahkemelerin kararlarına siyasilerin müdahaleleri engellenmelidir. HSK üyeleri, siyasi etki alanlarından arındırılmalıdır. Adalet herkes için geçerli bir ilkedir ve bu anlayışla yola çıkmalıyız.”

reklam

YORUM YAP