ODTÜ öğrencileri, Fizik Bölümü önünde toplanarak siyah elbiseleri ve dövizleriyle “Kötüler Direnişe Çağırıyor” yazılı pankartın arkasında ODTÜ Rektörlüğü’ne doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Öğrenciler, üzerlerinde “emir kulu” yazılı maskeler taktı.
‘İYİLİKLERE DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ’
Kötüler adına yapılan basın açıklamasını “Baş kötü” sıfatıyla tahta oturan bir öğrenci duyurdu. “13 yılın ardından biz, kötüler yeniden direniş başlattık. Kampüs içinde ve dışındaki tüm iyiliklere karşı direnmeye devam ediyoruz. Demokrasiye, insan haklarına ve özgürlüklere bilindiği üzere düşmanız” ifadeleriyle basın açıklaması devam etti:
“Biz kötüyüz, çünkü ihmallerimiz ve çıkar hırsımız nedeniyle 6 Şubat depremlerinde binlerce insan hayatını kaybetmesine göz yumduk. İnterneti kestik, çadırlar sattık, yardımları engelledik ve depremzedelere hakaret ettik. Yeterli olmadı, halkın tepkisini bilinçli bir şekilde sığınmacılara yönlendirdik. Hala depremzedelerin konut sorunlarını çözmedik. Konteynır kentlerde yaşamaya mahkum ettik. Arsalarına işgal ettik. Üstelik, İstanbul’da 6 gün önce meydana gelen deprem sonrası Gezi Parkı’na sığınan insanlara saldırdık, çadırları dağıttık.”
‘BİZ KÖTÜYÜZ ÇÜNKÜ BİZ ÖLDÜRDÜK’
Biz kötüyüz çünkü Gezi’de direnen halkı kriminalize ettik ve hedef gösterdik. Biz kötüyüz çünkü, Ali İsmail’i, Berkin’i, Ahmet Atakan’ı, Ethem’i ve daha birçok kişiyi biz öldürdük. Ellerimizdeki kanlar yetmedi, uydurma davalarla 255 kişiyi yargıladık. Hâlâ Osman Kavala ve Can Atalay’la 5 kişiyi hukuksuz bir şekilde hapiste tutuyoruz.
‘İŞKENCELERLE GÖZALTINA ALDIK’
Biz kötüyüz çünkü Gezi’den o kadar korktuk ki, öğrencilerin hakları için bir araya geldiği her fırsatta TOMA’larımızı ve Çevik Kuvvetimizi gönderdik. İşkencelerle gözaltına aldık. Kimyasal sular, gaz kapsülleri ve plastik mermilerle öğrencileri hedef aldık. Yasak olan YÖK’süz, polissiz, parasız, demokratik ve özerk üniversite isteyen öğrencileri kampüslerinde ablukalara aldık. Çevik kuvvetleri kayyum rektörlerimizle okullara soktuk. Kendi çimlerinde oturan öğrencilere saldırttık.
‘TUTUKLU GAZETECİLERİN, İHRAÇ AKADEMİSYENLERİN SORUMLUSU BİZİZ’
Biz kötüyüz çünkü, seçimlerde korktuğumuz isimleri hapse attık, halkın iradesiyle seçilen belediye başkanlarına kayyum atadık. Kürt siyasetçileri kriminalize ederek iktidara geldiğimizden beri terör etiketleriyle kendimizi meşru kıldık. Tutuklu gazetecilerin, ihraç edilen akademisyenlerin sorumlusu biziz. Selçuk Kozağaçlı’ya psikolojik şiddet uygulamak için önce salıp sonra 24 saat geçmeden tekrar tutuklanan da yine biziz. Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını hukuksuz bir şekilde iptal ettirip, kendisini ve birçok kişiyi Silivri’ye kapatıyoruz.
‘EMEKÇİYİ AÇ BIRAKTIK’
Biz kötüyüz çünkü daha fazla kar elde etmek için işçileri, emekçileri aç bıraktık, güvence olmadan çalıştırdık ve işsizleri ölüme terk ettik. Kaçak maden ocağında çalıştırılan Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin ölümüne sebep olan da biziz.
‘DEVRİMCİ TUTSAKLARI TABUTLUKLARA TIKTIK’
Soma’da ve İliç’te maden işçilerini bile bile ölüme yolladık, ailelerine sus payı verip avukatlarını biz tutukladık. İşçilerin sendikalaşmalarına izin vermedik. İşçiden, emekçiden, halkın kendisinden korktuğumuz için Taksim’i yasakladık. Biz kötüyüz çünkü devrimci tutsakları tabutluklara tıktık.
‘ÖLÜMHANELER YARATTIK’
Açlık greviyle direnenleri ölüme terk ettik. Sağlık durumları kötüleşmesine rağmen tutukluları özgürlüklerine kavuşturmadık. Hapishanelerde ölümhaneler yarattık. Biz kötüyüz çünkü gözaltındaki kadın ve LGBTİ+ bireylere cinsel saldırıda bulunduk. Hatta o kadar kötüyüz ki işkencemizi transfobi ile aklamaya çalıştık. İstanbul Sözleşmesi’nden biz çıktık, 6284 sayılı kanunu uygulamadık. Kadın ve LGBTİ+ cinayetlerinin baş sorumlusuyuz. Bu kadar kötülüğün üstüne ‘Aile Yılı’ kisvesi altında kadınları metalaştırdık, objeye dönüştürdük, LGBTİ+ bireylerin varlığını ise yok saydık. Onur yürüyüşlerini kriminalize ettik.
‘MADIMAK’I BİZ SAVUNDUK, BİZ AKLADIK’
Biz öyle kötüyüz ki, sadece yetişkinleri değil, Yenidoğan çetesiyle bebekleri, kâr marjını artırmak için çocuk işçileri öldürdük. Bisiklet almak için çalışmak zorunda kalan Abdurrahman Özkul’un katilleri biziz. Biz kötüyüz çünkü sadece insanla kalmadık, tüm canlılara zulüm etmek için bir yol bulduk. Sokak hayvanlarını barınaklarda katlettik, Akbelen’de, İkizdere’de, Artvin’de, Samandağ’da, Kazdağları’nda ormanları talan ettik, bunları sermayeye peşkeş çektik. Biz kötüyüz çünkü eğitime ayırmadığımız bütçeyi sermayeye sunduk, devlet okullarını velilere temizlettik. Yetmedi, liselerdeki sendikalı öğretmenleri açığa aldık. Evrim teorisini müfredattan çıkartıp kendi propagandalarımızı koyduk.
Biz kötüyüz çünkü Madımak’ı yakanları savunduk, akladık. Roboski’yi bombalayanlar biziz, Ankara Gar Katliamı ve Suruç’ta 33 öğrencinin katlinde biz varız. Hrant Dink’in, Metin Lokumcu’nun, Reşit Kibar’ın faili meçhul katilleri biziz.
‘KÖTÜLER DİRENİŞE DEVAM EDİYOR’
Biz kötüyüz çünkü KYK yurtlarında kalanları ihmallerimizle biz öldürdük, öğrencileri intihara sürükledik ve bunu toplumsal değil bireysel sorunlarmış gibi göstermeyi başardık. Biz kötüyüz çünkü Filistin halkının haklı mücadelesini destekler gibi gözüküp, İsrail’e mühimmat ve benzin taşıyan, soykırıma ortak olan da bizdik. İsrail’in kanlı parasıyla zenginliğimize zenginlik katanlar biziz. Burada durmadık, Suriye’de gerçekleşen Alevi katliamının failleriyle masaya oturduk. ABD’nin emperyalist emellerine araç ve garantör olan da biziz. Bu nedenle kötüyüz. Kadının bedeni, çalışanın emeği, insanın değeri, köylünün toprağı, LGBTİ+ bireyin kimliği, Alevi’nin inancı, Kürt halkının hakları, yaşam onuru, sanatın, akademinin, medyanın özgürlüğünü biz iktidarımıza tabi kıldık ve yok saydık. Ortadoğu halklarının ölüm fermanında imzası bulunanlardan biri de biziz. Tüm Türkiye ve dünya kamuoyuna sesleniyoruz: Gözlerinizi kapatın. Kulaklarınızı tıkayın. Kötüler direnişe devam ediyor.
