

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), 2024-2050 dönemi küresel enerji görünümüne dair orta ve uzun vadeli tahminlerini içeren “2025 Dünya Petrol Görünümü” raporunu yayımladı.
Rapora göre, artan dünya nüfusu, ekonomik büyüme, enerji politikalarındaki değişiklikler ve teknolojik gelişmeler, küresel enerji talebini artırmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl, yenilenebilir enerji kapasitesine yaklaşık 600 gigavatlık rekor bir ekleme gerçekleştirildi. Fakat bu hızlı artış, küresel enerji talebindeki yükselişi tam anlamıyla karşılayamadı. Bu nedenle, petrol, doğal gaz, kömür ve nükleer enerji gibi geleneksel enerji kaynaklarına olan talep tarihi seviyelere ulaştı.
Tahmin döneminin sona ereceği zaman diliminde, dünya nüfusunun ve ekonomik büyümenin yavaşlamasıyla birlikte enerji verimliliğindeki artış, birincil enerji talebinin büyüme hızında bir yavaşlamaya sebep olacak. Bu durum, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artmasıyla tetiklenecek.
Küresel birincil enerji talebinin 2050 yılında, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 23 artarak günlük 378 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşması bekleniyor. Yıllık ortalama yüzde 0,8’lik bir artış, bu büyümenin hemen hemen tamamının OECD dışı ülkelerden kaynaklanacağını gösteriyor; OECD ülkelerinde ise talebin sabit kalması ya da azalması tahmin ediliyor.
Kömür Hariç Tüm Kaynaklara Talep Artacak
Bu dönemde kömür haricindeki tüm birincil enerji kaynaklarına yönelik talep artış gösterecek.
Yenilenebilir enerji talebinin günlük 52 milyon varil petrol eşdeğeri artarak yaklaşık 99,4 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşması bekleniyor. Bu artışın büyük bir kısmı rüzgar ve güneş gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik politik destek ve düşen üretim maliyetlerinden kaynaklanıyor.
Nükleer enerjiye olan talep de yeniden ivme kazanacak; günlük 10 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 2050’de 24,9 milyon varil petrol eşdeğerine yükselecek.
Güvenilir ve uygun fiyatlı enerjiye olan talep, petrol ve doğal gaz talebinin de artmaya devam etmesine yol açacak. Petrol talebinin günlük 18,2 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 112,4 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşması ve doğal gaz talebinin ise günlük 19,7 milyon varil petrol eşdeğeri artışla 89,7 milyon varil petrol eşdeğerine çıkması bekleniyor.
Kömür talebi ise enerji ve iklim politikalarının yanı sıra diğer kaynakların yaygınlaşması nedeniyle günlük 30,4 milyon varil petrol eşdeğeri azalarak 51,4 milyon varil petrol eşdeğeri seviyesine gerileyecek. Bu durum, kömürün talebi azaltan tek birincil yakıt olmasına yol açacak.
Petrol ve Gazın Payı Yüzde 50’nin Üzerinde Kalacak
Rapora göre, bu dönemde petrol ve doğal gazın küresel enerji karışımındaki payı yüzde 50’nin üzerinde kalmaya devam edecek.
2050’de petrol, yüzde 29,8 ile küresel enerji karışımında en büyük paya sahip olacakken, bunu hidroelektrik ve biyokütle de dahil olmak üzere toplam yüzde 26,3 pay ile yenilenebilir enerji kaynakları takip edecek. Doğal gaz yüzde 23,7 ile üçüncü sırada yer alacak; kömür yüzde 13,6 ve nükleer enerji ise yüzde 6,6 paya sahip olacak.