reklam
reklam
DOLAR38,7397% -0.08
EURO43,5844% 0.48
STERLIN51,6653% 0.35
FRANG46,2453% 0.43
ALTIN3.913,95% -1,19
BITCOIN101.726,91-1.892
reklam

Öğretmen Olmak Bir ‘Can’a Dokunmaktır!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Öğretmen Olmak Bir ‘Can’a Dokunmaktır!
reklam

Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir! Öğretmen olmak bir ‘can’a dokunmaktır!

Bu yazımda, öğretmenin eğitimin öznesi olduğu gerçeğinden yola çıkarak, öğretmenin ne anlama geldiğini ve öğretmen sorununu çözmek için neler yapılması gerektiğini ele alacağım. Nihayetinde ana cümlemiz ‘EĞİTİM DEMEK ÖĞRETMEN DEMEKTİR.’ Cumhurbaşkanı olmasaydım öğretmen olurdum diyen Atatürk’ün, irfan ordusu olarak nitelendirdiği öğretmenlerimiz…

Öğretmen Olmak: Bir Meslek Erbabı Olmanın Ötesinde, Bir VAROLUŞ Biçimidir

İlk önce öğretmenliği genel anlamıyla incelemeliyiz. Farklı sosyologlar, filozoflar ve eğitimciler, öğretmenlik kavramına değişik tanımlar getirmişlerdir. Eğitimin tarihsel süreçte farklı ekoller tarafından sunduğu farklı tanımlamalar mevcuttur. Ancak, kişisel bir tanım yapma izniniz varsa, ben de kendi görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Günümüz eğitim sisteminde öğretmen, belirli yasalar çerçevesinde görevlerini yerine getiren ve haklara sahip olan bir bireydir. Ancak öğretmen, sadece kendisine verilen görevleri yerine getiren bir tamirci gibi görülmeye başlamıştır. İşte burada öğretmen olmak, “öğretmenlik yapmayı aşan bir varoluş biçimi” dir. Öğretmen olmak, tanıdık kurallar içerisinde kalarak yalnızca rol oynamak değildir; bunun ötesinde öğretmene düşen bir sorumluluk vardır.

Öğretmen olmak, eğitim-öğretim içindeki anlamının ötesine geçmektir. Öğretmenin, belirlenmiş görevlerin ötesine geçerek, hissederek, yaşayarak ve öğrencileri ile bütünleşerek var olmasıdır. Öğretmen olmak; öğretmenle öğrencinin birbirine yakınlaştığı, öğretmenin öğrencide, öğrencinin öğretmende yeniden hayat bulduğu güçlü bir bağdır. Öğretmen olmak, ilkokuldaki bir çocuğa bile, geleceğin bilim insanı, sporcusu, siyasetçisi şeklinde yaklaşarak derin bir varoluşsal sorumluluk taşımaktır.

Anladığımız üzere, öğretmenlik yapmak ile öğretmen olmak arasında önemli bir fark vardır. Türkiye’de öğretmen olmak, öğretmenlik olmalıdır. Gerçek öğretmenler, öğretmenlik görevini aşarak başarıya ulaşabilirler.

Eğitim Demek Öğretmen Demektir

Eğitim politikalarının temel dinamiği öğretmendir. Eğitim, birçok bileşenin bir araya gelmesiyle oluşur; öğrenci, aile, okul, müfredat gibi unsurların hepsi önemlidir. Ancak, eğitimin hayata geçmesini sağlayan tek unsurlardan biri öğretmendir. Okul olmaksızın öğretmen eğitim verebilir, müfredat yoksa uygun öğretmen yine de eğitimi gerçekleştirebilir. Öğretmen eğitimin özüdür. Bu nedenle eğitim demek öğretmen demektir.

Öğretmenlerle ilgili yapılması gerekenler doğrultusunda, eğitim ile eğitimcinin karşılaştırıldığında, aradaki farkı düşündüğümüzde şu hususları göz önünde bulundurmalıyız:

Öğretmenleri Toplum Lideri Haline Getirmek ve Saygınlıklarını Arttırmak

Öğrencilere saygı ve ulusal değerlere sevgiyi aşılayan ilk kişi öğretmendir. Bu yüzden öğretmenlere sahip çıkmak ve mesleğin saygınlığını artırmak için yapısal değişiklikler yapmak, Türkiye’nin öncelikli hedefi olmalıdır. Öğretmenlerin nitelikli bir eğitim alması ve Milli Eğitimin hedeflerine ulaşabilmeleri için gerekli reformlar yapılmalıdır.

Öğretmen Yetiştirme

Öğretmenlik yeniden toplumun en saygın mesleklerinden biri haline getirilmeli. Öğretmen yetiştiren yüksekokul ve fakülteler, en iyi olanaklarla donatılmalı ve en başarılı öğrencilerin Eğitim Fakültelerini tercih etmesi sağlanmalıdır. Öğretmen yetiştirme sürecinde yeterliliklerin değerlendirilmesi sağlam bir temele oturtulmalıdır. Formasyon eğitiminde özel ihtiyaçları olan öğrenciler düşünülmelidir.

Öğretmen Niteliğinin Artırılması

Mesleki gelişim seminerleri, eğitimcilerin beklenti ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde düzenlenmelidir. Tüm öğretmenlere lisansüstü ve doktora için burs imkanı sağlanmalıdır.

Ekonomik Güvence ve Özlük Hakları

Ücretli öğretmen uygulamasına son verilmeli, tüm öğretmenler kadrolu olarak atanmalıdır. Öğretmenlerin devlet kadrolarındaki statüsü, ek göstergeleri ve ek ders ücretleri artırılmalıdır. Öğretmenlerin özlük hakları, özel bir yasayla güvence altına alınmalıdır.

Öğretmen Adaylarının Seçimi ve Atamaları

Öğretmen atamalarında kayırma uygulamaları kaldırılmalı, başarı ve liyakat esas alınmalıdır. Atama bekleyen öğretmen sorununu, kadrolu atama ile çözmeliyiz. Öğretmen açığı titizlikle kapatılmalı ve hiçbir öğretmen ya da yönetici, mensubu bulunduğu sendikaya göre değerlendirilmemelidir.

Veli Dernekleri Aktif Hale Getirilmelidir

Milli Eğitim Bakanlığı, yerel yönetim, okul, veli ve öğretmenler arasındaki ilişkiler güçlendirilmelidir. Katılımcı bir anlayış ile yetki ve sorumluluk paylaşımlarına önem verilmelidir.

Öğretmenler İkinci Bir İş Yapmak Zorunda Kalmamalıdır

Öğretmenlerin ekonomik hakları iyileştirilmeli ve onurlu bir yaşam sürmeleri için gerekli özlük hakları sağlanmalıdır. Öğretmenlerin her yıl bir ay hizmet içi eğitim görmeleri sağlanmalı ve üniversitelerle iş birliği yapılmalıdır.

Sonuç olarak, öğretmenlik sadece bir meslek değil, bir duruş mesleğidir. Üstatların dediği gibi ÖĞRETMEN YALVARMAZ, ÖĞRETMEN BOYUN EĞMEZ, ÖĞRETMEN EL AÇMAZ, ÖĞRETMEN DERS VERİR! Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

reklam

YORUM YAP