

Kassel bölgesinde çiftçi Bernhard von Weichs, gübre fiyatlarının şu anda yaklaşık yüzde 30 oranında artmasının, çiftliği için 30.000 avroluk ek maliyete yol açtığını belirtiyor. Deutsche Welle’nin haberine göre buğday fiyatlarının ise azaldığı ifade ediliyor.
Yapay Gübrelerin %90’ı Doğal Gazdan Oluşmaktadır
Orta büyüklükteki bir çiftliğe sahip olan Von Weichs, bu durumdan endişe duyuyor. Bu sorun sadece kendilerini etkilemiyor; Almanya’da buğday, en önemli tahıl ürünü konumunda ve ARD’ye göre 2,62 milyon hektar alanda yetiştiriliyor.
Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte Almanya’daki gübre fiyatları önemli oranda yükseldi. Yapay gübrelerin yüzde 90’ından fazlası doğal gazdan oluştuğu için, enerji fiyatlarının arttığı bu dönemde üreticiler için aşırı pahalı hale geldi. Savaşın ilk haftalarında mineral gübre fiyatları ton başına 250 avrodan 1.000 avroya fırladı ve o tarihten bu yana doğal gaz fiyatına paralel olarak sürekli değişim gösteriyor.
Vladimir Putin, Rus yapımı suni gübreleri Avrupa pazarına sunarak, Avrupa’nın gaz ambargosunu da aşabilmekte.
Reuters’ın haberine göre, savaşın başlangıcından beri Rusya’nın gübre ihracatı hızla artmış durumda ve sadece 2024 yılında yüzde 33 daha artması bekleniyor. Öte yandan Rusya, Avrupa Birliği’ne en fazla gübre ihraç eden ülke durumunda, AB verilerine göre savaştan bu yana Avrupa’ya yaklaşık 6,2 milyon ton gübre ithal etti.
Zarar Görenler Avrupalı Üreticiler Oldu
Rusya’daki mineral gübre üreticilerinin düşük doğalgaz maliyetleri nedeniyle uyguladıkları dampingli fiyatlarla Alman gübre üreticilerini batırabilecekleri ifade ediliyor. Sektör temsilcileri, ARD’ye yaptıkları açıklamalarda, piyasanın ucuz gübre ile dolup taştığını, bu nedenle Almanya’daki üretimin savaş öncesine göre yüzde 50 ila 60 oranında azaldığını belirttiler.
Avrupalı gübre üreticilerinin Rus dampingli ürünlerle rekabet etmesi oldukça zor gözüküyor. Bu eğilimin devam etmesi halinde Avrupa’da amonyak üretiminin sona ermesi ve Almanya’nın Rus gübrelerine bağımlı hale gelme riski bulunuyor. Dünyanın en büyük amonyak üreticilerinden biri olan Norveçli Yara şirketi de benzer endişelere sahip. Yara’nın yetkilisi Marco Fleischmann, ARD’ye yaptığı açıklamada, “Almanya ve Avrupa’da mineral gübre üretimi kritik altyapının bir parçasıdır. Gıda sektöründe de otokratik devletlerden bağımsızlığımızı korumak için stratejik bir hedef olmalıdır.”
Mineral Gübreler Baltık Denizi Üzerinden Ulaştırılıyor
Peki, gübre Almanya’ya nasıl ulaşıyor? Rus gübreleri ile ticaretin yasadışı olmaması rağmen resmi bilgi bulunmuyor. Alman kamu hukuku medya kuruluşlarının haberine göre, azotlu gübreler henüz AB yaptırım listelerine dahil edilmedi.
Gazetecilik soruşturmaları St. Petersburg’a kadar uzanmış durumda. İsviçre merkezli EuroChem şirketinin burada modern bir gübre fabrikası bulunuyor. Yük gemisi hareketlerinin analizi, gübre yüklü gemilerin Baltık Denizi’nden düzenli olarak geçerek Avrupa pazarına ulaştığını gösteriyor. Örneğin, Kalin isimli kargo gemisi Mart ayında Rusya’nın Vyborg kentinden Bremen’e 5.500 ton mineral gübre getirdi ve bu ürünlerin tahmini değeri 2,5 milyon avro civarında.
Liman yetkilileri, gübre ithalatının arkasında kimin olduğunu ve yüklerin Almanya’ya kim tarafından taşındığını bilmiyor. Bremen Limanı’ndan Joachim Butte, ARD’ye yaptığı açıklamada, “Gümrük bu kargoya itiraz edemez çünkü ne gemi ne sahibi ne de kargo yaptırım listesinde yer almıyor.” dedi.
Brüksel ve Berlin’deki siyasetçiler arasında bu duruma karşı artan bir direnç var çünkü Rusya’dan yapılan büyük miktardaki gübre ithalatı Rus bütçesine milyarlarca dolar kazandırmaktadır. Son araştırmalar, Rus gübre fabrikalarının daha önce düşünülenden daha doğrudan askeri üretimle ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, Reuters’a göre EuroChem şirketi, Rus silah fabrikalarına mühimmat üretmek için 38.000 ton nitrik asit tedarik etti.
Alman siyasetçiler tehlikenin farkındalar ve AB yaptırım rejiminin genişletilmesi talebinde bulunuyorlar. Schleswig-Holstein eyaletinin enerji bakanı Tobias Goldschmidt, ARD’ye yaptığı açıklamada, “Putin’in St. Petersburg’undan gübre ithalatına karşı kararlı bir direnişin zamanı geldi. Federal hükümet, Avrupa düzeyinde arka kapılar olmadan etkili bir yaptırım rejiminin hızla uygulanabilmesi için baskı yapmalı.” dedi.