reklam
reklam
DOLAR38,7786% 0.39
EURO43,8944% 0.27
STERLIN51,6488% 0.37
FRANG46,6481% 0.44
ALTIN4.143,57% 0,97
BITCOIN103.551,96-0.097
reklam

Prof. Dr. Aziz Sancar: Maddi destek bulamıyoruz

Yayınlanma Tarihi : Google News
Prof. Dr. Aziz Sancar: Maddi destek bulamıyoruz
reklam

ŞEHRİBAN KIRAÇ / NEFES

Nobel Kimya Ödülü sahibi Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, genç bilim insanlarına önerilerde bulunarak, “Türkiye’deki öğrencilere tavsiyem, yurt dışına gelin, bilim yapmayı öğrenin ama kesinlikle Türkiye’ye dönün” ifadelerini kullandı. Beyin kanserlerine yönelik bir ilaç üzerinde üç yıldır çalıştığını belirten Sancar, fare deneklerinde ömrü iki kat uzattıklarını ve insanların yan etkilerini incelemek için 2 milyon dolara ihtiyaç duyduklarını fakat maddi destek bulamadıklarını dile getirdi. “Atatürk olmasaydı savrulurduk” diyen Sancar ile çalışma disiplini, kanserden korunma yöntemleri ve gençlere verdiği tavsiyeleri konuştuk.

İlaç şirketleriyle ilişkim yok

Beyin kanserlerine yönelik çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Beyin tümörleri ölüm sebepleri arasında 10. sırada yer almakta. Mevcut kanser ilaçları, kan-beyin bariyerini geçemediğinden bu kanser türüne etkili olamamaktadır. Keşfettiğimiz bileşen, beyin dokusuna girebiliyor ve kanser hücrelerini öldürebiliyor. Üç yıl önce bu durumu kamuoyuyla paylaştık ve sonuçta makaleyi yayınladık. Çalışmalar hızla ilerliyor. Hızlı bölünen kanserli beyin hücrelerini yok eden EdU, sağlıklı beyin hücrelerini koruma özelliğine sahip. Bu ilacı denemeye devam ediyoruz ve şimdilik olumlu sonuçlar alıyoruz. Fakat yeni çalışmaların ne kadar süreceği belirsiz. Sorunumuz maddi destek bulamamak; ilaç firmalarıyla pek bir iletişimim yok, genelde deney aşamasındaki ilaçlara destek veriyorlar. Bu nedenle sıkıntı yaşıyoruz. İnsanlar üzerinde kullanılabilmesi için yan etkileri araştırmak amacıyla iki yıl sürecek klinik deneyler yapmamız gerekiyor.

Bu kadar önemli bir konuya neden yeterince destek verilmiyor?

Bu konuda çok sayıda çalışma, yayın ve buluş var. İddia sahibi olanlar oldukça fazla. Bu nedenle ilaç şirketleri de destekleyecekleri projeleri belirlerken dikkatli davranıyorlar.

Ne kadar hızlı hareket edersek o kadar iyi

Nobel ödüllü bir bilim insanı olarak size neden inanılmıyor?

Her zaman şunu söylüyorum; geçen yıl büyük bir ilaç firması geliştirmeyi düşündüğü 10 milyar dolarlık projeyi iptal etti. Yatırım yaparken dikkatli adımlar atıyorlar. Kime ne kadar güveneceklerini bilemiyorlar. Birçok kişinin Nobel ödülü almış kişilerin de yanlış şeyler yapabileceğini gördüğünü belirtmekteyim. Bu nedenle dikkatli davranıyorlar. Bu süreçte, destek alabileceğimiz kişileri bulmalıyız. Şu an gönüllü bireylerde denemeler yapmalıyız; çünkü olumlu ve güvenli sonuçlar alıyoruz. Maalesef beyin kanseri teşhisi konulan hastaların ortalama yaşam süresi 14-16 ay. Bu yüzden mümkün olan en kısa sürede çözümler bulmamız gerekiyor.

Farelerde yaşam süresini iki katına çıkarıyoruz

Destek bulursanız, gelecek 2-3 yılda beyin kanserleri için bir çözüm bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?

Genel potansiyeli olan bir ilaç geliştirdiğimizi söyleyebiliriz. Kanserin çözümü zor ama fareler üzerinde yaşam süresini önemli ölçüde uzatıyoruz ki bu umut verici. Ancak, bunu insanların tedavi edileceği şeklinde yansıtmak yanıltıcı olur. Bu sayede Türkiye’den çok sayıda destek talebi aldım; akrabaları beyin kanseri olan kişilerden sıkça yardım istediğim yönünde. Yine de bu tür bilgileri paylaşırken dikkatli olmak gerekiyor.

2 milyon doları nereden bulacağım!

Klinik çalışmalar için ne kadar kaynağa ihtiyacınız var?

ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) başkanına danışırsak, ‘Aziz, 2 milyon dolara ihtiyacın var, önce insanlarda yan etkilerini araştırmalısın.’ dedi. ‘Ciddi yan etkilerin olmadığını kanıtlamadan insan denemeleri başlayamaz’ diyor. Ben ise bu 2 milyon doları nereden bulabileceğimi merak ediyorum. Ne yazık ki ABD hükümeti bilimsel araştırmalara ayrılan bütçede kesintiye gidiyor. Geleceğimiz belirsiz.

Günde en az 12 saat çalışıyorum

Çalışma disiplininiz hakkında bilgi verir misiniz?

Uyanık olduğum bütün saatlerimi çalışarak geçiriyorum. Sağlıklı kalmak için günde en az iki saat yürüyüş yapıyorum. Haftanın her günü çalışıyor ve çalışma sürem 12 saatten az değil.

Çok çalışıyorsunuz.

Evet, 40 yılı aşkın süredir evliyim ve eşim artık çalışma saatlerimden şikayet etmiyor. Evde ya da dışarıda olmam fark etmiyor; çünkü çalışma benim için her zaman ön planda. Merakımdan dolayı araştırmalar yapmaya devam ediyorum.

Gençler dışarıda bilimi öğrenip Türkiye’ye dönsün

Son dönemde birçok genç Türkiye’de umutsuz ve yurt dışına gitme yollarını arıyor. Ne önerirsiniz?

Türkiye’deki durumu tam olarak bilemiyorum, bu yüzden eğitimle ilgili yorum yapmam doğru olmaz. Ancak ABD’ye gelen Türk öğrencilerin çoğu oldukça başarılı. Şu anda benim yanımda çalışan 5 Türk bilim insanı var ve hepsi de çok başarılı. Benim Türkiye’deki öğrencilere tavsiyem, yurt dışına çıkıp bilim yapmayı öğrenmeleri. Ancak Türkiye’ye dönmeleri gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Üç öğrencim, Türkiye’ye döndükten sonra profesör unvanına sahip oldu. Ogün Adebali, Sabancı Üniversitesi’nde çalışmakta. O, Türkiye’ye dönüş kararı alan ilk öğrencim oldu.

Ogün Adebali Türkiye’ye döndükten sonra müthiş destekler aldı ve şimdi uluslararası düzeyde yarışacak düzeyde çalışmalar yapıyor. Türkiye’de de bilim yapılabileceği imkanı bulunmaktadır. Bazı üniversiteler bu konuda iyi olanaklar sunuyor; örneğin Hacettepe, Koç, Sabancı, İTÜ, Beykent ve Boğaziçi gibi üniversiteler.

Peki, eğitim aldığınız dönemde Türkiye’ye dönmediğinize pişman mısınız?

O dönemde Türkiye’de bilim yapma imkanı oldukça sınırlıydı. Dönmeyi çok istedim, hatta Diyarbakır’da askerliğimi yaparken, bir üniversitedeki kimya bölüm başkanına danıştım. Ama bana, ‘Karaciğer testsine ihtiyacımız var, öğren gel yaparsın’ demişti. Oysa o zamanda ben ABD’de dünyanın en iyi bilimini öğreniyordum. Türkiye’ye dönsem, sadece karaciğer testleri yapıyor olacaktım. Bu nedenle dönmeyi tercih etmedim.

Dünyayı takip edin

Mardin’den geldiniz, gençlere ne önerirsiniz?

Çok çalışmak şart. Özellikle bilim alanında harcanacak çabalar doğru yönde olmalı. Dünyada yeniliklere ayak uydurmak, yeni teknikler geliştirmek ve bunları izlemek gerekiyor. İyi bir bilim yapıldığında, er ya da geç önemli sonuçlar alınacaktır.

Sigarayı hayatınızdan çıkarın

Kanser üzerine çalışıyorsunuz. Sağlıklı bir yaşam için ne tavsiye edersiniz?

Birincisi, sigarayı mutlaka hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Akciğer kanseri ve ölümlerin büyük bir kısmı sigaradan kaynaklanıyor. Bu alışkanlığı bırakmak birçok kanser türünü engelleyecektir. Ayrıca sağlıklı beslenmek ve fazla yağlı gıdalardan uzak durmak da önemlidir. Aktif bir yaşam sürmek gerekiyor; ben yürüyüş yapıyorum, ama gençseniz koşmak daha etkili olabilir.

Bilime önem vermeliyiz

Türkiye’nin bilim alanındaki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. 1960’ların sonunda Türkiye, bilimde Çin ile aynı seviyedeydi. Nobel ödül töreninde, ödül sahibi bilim insanlarıyla yapılan bir yemekte Nobel Kimya Seçim Komitesi’nin başkanı benimle konuşarak, ‘Aziz, Çin de Türkiye gibi bilimde ilk defa Nobel alıyor’ dedi. Ancak günümüzde Türkiye ciddi bir geride kalma durumu yaşıyor. Bilime daha fazla önem vermeliyiz. Kendi ürettiğimiz bilime ve teknolojiye önem vererek ilerlemeliyiz.

Çin ABD’yi geçti

ABD bilimsel gelişmelerden uzaklaşıyor mu?

Çin, bilim ve teknoloji alanında ABD’yi geçti. En iyi üç bilim dergisinde yayınlanan makalelerin yarısı Çin’den geliyor. Bilim olimpiyatlarında ise son 12 yılda yarışan 5 takım bulunmakta; iki Anglo-Sakson takımın dışında hepsi Çinli. Amerikan bilim takımları içerisinde de birçok Çinli var. Gerçekten önemli bir dönüm noktasındayız; bilimde yeterli olamazsak uluslararası düzeyde güçlü kalamayız. 2. Dünya Savaşı sırasında ABD, bilime önem vermesiyle galip geldi, bu nedenle bilimsel gelişmelere yön vermemiz cazip olmalıdır.

Atatürk olmasaydı savrulurduk

Nobel ödülünüzü Anıtkabir Müzesi’ne bağışladınız. Atatürk devrimlerinin başarınızdaki rolü nedir?

Atatürk olmasaydı savrulurduk. Annem eğitim almadı, önceki nesil okumadı. Atatürk sayesinde okullar açıldı ve bu sayede eğitim gördüm. O, idealist öğretmenler yetiştirdi. Onlarla gurur duymalıyız. Atatürk, Sakarya Savaşı’nın en kritik günlerinde Milli Eğitim Komisyonu’nu kurarak, savaşı kazanacağımızı bilmişti ama savaş sonrasında eğitim önemliydi. Türkiye, Atatürk’e çok şey borçludur.

reklam

YORUM YAP