

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından PKK’nın fesih kararına ilişkin bir yazılı açıklama yaptı.
Özel’in açıklamaları şu şekilde:
“Bugün PKK terör örgütü, kendini feshettiğini ve silah bırakma kararı aldığını duyurdu.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tarihsel bir tutarlılık içinde barışın yanındayız. Terörün ve şiddetin her türlüsüne karşı durduğumuz gibi, bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz.
Bu topraklarda 47 yıldır süren terörün ve akan kanın sonsuza dek durması, ortak temennimiz ve irademizdir. PKK’nın silah bırakma kararı ile örgütsel yapısını feshettiğini ilan eden açıklaması, Türkiye’nin yıllardır ağır bedeller ödediği bir dönemin sona ermesi açısından son derece önemlidir. Ancak, bu sürecin başarılı olması ve kalıcı toplumsal barışa dönüşmesi; atılacak adımların samimiyeti, hukukiliği ve demokratik meşruiyeti ile doğrudan ilişkilidir. Sürecin tamamlanmasını, on binlerce canımızı kaybetmemize neden olan ve ağır ekonomik ve toplumsal yıkımlara yol açan terörün sona ermesini dört gözle bekliyoruz.
Kürt sorunu da dâhil olmak üzere ülkemizdeki tüm sorunların çözümü, hukuk devleti, adalet ve demokrasi ile mümkündür. Bu süreç, günlük hesaplar ve seçim planları ile değil; hiçbir siyasi görüşün, partinin veya toplumsal kesimin dışlanmadığı bir kapsayıcılıkla yönetilmelidir. İç barış, demokratik hukuk düzeninde sağlanır, otoriter sistemlerde değil. Türkiye’de toplumsal barışın güvencesi; millet iradesine, ulusal egemenliğimize, Lozan Anlaşması’nda tescil edilen bağımsızlığımıza ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne dayanan Cumhuriyetimizdir. Bu cumhuriyetin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Bundan sonraki süreçte, tam mutabakata dayanan bir toplumsal barışın teminatı olarak demokrasi ve hukukun üstünlüğünün kurumsallaştırılmasına yönelik adımlar atılması gerektiği açıktır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu konuda şehit ailelerinin, gazilerimizin ve tüm mağdurların rızalarının alındığı tam bir çözüm için sorumluluk bilinciyle hareket etmeye devam edeceğiz. Bu amaçla, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında demokratik düzenlemelerin ele alınması konusunda tarihsel ve siyasi tutarlılığımızı koruyoruz. Demokratikleşme için gerekli olan tüm yasal düzenlemelerin ihtiyaç duyulmadan TBMM çatısı altında yapılması gerektiğine vurgu yapıyoruz. Aynı zamanda mevcut kanunların uygulanmasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesi ve anayasa ihlallerinin sona ermesi esasına da dikkat çekiyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi, toplumun barış ve demokrasi taleplerinin kişisel siyasi hedeflerle istismar edilmesine izin vermeyecektir. Ülkemizde demokrasiyi ve hukuk devletini ciddi şekilde zedeleyen uygulamalar sona ermelidir. Seçilmiş belediye başkanları ve belediye meclislerinin yerine kayyım atama gibi uygulamalar ve Kürtlerin belediye meclislerine girmesini suç sayan hukuksuz soruşturmalar son bulmalıdır. Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’nun, siyasi parti liderleri Selahattin Demirtaş’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Ümit Özdağ’ın, diğer tüm siyasi tutsakların ve toplumsal davalardan cezaevinde bulunanların özgürlüklerinin sağlanması ve tam demokratik rekabet koşullarının oluşturulması elzemdir. Barışa yönelik adımlar atılırken, muhalefete karşı savaş açılması ve düşman hukuku uygulanması kabul edilemez. Bu tutumun devam etmesi, barışın güvencesi olan demokrasinin yok edilmesi anlamına gelecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm yurttaşlarımıza söz veriyoruz:
Hepimizin barış umudunun, kardeşçe yaşama iradesinin ve birlikte kalkınma ve zenginleşme hayalinin bir kez daha siyasi çıkarlar uğruna heba edilmesine karşı, biz buradayız.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak barış ve demokrasinin sağlanması konusundaki sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ana muhalefet partisi olmanın ötesinde, Türkiye’nin birinci partisi olarak iktidara hazırlanma sorumluluğumuz ve tarihsel mirasımızın gücüyle barış ve demokrasinin inşasının güvencesi olacağız. Bu anlayışla, tüm gücümüzle ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”