reklam
reklam
DOLAR38,6230% -0.08
EURO43,8123% 0.19
STERLIN51,6906% 0.48
FRANG46,8441% -0.18
ALTIN4.173,14% -0,23
BITCOIN99.352,802.639
reklam

Öğretmenler MEB Önünde: Atanamayan Değil, Atanmayan

Yayınlanma Tarihi : Google News
Öğretmenler MEB Önünde: Atanamayan Değil, Atanmayan
reklam

2024 KPSS için ek atama talep eden öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. MEB önünde toplanan öğretmenler, “Gün olur Yusuf kuyudadır, gün olur Yusuf kontenjanda zorbadır” şeklinde sloganlar atarken, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in sosyal medya paylaşımına atıfla “Ekmekten sonra eğitim, bir milletin en büyük ihtiyacıdır – Paul Richer” yazılı pankartlar taşıdılar.

Öğretmenlerin taşıdığı diğer dövizlerde “Adaletsiz branş dağılımına karşı ek atama”, “Ücretliyi bitir, ek atamayı getir”, “Eğitim hiç bu kadar değersiz olmamıştı” ve “Sayın Bakan, eğitim sisteminde kontenjan değil, adalet eksiktir” ifadeleri yer aldı.

‘Ücretli Öğretmen Kadar Atama Yapılmalı’

KPSS’de 33. sırada yer alan ve ek atama talep eden biyoloji öğretmeni Hayriye Haktanıyan Uğraş, grup adına yaptığı açıklamada şu şekilde konuştu:

“Bugün burada emeğimizin karşılığını almak için, bizlere reva görülen 15 bin atamanın azlığını ve eşit şekilde dağıtılmayan branş sayılarını haykırmak için bir araya geldik. Sesimiz duyulana kadar susmayacağız. Her birimiz bu kutlu vatanın evladı ve öğretmeniyiz.

Sayın devlet büyükleri, binlerce öğretmen ve aile olarak sizlere sesleniyoruz. Atama sayılarının açıklandığı o akşam, her bir evde yaşanan hayal kırıklığını tarif etmeye kelimeler yetmez. Sayın Cumhurbaşkanımızın her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması yaptığını söylemesine karşın, verilen 15 bin atama sayısı çok büyük mağduriyetler yaratmıştır.

Medya tarafından paylaşılan 25 bin öğretmen ataması iddiaları, durumun ne kadar içler acısı olduğunu ortaya koymaktadır. Toplamda verilen öğretmen atama sayısı 15 bini 2024 KPSS’ye, 10 bini ise 2025 AGS’ye olmak üzere dağıtılmıştır. Bu durum, hem 2024 KPSS ile atama bekleyen öğretmenleri, hem de 2025 yılında sınava girecek öğretmen arkadaşlarımızı zor bir duruma sokmuştur. Buradan bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz; en az ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılması elzemdir. Öğretmenler, bir meslekten öte, ülkesinin her yönüyle kalkınması için çabalayan neferlerdir.”

‘Atamayı Beklerken Yuva Kuramadılar’

Aile yılı kapsamında binlerce öğretmen, atamaları yapılmadığı için yuva kuramıyor. Öğretmenler, aile evlerinde yaşayarak her gününü ailesine mahcup şekilde geçirmek zorunda kalıyor. Onca emeğe, onca çabaya rağmen “Hâlâ atanamadın mı?” sorusuna maruz kalan öğretmenler, toplumun bu psikolojik baskısına daha fazla dayanamaz hale geliyor. Uygulanacak yöntem açıktır: Ücretli öğretmenleri kaldırıp kadrolu öğretmenleri getirin. Devletimizi bu strateji doğrultusunda hareket etmeye davet ediyoruz. Biz öğretmenler vazgeçmeyiz. Biz vazgeçersek, bu ülkenin yarınlarının güveni kalmaz. Unutulmamalıdır ki, bir ülke öğretmenine verdiği değer kadar güçlüdür. Biz burada yalnızca kendimiz için değil, toplumumuz için ve en önemlisi de ülkemizin geleceği için konuşuyoruz. Sözümüz söz; adaletli bir ek atama gelene kadar durmayacağız. Yaşanan bu mağduriyeti dile getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz.”

‘İyi Olanı Sahiplenen Kötü Sonuçlarda Sorumluluk Almayan İktidar’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Türkiye’de 97 eğitim fakültesi bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu fakültelerin büyük çoğunluğu Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde açıldı ve bununla da övünüyorlar. Ancak, 68 bin olan atanamayan öğretmen sayısı, bu eğitim fakülteleri ve pedagojik formasyonla birlikte 1 milyona ulaştı. Hayatta iyi olan her şeyi sahiplenen ama kötü sonuçlardan sorumluluk almayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Recep Tayyip Erdoğan iktidarı, onun YÖK başkanları ve Milli Eğitim Bakanları, bu devasa sorunu görmezden gelmeye devam ediyor.”

Şu soruyu soruyorum: Ülkemizdeki 97 eğitim fakültesinde, öğrencilerinin geleceğini gerçek anlamda önemseyen bir tek eğitim dekanı var mı? Verilen diplomaların fiilen yok sayıldığı bir sistemde, çıkıp da ‘Bu öğrenciler bizim öğrencimiz. Bu diplomaları Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda veriyoruz’ diyebilecek bir eğitim fakültesi dekanı var mı? Sesim duyuluyor mu? Bir Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi’niz var mı? Ya da 1 milyon atanamayan öğretmen gerçeği karşısında, bu diplomaların itibarsızlaştırılmasına karşı ses çıkarabilecek bir üniversite sistemimiz var mı?”

‘Atanamayan Değil, Atanmayan Öğretmeniz’

Ek atama talep eden bir tarih öğretmeni ise yaptığı açıklamada, “Biz atanamayan öğretmenler değiliz, biz atanmayan öğretmeniz. 21 bin kişinin girdiği sınavda 63. oluyorum ve atanamıyorum. Cumhuriyet tarihinde bunun eş, benzeri yok. Cumhuriyet tarihi boyunca ilk 100’e girmiş ancak atanamayan öğretmenlere ilk kez şahit oluyoruz. Bu vatanın analarına, babalarına, teyzelerine, halalarına, dayılarına herkese sesleniyoruz. Bu konu burada gördüğünüz bir avuç insanın meselesi değildir. Arkada gördüğünüz insanlar umut sorunu yaşıyorsa, bu ülke yarın gelecek sorunu yaşar” şeklinde konuştu.

Ek atama talebinde bulunan öğretmenler daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde de basın açıklaması gerçekleştirdiler.

reklam

YORUM YAP