reklam
reklam
DOLAR40,2852% 0.09
EURO46,8206% -0.23
STERLIN54,1444% 0.07
FRANG50,0873% -0.41
ALTIN4.305,43% -0,62
BITCOIN117.854,11-0.869
reklam

Ünlü Profesör Tropikal Meyve Kullanımıyla İlgili Uyarıda Bulundu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Ünlü Profesör Tropikal Meyve Kullanımıyla İlgili Uyarıda Bulundu
reklam

İklim değişikliğiyle mücadelede bireysel tüketim alışkanlıkları, günümüzde daha da büyük bir önem arz ediyor. Uzmanlar, su, enerji ve gıda gibi kaynakların bilinçsizce kullanılması nedeniyle çevresel tahribatın arttığını ve iklim krizinin derinleştiğini ifade ediyor. İsrafın yalnızca ekonomik anlamda değil, çevresel bir tehdit olduğuna da dikkat çekiliyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, su ayak izi yüksek gıdaların tüketimi, aşırı alışveriş ve atık üretimi gibi bireysel davranışların doğaya olan baskıyı artırdığını vurguladı.

Kadıoğlu, “Dinimizde israf, günahtır. Fazla alışveriş yapıp, gereksiz yere ürünleri çöpe atmak israftır. Su, gıda ve enerji gibi kaynakların kötü kullanımı mevcut. İklim değişikliği ile mücadelenin temelinde az tüketim, yeniden kullanım ve geri dönüşüm yer alıyor. Bu eylemler çevreyi korumakla ilgili ekolojik yaklaşımlardır. İsrafla ilişkili düşünerek, bunlara 'ekolojik günahlar' adını veriyorum. Böylece vatandaşların durumu daha iyi anlama ihtimalleri artıyor. İsrafı ne kadar azaltırsak, çevre ve doğaya olan baskımız o kadar azalmış olacak. Bu da iklim değişikliği ile mücadelemizi kolaylaştıracaktır” dedi.

Aşırı Et Tüketiminin İklim Değişikliğine Etkisi

Kadıoğlu, iklim değişikliği ile mücadelede beslenme alışkanlıklarının da önemli olduğunu vurgulayarak, aşırı kırmızı et tüketiminin çevresel sonuçlarına dikkat çekti. 1 kilogram kırmızı etin tabaklara ulaşabilmesi için yaklaşık 15 ton su tüketildiğini belirten Kadıoğlu, iklim değişikliğiyle mücadelede yediklerimize ve içtiklerimize dikkat etmemiz gerektiğini kaydetti. Aşırı et tüketiminin iklim değişikliğine katkıda bulunduğunu ifade etti.

“Avokado ve Kivi Gibi Meyvelerden Uzak Durmalıyız”

Tropikal meyveler olan avokado ve kivi gibi ürünlerden uzak durulması gerektiğini dile getiren Kadıoğlu, bu bitkilerin tropikal yağmur suyuna ihtiyaç duyduğunu belirtti. Türkiye’ye özgü mısır ve fasulye gibi ürünlerin de tüketilmesi gerektiğini vurguladı. Et tüketimini tamamen reddetmediğinin altını çizen Kadıoğlu, ama aşırılıklara kaçılmaması gerektiğini ifade etti.

Prof. Dr. Kadıoğlu, yaz aylarında artan sıcak hava dalgalarının şehirlerde ölüm riskini artırdığını, çoğu zaman bu ölümlerin kayıt altına alınmadığını da söyledi. Betonlaşmanın yarattığı “kent ısı adası” etkisinin, özellikle yaşlılar, çocuklar, obez bireyler ve hasta insanlar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Kadıoğlu, “Yaz ayları sıcak geçiyor. Zaman zaman sıcak hava dalgaları kendini gösteriyor. Beton yapılar nedeniyle kent ısı adası etkisi oluşuyor. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, yüksek katlı binaların üst katlarında yaşlı, obez ve çocuk hastalar için ölümlere yol açıyor. Avrupa'da 2003 yılının Ağustos ayında 35 bin kişi bu yüzden yaşamını yitirdi. Hastanelerde kayıtlara 'sıcak hava dalgası' şeklinde geçiyor. Türkiye’de ise bu ölümler için kayıt tutulmuyor. Trabzon gibi bölgelerde sıcak hava dalgalarının neden olduğu ölümleri araştırdığımızda, verilerin eksik olduğunu görüyoruz. Kayıt dışı kalıyorlar. Sıcak hava dalgalarının kök nedenler arasında olduğu da dikkat çekici bir durum” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP