reklam
reklam
DOLAR39,4337% 0.22
EURO45,4942% -0.58
STERLIN53,3990% -0.37
FRANG48,7137% 0.2
ALTIN4.344,09% 1,39
BITCOIN103.880,99-3.345
reklam

Öldüren, Ezgi’nin eşi olsaydı…

Yayınlanma Tarihi : Google News
Öldüren, Ezgi’nin eşi olsaydı…
reklam

Eğer Sezgin Çeken, eşi Ezgi’yi öldürmüş olsaydı, yargının katil kocanın “Sevgilisi varmış” savunmasını dikkate alarak, cinayeti tahrik altında işlediğini ileri süreceği muhtemeldir.

Katil koca belki de tutuksuz yargılanacaktı.

‘Adalet’ hep böyle işlemiyor mu?

Ancak bu sefer öldüren Ezgi, can veren kocası Sezgin olunca genç kadın kanlı katil muamelesi gördü.

Ezgi, Sezgin ile evli kaldıkları üç yıl süresince iki boşanma davası, beş kez şikayet dilekçesi, sayısız dayak, tehdit ve küfürle mücadele etti.

Eğer Ezgi, jandarmadan döndüğünde bir memur onu evine göndermiş olsaydı ya da Sezgin’i gözaltına alsaydı, bu kan dökülmesi yaşanmayacaktı.

Ne Sezgin ölecek,

Ne de Ezgi cezaevine girecekti. Ayrıca, 2.5 yaşındaki oğulları da ortada kalmayacaktı.

Savcılık, Ezgi’yi korumayarak onu eş katili konumuna soktu.

Aynı zamanda, Ezgi’nin uğradığı şiddeti göz önünde bulundurmadan ‘tahrik’ ve meşru müdafaa durumunu göz ardı etti.

HAMİLEYKEN DÖVÜLDÜ

Ezgi, 26 yaşında.

Beş yıl önce Sezgin ile evlendi ve bir oğulları dünyaya geldi.

Evliliğinin ilk gününden itibaren maddi sıkıntılar yaşadılar.

Koca dayağı ise cabasıydı.

Hamileyken ayrılmaya karar verdi.

Ailesinin yanına İstanbul Çatalca’ya döndü.

İlk şikayeti, 8 Kasım 2023 tarihinde gerçekleşti.

Boşanma davası açmasının ardından Sezgin’in kendisini “Çocuğu alırım, seni öldürürüm” diyerek tehdit ettiğini belirtti.

Sezgin hakkında uzaklaştırma kararı verildi.

Çocuk doğunca, barışma kararı aldılar.

Ezgi ifadesinde şöyle dedi:

“Sezgin’den sürekli şiddet ve hakaret görüyordum. Ne kazanırsam kazanayım, parayı benden alırdı. Hamilelik döneminde, çocuğumu emzirirken bile şiddet gördüm. İlk boşanma sürecinde davaya bir ay kala çocuğumuz olduğu için barıştık.”

Baba Kemal Arık, damadı için ev tuttu, onlara yardım etti, iş buldu.

Fakat Sezgin asla ıslah olmadı.

Tarih 29 Haziran 2024’tü.

Alkollü halde Ezgi’yi öpmeye çalıştı. Reddettikten sonra eşine yumruk ve tekme attı. Araya giren Ezgi’nin annesi de şiddete uğradı. Ezgi, çocuğunu alarak kendisini odaya kilitledi. Sezgin, camı kırarak içeri girdi ve Ezgi sokağa kaçmak zorunda kaldı. Sokakta da dayak yedi.

Ezgi, bir kez daha boşanma davası açtı.

Sezgin’e bir kez daha uzaklaştırma kararı verildi.

ÇOCUĞU ALIKOYDU

Sezgin, 18 Temmuz 2024’te Ezgi’ye hakaret edip saldırdı.

20 Temmuz’da, “Parka götürüyorum” diye aldığı çocuğu kendi evinde alıkoydu.

Sarhoşken yüzlerce kez aradı ve hakaret etti.

Ezgi:

“Çocuğu göremeyeceksin” dedi. Şikayet ettim. Çocuğu almak için kollukla beraber evine gittik. Çok korkmuştum. Bana saldırmak için balkondan atladı.”

Bir jandarma ve dört bekçi yaralandı.

SOKAKTA TAKİP

1 Ağustos’ta Ezgi’yi takip etti.

“Sürtük, kaşar, kimlerin apartmanına giriyorsun, seni Bergen’e benzeteceğim. Barışmazsan elini kolunu kıracağım” diyerek tehdit etti.

Bir gün sonra Ezgi’nin kapısına dayanarak onun peşine düştü.

Ezgi, daha önce yaptığı sayısız şikayetlerden birini daha gerçekleştirdi.

Sezgin, fare zehiri ile intihara kalkıştı.

Kahveciye “Karım benimle barışmazsa temizleyeceğim hepsini” dedi. Bu cümleyi ölümünden bir hafta önce dile getirmişti.

‘KATLİAMI YAŞAYACAKSIN’

Ezgi, 21 Ağustos’ta iş başvurusu yaptı.

Eski eşi arayıp “S… belanı. Katliam yaşattıracaksın. Ama bugün, ama yarın o katliamı yaşayacaksın” diye tehdit etti.

Ezgi, Kestanelik Jandarma Karakolu’na telefon açarak koruma kararı olduğu halde rahatsız edildiğini bildirdi.

Ezgi ve kardeşi Sıla, karakola gitmek üzere minibüse bindi.

Sezgin, oğluyla birlikte çekilmiş bir fotoğraf göndererek, “Bir daha göremeyeceksin” yazdı.

Karakolda, eşinin aramalarını ve mesajlarını gösterdi.

Jandarmalar Sezgin’i arayarak, “Çocuğu bırakıp git” dedi. Sezgin, “Çocuğu parka götürmek için aldım” yanıtını verdi.

Ezgi, bu söze kanarak karakoldan çıktı.

Onlar minibüsteyken…

Sezgin, Ezgi’nin evinin çevresindeydi.

Yanında oğlu varken kayınpederi Kemal Arık’ın önünü keserek, “Bana karımı geri getireceksin. Ya bugün seni öldüreceğim ya da sen beni…” dedi.

ATEŞ ETMESE BABASINI ÖLDÜRECEKTİ

Arık uzaklaşırken…

Ezgi ve Sıla’nın bulunduğu minibüs köy meydanında durdu.

Sezgin, araca bindi.

Ezgi, telefonunda kurulu olan Kadın Destek Uygulaması (KADES) hattından ihbarda bulundu.

Ezgi:

“Sezgin, benimle konuşacağını söyledi. Ben konuşmayacağımı söyledim. ‘Sen çocuğu gösterme, canını almayan Sezgin’in Dağyenice üstünden geçsin’ dedi. Bizi takibe başladı. Babamın yanına geleceğini ve ona neler göstereceğini söyledi.”

Ezgi, kardeşi Sıla ve Sezgin, peş peşe eve girdi.

Baba Kemal Arık, bahçede çalışıyordu.

Sezgin, kayınpederine “Niye yuvamızı yıkıyorsun?”</strong diye sordu.

Arık, “Evliliğinizi bitiren sensin. Kızıma sordum, boşanmak istiyor. Bana göre de bitsin evliliğiniz”</strong dedi.

Ezgi:

“Sezgin ‘Kimse bitiremez evliliğimi. Onun bunun altına yatan karıyı karım yaptım. Bu akşam ya sen öleceksin ya ben… Burayı kan gölüne çevireceğim’ dedi. Babam ‘Ben kızlarıma güveniyorum’ dedi. Sezgin de ‘Bende ne videoları var kızlarının, sana onları göstereyim’ dedi.”

Arık, sinirlenerek yerinden kalkıp kömürlüğe gitti.

Silahla geri döndü.

Üç dört el havaya ateş edip Sezgin’e “Git buradan” dedi.

Ezgi:

“Sezgin, ‘A… k… çocuğu, ecdadını s…, sen kimi kovuyorsun’ diyerek küfretti, elini beline attı. Babama koştu. KADES uygulamasına bastım. Babamla boğuşmaya başladılar. Sezgin’i babamın üstünden çekmeye çalıştım. Gücüm yetmedi. Tabanca düşünce aldım. Sezgin’e bir el ateş ettim. Elime ilk defa silah almıştım. Amacım kavgayı bitirmekti.”

Baba Kemal, küçük çocuğu olduğu için kızına “Babam vurdu” demesini öğütledi.

Ancak karakolda tetik ezici olarak Ezgi’nin adı belirlendi.

Ezgi, “meşru müdafaa kapsamında eşini kasten öldürmekten” tutuklandı.

BEŞ ŞİKAYET

Ezgi’ye kasten öldürme iddiasıyla dava açıldı.

İddianame, tarihleriyle birlikte yazıyor.

Ezgi, eşinden beş kez şikayetçi olmuş.

İddianamede, Ezgi’nin ağır tehdit altında olduğu vurgulanarak, şöyle deniyor:

“Babasının evine gelen, hakaret ve tehdit eden, boşanma aşamasında olduğu eşi Sezgin’i, babasıyla arasında yaşanan boğuşma sırasında yere düşen tabancayı alarak, sırtından bitişik atış şeklinde tek kurşunla vurması sonucu öldürdüğü…”

İddianamede bir meşru müdafaa ve tahrik halinden söz edilmiyor.

‘AMACIM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİ’

Silivri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması, 11 Nisan’da yapıldı.

Ezgi, eşini öldürmeyi asla istemediğini belirterek, şöyle dedi:

“Eğer öldürme amacım olsaydı, eşim bir hafta önce fare zehri içerek intihar etmişti. 112’yi arayıp sağlık ekiplerini yönlendirmiştim. Jandarmayı arayıp sağlığından şüphe ettiğimi belirtip eve gitmelerini söylemiştim. Eşimi öldürmek isteseydim, olayı kimseye haber vermezdim.”

Ezgi, tahliye edilmedi.

Bugün ikinci duruşması gerçekleşecek.

Ezgi’nin avukatlığını üstlenen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey ile Arzu Sena Topuz, genç kadının saldırıyı defetmek için ateş ettiğini iddia ediyor.

İçişleri ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları, defalarca savcılığa başvuran ve koruma kararı verilen Ezgi’nin kapısının önüne polis koysaydı, bu cinayet yaşanmayacaktı.

Sonuç olarak, hangimiz Ezgi’nin yerinde olsaydık, bu tür bir durumla karşılaşmazdık ki?

Ezgi, tutuksuz yargılanmalı ve meşru müdafaa kapsamında suç işlediği kabul edilerek, buna göre cezalandırılmalıdır.

reklam

YORUM YAP