

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı çağrının ardından başlayan Çözüm Süreci, bugün önemli bir aşama kaydetti. Örgüt, 9 Mayıs tarihinde yaptığı duyuruda 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen 12. Kongre’de “tarihi öneme sahip kararların alındığını” belirtti.
İlk açıklamada silah bırakma ve fesih kararının yer almadığı belirtilince akıllarda soru işaretleri oluşturdu ve ‘süreçte olumsuz gelişmeler var’ yorumları ortaya çıktı. Örgütün açıklamasında, “PKK’nın 12. Kongresi’nin sonuçlarına ve alınan kararlara dair detaylı bilgi ve belgeler, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın bir zamanda kamuoyu ile paylaşılacaktır” ifadelerine yer verildi.
FESİH VE SİLAH BIRAKMA AÇIKLAMASI BUGÜN YAPILDI
PKK, bu sabah erken saatlerde gerçekleştirdiği bir son dakika açıklamasında, toplanan kongrenin ardından alınan “tarihi öneme sahip kararları” madde madde sıraladı. Örgütün “PKK adıyla yürütülen çalışmaları” sonlandırdığı ve silahlı mücadelenin sona erdiği ifade edildi.
Son Dakika | PKK fesih kararını duyurdu
“PKK ADI İLE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR” DENDİ ANCAK ‘YPG’ ve KCK YER ALMADI
Açıklamanın ilk dikkat çeken noktası, PKK adıyla sona erdirilen mücadelenin başka bir örgüt tabanı altında (YPG) devam edip etmeyeceği konusunda bir bilginin yer almamasıydı. Ayrıca YPG’nin yanı sıra PKK’nın çatı örgütü olan KCK’nın faaliyetlerinin de devam edip etmeyeceği ve fesih kararına dahil olup olmadığına dair bir açıklama yapılmadı.
“PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.”
AKP’DEN İLK AÇIKLAMA: TÜM ŞUBE VE UZANTILARI İLE…
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, PKK’nın açıklaması sonrası sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, örgütün tüm uzantıları ile fesih kararının alınmasının önemli bir dönüm noktası olacağını ifade etti:
Siyasi partiler arasındaki etkili ve verimli görüşme trafiği, istişare ve diyalog, demokratik siyasetin “meşru adres” olarak sorumluluk almasını ve inisiyatif üretmesini sağlamıştır. İmralı’dan yapılan çağrı sonrasında PKK’nın kendini feshetme ve silah bırakma kararı alması, “terörsüz Türkiye” hedefi açısından önemli bir aşamadır.
Terörün tamamen bitmesi halinde yeni bir dönemin kapısı açılacaktır. Bu kararın fiilen uygulanması ve tüm boyutlarıyla gerçekleşmesi gerekmektedir.
Fesih ve silahları teslim etme kararının, PKK’nın tüm şube ve uzantıları ile illegal yapılarını kapayacak şekilde, somut olarak ve eksiksiz hayata geçmesi bir dönüm noktası olacaktır.
PKK “PKK adıyla faaliyetler sonlandırılacak” dedi, AKP yanıt verdi: Tüm şube ve uzantıları kapsamalı
LOZAN ANTLAŞMASI HEDEF ALINDI
PKK’nın açıklamasında rahatsız edici bir diğer detay ise Lozan Antlaşması ile 1924 Anayasası’nın Kürtleri inkar ettiğinin belirtilmesiydi. PKK, 1924 Anayasası ve Lozan Antlaşması’nın soykırım ve asimilasyon politikalarının etkili olduğu bir dönemde şekillendiğini ifade etti.
Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü.
PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı.
“TURGUT ÖZAL VE EKİBİNİN ORTADAN KALDIRILMASI….”
PKK’nın fesih açıklamasında dikkat çeken bir diğer unsur ise Turgut Özal’a atıfta bulunması oldu. Öcalan, Özal’ın Kürt sorununu siyaset ile çözmeye çalıştığını belirterek, 17 Mart 1993 tarihinde ateşkes ilan ettiğini ancak derin devletin bu durumu Özal ve ekibini ‘ortadan kaldırarak’ sabote ettiğini vurguladı. Özal ve ekibinin ortadan kaldırılmasıyla savaşın her iki taraf için tek seçenek haline geldiği kaydedildi.
Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. Önder APO bu arayışa 17 Mart 1993 Ateşkesiyle cevap vererek yeni bir süreç başlattı. Ancak reel sosyalizmin ağır etkileri, savaş çizgimize dayatılan çeteci anlayışlar ve derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması sonucunda bu yeni süreç sabote oldu.
“3. DÜNYA SAVAŞI KAPSAMINDA…”
Açıklamada 3. Dünya Savaşı çerçevesinde Ortadoğu’da yaşanan olaylara atıfta bulunularak, “Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemenin kaçınılmaz olduğu” ifade edildi:
“Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişkileri ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi, Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermektedir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz hale getirmektedir.”