reklam
reklam
DOLAR38,7726% 0.02
EURO43,0420% -1.43
STERLIN51,1609% -0.87
FRANG45,8522% -1.67
ALTIN4.033,36% -2,66
BITCOIN101.913,25-2.517
reklam

PKK’nın Fesih Kararına İmamoğlu’ndan Yazılı Açıklama

Yayınlanma Tarihi : Google News
PKK’nın Fesih Kararına İmamoğlu’ndan Yazılı Açıklama
reklam

Terör örgütü PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi’nin kararlarını kamuoyuna duyurdu. Alınan kararlar arasında, PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırılmasına yönelik adımların atıldığı bilgisi yer alıyor.

İlanın ardından, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nden yazılı bir açıklama yaptı. Kapatılan X hesabının yerine kullandığı “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi @CBAdayOfisi” hesabından yayımlanan açıklamada İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

Aziz Milletim,

Terör örgütü PKK’nın kendisini feshedip, silah bırakma kararı aldığını duyduğum için büyük mutluluk duyuyorum. Kırk yıl boyunca Türk ve Kürt on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve kaynaklarımızın tükenmesine neden olan bir dönemin nihayet sona eriyor olması, ülkem adına sevindiricidir.

Artık konuşmanın, diyalogun, siyasetin ve eyleme geçmenin tam vaktidir. O kötü günlere geri dönmemek için hem içeride hem de dışarıda atmamız gereken adımlar bulunmaktadır.

Fesih ve silah bırakma sürecinin sorunsuz bir şekilde tamamlanmasının yanı sıra, vatandaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit bireyleri olarak haklarının tanınmasını sağlamak amacıyla yasal düzenlemeler yapmak, sosyal ve psikolojik alanlarda çeşitli adımlar atmak, kapsamlı siyasi ve hukuki reformlar gerçekleştirmek gibi önem arz eden görevlerimiz bulunmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde büyük bir kalkınma hamlesine başlamak da gerekmektedir.

Böylesine büyük ve önemli bir süreç, iktidarın benzeri bir durumda olduğu gibi yalnızca az sayıdaki siyasetçinin kapalı kapılar ardında gerçekleştireceği bir dizi görüşme ile halkın desteği almadan, uzmanların görüşleri dikkate alınmadan, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel demokratik şartlar hiçe sayılarak yürütülemez.

Aksine, bu sürecin gerekliliklerini yerine getirebilmek için; şeffaflık, Meclis’teki zemin güçlendirme, kapsayıcılık, özgürlük ve demokrasi atmosferi ile uzun vadeli ve bölgesel bir bakış açısına ihtiyacımız vardır.

Kırk yıldır katlanmak zorunda kaldığımız bu meselenin bir daha nüksetmemesi için, başta şehit ve gazi ailelerimiz olmak üzere, acı yaşayan tüm ailelerin hassasiyetle dinlenmesi, süreç hakkında bilgilendirilmeleri ve helalliklerinin alınması büyük önem taşımaktadır.

Ulusal güvenliği ilgilendiren hassas konular hariç olmak üzere, sürecin her aşamasının kamusal alanda şeffaf bir şekilde bilinir hale getirilmesi, toplumun sürece dahil edilmesi, farklı görüşlerin ve sivil toplum örgütleri ile ilgili uzmanların önerilerine kulak verilmesi, herkesin düşüncelerini ifade edebileceği bir siyasetin ve hukuk düzeninin oluşturulması elzemdir.

Bu bağlamda, sürecin sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi adına, TBMM’de bir genel görüşme yapılması ve ardından tüm siyasi partilerin katılımıyla bir komisyon kurulması gerekmektedir.

Sevgili Vatandaşlarım,

Ülkemize ve milletimize büyük zorluklar yaşatan bir dönem sona eriyor. Ancak, bu süreçte şunun da bilincinde olmalıyız: Kırk yıldır büyük acılara yol açan bu meseleyi çözmek için, devletimizin geçmişteki hatalarına dair köklü bir anlayışa ihtiyaç vardır.

Kürt vatandaşlarımızın kendilerini Cumhuriyetimizin eşit bireyleri olarak hissettirilememesi ve sınırlarımızın dışındaki Kürtlere güvenlik odaklı bir yaklaşım sergilenmesi, bu meselelerin başlıca nedenleridir.

Bu en köklü meselemizi bir daha tekrarlanmamak üzere çözmek için, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm bireylerini eşit haklara sahip vatandaşlar olarak görmeli; Cumhuriyetimizin eşit paydaşları olarak kabul etmeliyiz. Vatandaşımız olmayan Kürtleri de kardeşlerimiz olarak görmemiz gerekmektedir.

Kürt vatandaşlarımızı herkesle eşit hissettirebilirsek ve vatandaşımız olmayan Kürtleri kardeşlerimiz olarak kabul edebilirsek, sorunumuzu çözmüş olmakla kalmayacak, ülkemizi gerçek anlamda bölgenin büyük gücü ve Ortadoğu’nun kutup yıldızı haline getirebiliriz.

Cumhuriyet’in eşit yurttaşları ve vatanımızın eşit mülk sahipleri olarak kendimizi güvende hissetmemiz, sadece adaletin gereği değil, aynı zamanda Cumhuriyetimizin sürdürülebilirliği ve demokrasimizin derinleşmesi açısından da tarihi bir gerekliliktir. Bu ilkelere bağlı kalmak, bizi ortak vatan, ortak kader ve ortak gelecek idealinde birleştiren en güçlü temel olacaktır.

Türkiye’min güzel insanları,

Ülkemizin hiçbir sorunu çözümsüz değildir. Sağduyu, feraset, müzakere, akıl, bilim ve en önemlisi cumhuriyet, demokrasi, vatan sevgisi ile her problemin üstesinden gelebiliriz.

Yeter ki milletimizi ayrıştırmayalım, yeter ki siyasi rakiplerimizi düşmanlaştırmayalım, yeter ki hukukun üstünlüğünden ve adaletten sapmayalım. Yeter ki tüm güçleri bir avuç ayrıcalıklı kişinin elinden alıp millete geri verelim.

Ve yeter ki ortak geleceğimiz olan Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve millet egemenliğine sahip çıkalım.

Ay yıldızlı bayrağımız hepimizi altında toplayacak kadar yüce; cennet vatanımız ise tüm yurttaşlarımıza yetecek kadar büyük ve kucaklayıcıdır.

Kürt meselesi de dâhil olmak üzere ülkemizin tüm köklü meselelerini, ferasetle, müzakere ile, bilim ve akılla çözmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Allah’ın izniyle, ilk seçimde iktidara gelecek ve tüm köklü meselelerimizi tek tek ele alacağız.

Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi ile bütün vatandaşlara refah, huzur ve adalet getireceğiz. Her kimlik ve inançtan insanımızın eşit hissettiği bir ülke olacağız.

Milletimizi yoksulluk girdabından çıkaracak; çalışan, üreten, kazanan ve adil bir şekilde paylaşan bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz. Türk ve Kürt kardeşçe, barış ve refah içinde yaşayacağımız günlerin uzak olmadığını biliyoruz.

reklam

YORUM YAP