

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
– Yıllardır zorda olan ekonomik kriz, 19 Mart’tan sonra içinden çıkılmaz bir hâle geldi. Bayram arifesindeyiz ve eski bayramlara özlem duyuluyor. Düşük gelirli birçok kişi etten mahrum kalmış durumda. Sofraları etle buluşturmak ve büyük bir dayanışma içinde olmak zorundayız. Ekonomik şartlar, toplumun en kırılgan kesimlerini derinden etkiliyor. Eskinin yoksulları, şimdi ise derin bir yoksulluk içinde yaşıyorlar.
– Geçen yıl bir koç 15 asgari ücrete, 17 bin liraya satılıyordu. Bu yıl asgari ücret 22 bin lira, bir koç ise 25 bin lira.
– 2002 yılında en düşük emekli maaşı ile iki kurbanlık koç alınabiliyordu. Aylık 257 lira iken, koç 140 lira civarındaydı. Bugün ise en düşük emekli maaşı 14 bin 500 lira ve bir koç 25 bin liralık fiyata ulaştı. Emeklilerimiz, iki koç almak yerine bir koç almakta güçlük çekiyor. Emekli bayram ikramiyesi Erdoğan tarafından müjde olarak duyuruldu. Ancak bu müjdenin bayramdan önce ödeneceği bilgisini paylaştılar. 2015’in 7 Haziran’ında bu konuyu konuşmadılar, sadece 1 Kasım’da biz de vereceğiz dediler. 2018 yılında bin lira verilen ikramiye, bu yıl 4 bin lira oldu. Bunu da erken vermeyi müjde olarak görecek kadar düştüler.
Koç Hesabı
– 2018’de bir koç alan emekli ikramiyesi ile dört kilo et alabiliyordu. İşte emeklinin ikramiyesinin içler acısı durumu. Emeklinin AKP öncesi ve sonrası durumu tamamen farklı; 7 yılda büyük bir hak kaybı yaşandı.
Enflasyon Tepkisi
– TÜİK’e göre enflasyon yıllık yüzde 35, ENAG’a göre ise yüzde 71. DİSK mahkemeye başvurdu çünkü fiyatların nereden alındığını açıklamıyorsunuz. TÜİK bunu dinlemedi ve mahkeme süreci onaylandı. Eğer geçen yıl 100 lira aldığınız ürünü bu yıl 135 lira ile alıyorsanız, TÜİK, eğer 171 lira ile alıyorsanız, ENAG haklı.
– TÜİK bunu sır gibi saklıyor ama enflasyonu yüzde 35 olarak bildiriyor. Aradaki fark, emeklinin cebine girecek maaşı belirliyor. Erdoğan’ı üzmeyen istatistik kurumu sayesinde emeklinin cebinden para çalınıyor.
– AKP öncesinde iki kurbanlık koç alan emekliler şimdi yarım koç alabiliyor. Dört kat kayıplar var. Çay simidi ve diğerleri de bunun altında; hesaplar aynı.
– TÜİK’in rakamını doğru kabul edelim. 22 bin liralık asgari ücret verildiği günkü satın alma gücüne bakarsanız, bu rakam 18 bin 750 liraya düşüyor. Yani 3 bin 350 lira kayıp var. 14 bin 500 liralık emekli maaşı ise şimdi 12 bin 300 liraya geriledi. TÜİK’in verilerine göre bile 2 bin 200 lira kayıp söz konusu.
– Mutlaka asgari ücrete enflasyon ayarlaması yapılması gerekiyor. Seçimden önce enflasyonun çift haneye çıktığı gerekçesiyle mutlaka ara zam yapılması gerektiğine vurgu yapılmıştı. Hatta dört kez yapılmadan bahsedilmişti. Aralıkta ana zam ve üç kez ara zam yapılması konuşuluyordu. Millet, ilk turda karar veremedi. Asgari ücretin dört kez ara zam alacağı biliniyordu. Şu an yüzde 35, geçmişte ise yüzde 38’di. Hedeflerden biri olan 22 bin liranın, gerçekleşen enflasyona göre en az 26 bin 500 olması gerekiyor. Temmuzda ek zam yapmamaya niyet ediyorlar. Bu durum, alın terini sömürmekte başka bir şey değildir. Emeklilere akılcı bir ek zam, asgari ücrete de ara zam şart.
– Yüz binlerce insan meydanlarda haklarını savunmak için toplandı. ‘Ara zam hakkımızı söke söke alırız’ dediler. Mücadelemiz devam edecek. Daha büyük kitlenin gelmesi durumunda hep birlikte başaracağız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.
– TÜİK sadece bu verileri değil, işsizlik ve büyüme verilerini de açıklıyor. 19 Mart darbesinin yansımadığı dönemde bile Erdoğan’ın övündüğü büyüme, bu yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 2 olarak belirlendi. Tarımda yüzde 2, sanayide ise yüzde 1.8’lik bir küçülme yaşandı. 19 Mart darbesiyle yaşanan ekonomik şok, ikinci üç aya yansıyacak. Geniş tabanlı işsizlik oranı yüzde 32.2; üç kişiden biri işsiz durumda. Kadın işsizlik oranı yüzde 70, genç işsizlik ise yüzde 37.5.
– Hâlâ kendi atadıkları kişileri alkışlatan Erdoğan’a sesleniyorum. O salondan çıkıp sokağa çık! İşsizliği, enflasyonu, yoksulluğu gör. Millet, verdiğin sözleri tutmanı bekliyor. Asgari ücrete zam yapmadan, çiftçinin sorunlarını çözmeden o koltukta oturamazsın. Sen o koltuğa seçim kaybettiğinde seçilmişlere darbe yapmaya, belediyeleri ele geçirmeye, milletin gönlünden rakiplerini düşürecek kumpaslar kurmaya gelmedin. Ülke böyle yönetiliyorsa, yargı böyleyse, muhalefete sürekli baskı yapılıyorsa, müzakere edilmesi gerekenler yerine terör örgütünün başıyla konuşuluyorsa, meşru değilsin o koltukta. Bunu diyerek oy almadın çünkü.
– 19 Mart darbesinin üzerinden 76 gün geçti ve Ekrem Başkan’a atılan iftiralardan birini ispatlayamadılar. Sürekli iftira atılıyor; ‘Malına mülküne el koydum, eğer bu iftirayı atmazsan imzayı at ve git yoksa 20 yıl hapis yersin’ deniyor. Böyle bir süreçten geçiyoruz.
Beşinci Dalga Operasyonu
– Avcılar Belediye Başkanımız, 30 yaşında ve çok dinamik. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız da öyle. Hepsi çok pırıl pırıl başkanlar. Hangisini çağırırsanız çağırın, ‘Utku nereye gidecek’ sorusunu soruyorum. Adam 30 yaşında ve genç eşiyle birlikte. Sabahın köründe kapıları zorlayarak, gürültü kopartarak insanları rahatsız ediyorlar. Komşuların önünde altı aydır o evdeler. Bu bağlamda kendinize yapılsaydı, benzer bir durumla karşılaşsanız nasıl hissederdiniz, düşündüğünüzde? Bu rezaletler kayıtlara geçiyor.
– Bugün arkadaşlarımız, doktor kontrolünde. Ancak 50 yıl hapis cezası alsa bile, kameralarla 30 metre mesafeden dikkatlice çekim yapıyorlar. Bu, bir itibarsızlaştırma kampanyası. Bu filmi daha önce izledik. 27 Mayıs darbesinden sonra darbecilerin ‘Düşükler Yassıada’da’ diye bir film çekmesi gibi. Celal Bayar, belindeki kemerle kendini asmaya kalktı. Bu tür olaylarla geçmişte karşılaştık.