

Devlet Su İşleri (DSİ) 21’inci Bölge Müdürlüğü, Bodrum’a su sağlamak amacıyla Bodrum İçme Suyu Barajı ve Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme-Yıkama Tesisi ve Beton Santrali Projesi’ni hayata geçirmeyi planlıyor. Beçin Dağı ve Kavak Dağı’nın yamaçlarından su toplayarak Milas’ın güney batısındaki tarım alanlarını sulamayı amaçlayan proje, Güllük Körfezi’ne ulaşan Kayaderesi Çayı üzerine inşa edilmesi öngörülüyor. Projeye ilişkin sunulan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) başvurusunu değerlendiren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 5 Ocak 2022 tarihinde projenin ‘ÇED olumlu’ olduğuna karar vermişti.
Bu kararın ardından Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Muğla İl Koordinasyon Kurulu ve Çamlıca Köylüleri, proje nedeniyle Bodrum’un yanı sıra Milas’ta bulunan orman ve su kaynaklarının ciddi bir şekilde etkileneceği gerekçesiyle, ‘ÇED Olumlu’ kararına karşı Şubat 2022’de dava açmışlardı.
Davanın sonucunda Muğla 1. İdare Mahkemesi, 19 Ocak 2023 tarihinde projede eksiklikler olduğu gerekçesiyle dosyanın yeniden hazırlanmasını kararlaştırdı ve ‘ÇED olumlu’ kararını iptal etti. Projeyle ilgili süreç daha sonra yeniden başlatıldı ve 22 Kasım 2024 tarihinde İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı gerçekleştirildi. Projeye, 29 Nisan 2025 tarihinde yeniden ‘ÇED Olumlu’ raporu verildi.
Kararın ardından ANKA Haber Ajansı’na konuşan MUÇEP Milas Meclisi gönüllüsü Neşe Tuncer, “Bodrum’un 2065 yılındaki nüfus beklentisine su temini için planlandığı söylenen Bodrum Barajı projesinin Çevresel Etki Değerlendirme raporu, Milas ve Yatağan ilçesinin bir bölümündeki orman ve su varlıkları açısından yok edici etkisi ve rapordaki eksiklikler nedeniyle açılan dava sonucunda 19 Ocak 2023’de iptal edilmişti. Kasım 2024’te Bodrum Barajı ÇED raporu bu defa Çevre Bakanlığı’nın 2009/7 genelgesiyle tekrar hortladı” şeklinde açıklamada bulundu.
Tuncer, 2009/7 sayılı genelge uygulamasına değinerek, “ÇED Raporunun hazırlanmasına dair süreçte en baştan tekrar edilmeye gerek görülmüyor. Halkın katılımı toplantısı düzenlenmeden, yalnızca eksik veya yetersiz görülen kısımlar düzeltilerek hazırlanan ÇED Raporu Bakanlığa sunuluyor. Bakanlıkta yapılan İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı sonrası, ÇED nihai kabul edilip ne kadar itiraz gelirse gelsin ‘ÇED olumlu’ kararı verilmektedir. Genelgenin kendisi, yargı kararının yok sayılması anlamına geliyor ve bu da hukuk güvenliği ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Çünkü çevre hakkının korunması bakımından halkın katılımı yok sayılarak, bilgi edinme ve karar alma süreçlerine katılma hakkı gasp ediliyor” dedi.
Proje ile ilgili ilerleyen dönemlerde bir açıklama yapılacağını da belirten Tuncer, “Bu yıkım projesi ile ilgili detaylı açıklama önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecektir. Ayrıca Deştin Çimento, Karacasöğüt MUÇEV iskelesi ve daha önce gündeme gelen Ağaoğlu Turizm Kenti projelerini de yakından takip ediyoruz” şeklinde konuştu.