

Birçok bakan, gönülden “Avrupa’da üretildi” sloganını benimseyerek, ülkenin bu sektördeki ekonomik hükmünü sürdürme taahhüdünde bulundu. Ancak, AB tarafından ek tarifelerin devreye girmesinin ardından, Çinli üreticilerin tutumlarından dolayı Fransız sanayisini etkileyen tehditlerin göz ardı edildiği bir durumdayız.
Ayrıca, otomobil pazarındaki satışlar sıkıntılı bir dönem geçiriyor; Avrupalı üreticiler ise karamsar bir tablo çiziyor. Uzun zamandır faaliyetlerini sürdüren firmaların distribütörler arasında kaybolması dikkat çekiyor. Sonuç olarak, otomobil sektörü için ekonomik ve mali durum oldukça iç karartıcı.
Bu Zorlu Koşullarda Otomobilin Geleceği Hakkında Ne Düşünmeliyiz?
Büyük şehirlerde, araçların sokaklarda dolaşımına pek sıcak bakılmıyor. Örneğin Paris, şehir merkezinde araçların geçişine izin vermiyor. Tüketicilerin yeni bir otomobil satın alma bütçeleri sürekli olarak daralmakta.
Şirketler açısından artan ekolojik düzenlemeler ve genel vergi yükleri, kurumsal filoların yeterince “yeşillenmemesi” nedeniyle mali cezalarla karşılaşma riski taşıyor. Bu durumda, pek çok firma kurumsal araç sektöründen çekilme kararı alabilir. Bu durumun hem onlara, hem de ekonomiye ve çevreye ciddi zararları olacaktır; zira Avrupa’daki (zaten yaşlı) araç filosu daha da yaşlanacak ve çalışanlar, kirletici ancak ucuz olan ikinci el araçlara yönelmek zorunda kalacaklar.
Yapılan araştırmalar, Avrupalıların araçlarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu ve onsuz kalmak istemediklerini gösteriyor. Bunun yanı sıra, Avrupa genelinde hayata geçirilen araç paylaşım sisteminin Covid-19’un giderilmesiyle birlikte serbest düşüşe geçtiği de dikkate değer. Elektrikli otomobil alımına yönelik teşvik programları ise otomobil alımını teşvik etmekte yetersiz kalıyor.
Öte yandan, tüm AB ülkelerinde uygulanan Ulusal Düşük Karbon Emisyon Stratejisi, toplu taşıma ve demiryolları ile seyahati teşvik ederken otomobilleri kapsam dışı bırakıyor. Bilim insanları, “30 kişilik bir otobüs, yoldaki araç sayısını ciddi şekilde azaltma potansiyeline sahip” şeklinde bir uyarıda bulunuyor.
Bu bağlamda, otomobilin (hatta elektrikli olanların) sürdürülebilir geleceği, üretim tesislerinin durumu ve resmi dağıtım ağlarının geleceği ne yönde ilerleyecek?