

Yüksek altın fiyatları devam ederken, merkez bankaları rekor bir hızla altın satın alma işlemlerini sürdürüyor. Merkez bankaları her ay yaklaşık 80 ton altın biriktiriyor ve bu miktar, mevcut fiyatlarla yaklaşık 8.5 milyar dolar değerine denk geliyor.
Bu alım talepleri, ABD dolarına ilişkin endişeler ve jeopolitik gerginliklerin etkisiyle artış gösteriyor.
ABD merkezli haber ajansı Bloomberg’e göre, küresel ekonomide altın yeniden popüler bir yatırım aracı haline gelirken, merkez bankalarının gizli alımları bu yükselişi destekliyor.
Goldman Sachs verilerine dayanarak, merkez bankalarının her ay yaklaşık 80 ton altın aldığı belirtiliyor. Bu da güncel fiyatlarla aylık 8.5 milyar dolarlık bir yatırım anlamına geliyor.
Özellikle büyük alımlar çoğunlukla bildirilmeyen işlemlerle gerçekleştiriliyor. Ticaret verileri, Çin’in en önemli alıcılardan biri olduğunu gösteriyor.
Dünya Altın Konseyi’ne (WGC) göre, merkez bankaları ve egemen varlık fonları yılda en az 1000 ton altın alarak dünya altın üretiminin dörtte birini oluşturuyor. HSBC’nin 2025 beklenti anketine göre, merkez bankalarının üçte biri altın alımlarına devam edeceklerini belirtirken, hiçbir banka satış planlamıyor.
Dolar Riski Altını Öne Çıkardı
Altına yönelimin temel motivasyonu, jeopolitik riskler ve ABD dolarına duyulan güvensizlik olarak öne çıkıyor. 2022 yılında ABD ve müttefiklerinin Rusya’nın döviz rezervlerini dondurması, birçok ülke için doların bir silah gibi kullanılabileceğini ortaya koydu. Bu durum, rezervlerin çeşitlendirilmesi ihtiyacını artırdı.
Polonya Merkez Bankası Başkanı Adam Glapinski, “Altın, herhangi bir ülkenin ekonomi politikasına doğrudan bağlı olmayan, krizlere dayanıklı ve uzun vadede değerini koruyan en güvenli rezerv varlığıdır,” diyerek altının tercih edilme nedenini özetliyor.
En Büyük Alımlar Gizli Yapılıyor
2024 yılında tespit edilen merkez bankası alımlarının yalnızca üçte biri kamuya açıklandı. Çin gibi ülkeler, resmi rezerv açıklamalarını ya geciktiriyor ya da düşük gösteriyor. Örneğin, Çin 2015’te 600 tonluk rezerv artışını 6 yıl sonra açıklamıştı. Uzmanlara göre, Çin’in gerçek altın alımları resmi verilerin çok üzerinde olabilir.
Buna ek olarak, İsviçre üzerinden yapılan altın transferleri de bu gizli alımların bir başka işareti olarak dikkat çekiyor. İngiltere’den İsviçre’ye gönderilen ve genellikle merkez bankalarının tercih ettiği 400 onsluk külçeler, resmi olmayan devlet alımlarını işaret ediyor.
Altın Tahminleri
Goldman Sachs, merkez bankalarının devam eden alımları sayesinde 2025 sonunda altının ons fiyatının 3,700 dolara ulaşacağını öngörüyor. JPMorgan’a göre ise, yalnızca yüzde 0,5’lik bir rezerv kaydırması altını 2029 yılında 6,000 dolara yükseltebilir.
Doların rezerv para konumundaki sarsılmaları, gelişmekte olan ülkeleri özellikle politik bağımsızlığı olan varlıklara, yani altına yönlendiriyor. Küresel rezervlerde doların payı azalırken, altının payı artmaya devam ediyor.