reklam
reklam
DOLAR39,2389% -0.05
EURO44,9238% 0.38
STERLIN53,1873% 0.51
FRANG48,0280% 0.6
ALTIN4.261,23% 2,71
BITCOIN104.265,54-0.557
reklam

Metin Lokumcu, Ölümünün 14. Yılında Memleketinde Anıldı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Metin Lokumcu, Ölümünün 14. Yılında Memleketinde Anıldı
reklam

Artvin Hopa’da, 31 Mayıs 2011’de gerçekleştirilen bir mitingde HES projeleri ve çay tarımı politikalarına karşı yapılan basın açıklamasına yönelik polis müdahalesi sonrasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden öğretmen Metin Lokumcu, ölümünün 14. yılında yürüyüş ve basın açıklaması ile anıldı.

Hopa’dan Gezi’ye, Bu Dava Bizim” sloganıyla Hopa Belediyesi önünden başlayan yürüyüş, Hopa Parkı’nda sona erdi. Etkinlik boyunca “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” ve “Metin Lokumcu ölümsüzdür” sloganları atıldı.

Yürüyüşe CHP, SOL Parti, Halkevleri, DEM Parti, Umut-Sen gibi sivil toplum örgütleri ve Hopa halkı katılarak destek verdi.

Katılımcılar adına konuşma yapan Zeliha Yıldırım şunları ifade etti:

“BU COĞRAFYA BİZİM HEM YURDUMUZ HEM KADERİMİZDİR”

“Biz bu toprağın çocuklarıyız. Rüzgârı yüzümüzü yalayan dağların, sisin ardında maviye göz kırpan ormanların, derenin uğultusuna uyanan köylerin evlatlarıyız. Suyun şavkı alnımıza vurdukça, toprağın kokusu ciğerimize doldukça biliriz: Bu coğrafya bizim hem yurdumuz hem kaderimizdir. Ama şimdi, bu yurdu parçalayan bir el var. Betona, madene, ranta tapan doymak bilmez bir hırs var. Ve biz, bu hırsa karşı direnen, toprağına sarılan, ağacın dallarını kardeşi gibi görenleriz.

Bugün, Metin Lokumcu’nun polis şiddetiyle katledilişinin 14. yılında, Hopa sokaklarında bir kez daha haykırıyoruz: Bu memleket sahipsiz değil. 14 yıl önce “Çayda kota ve kontenjana son”, “Suyumuzu sattırmayacağız” diyerek derelerini, ormanlarını ve yaşam alanlarını savunan halkın ön saflarında, bir öğretmen olarak halkıyla kol kola nefes alan Metin Lokumcu, devletin copuyla, gazıyla, baskısıyla susturulmak istendi. Ama onun sesi öyle bir yankılandı ki dağlarda, Karadeniz’in bütün vadilerinde bir çağrıya dönüştü: Hayde alın beni, kurtarın memleketi! Bu haykırış, halkın vicdanı, bu toprağın sesi oldu. Susturulmak istendi ama biz milyon olduk; Gezi olduk, Cerattepe olduk, İkizdere olduk.

“GEZİ TUTSAK DEĞİLDİR, BİR HALKTIR!”

Gezi Direnişi; bir halkın doğasına, yaşamına, özgürlüğüne sahip çıkma çığlığıydı. Ve ne yazık ki, bu iradeden korkanlar bugün hâlâ Gezi’nin yoldaşlarını tutsak ediyor! Hâlâ Gezi davası üzerinden milyonların onurlu direnişi cezalandırılmak isteniyor. Osman Kavala hâlâ tutsak! Can Atalay hâlâ tutsak! Mine Özerden hâlâ tutsak! Çiğdem Mater hâlâ tutsak! Daha nice Gezi yoldaşı, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin pençesinde rehin tutuluyor. Ama bilsinler: Gezi tutsak değildir. Gezi bir halktır, bir iradedir, bir onurdur.

Biz, buradan Karadeniz’in dağlarından, derelerinden, bu meydandan bir kez daha haykırıyoruz: Gezi tutsaklarına özgürlük. Bu halkın iradesine yönelik baskının, zulmün hesabı sorulacak. Metin Hoca’nın haykırışı, Reşit Kibar’ın direnişinde yankı buldu. 2024’te Cankurtaran’da ağaç kesimine karşı duran Reşit Kibar, tıpkı Metin Lokumcu gibi, doğası, suyu ve halkı için yaşamını ortaya koydu. O da Karadeniz’in yeşilini, derelerini, halkın geçim kaynaklarını savunurken kurşunla susturulmak istendi. Tıpkı Metin Hoca gibi, deresi için, ağacı için, çocukların geleceği için can verdi.

“REŞİT KİBAR DOĞA İÇİN YAŞAMINI ORTAYA KOYDU”

Reşit’in katledilişi, yalnızca bir insanın değil, doğanın, vicdanın, yaşam hakkının hedef alınmasıdır. Susturulan onun sesi değil, hepimizin nefesidir. Bu halkın iradesidir. Biz bu sesi yitirmeyeceğiz. Bu çığlığı duymaktan vazgeçmeyeceğiz.”

KAMİL USTABAŞ: SALDIRILAR SÜRÜYOR, GENÇLER GÖZALTINDA

Hopa halkı adına konuşan bir diğer isim Kamil Ustabaş, şu şekilde ifade etti:

“Hopa Meydanı’nda, o gün geleceğine, suyuna ve ülkesine sahip çıkanlara saldırdılar. Bir canımızı aldılar. Bugün de Reşit Kibar’ın canını alanlar, ormanına ve doğasına sahip çıkan bir insanı susturanlar, dün mahkeme salonunda katilleri yargılamak yerine, Reşit Kibar’a sahip çıkmak için oraya gidenlere hakaret etti. Ve bu hakaret karşısında ‘Bize hakaret edemezsiniz!’ diyen iki genç arkadaşımız Armağan ve Deniz gözaltına alındı. Biz bu ülkede, geleceğimizi savunmak için; özgürlük ve barış mücadelesini sürdürdüğümüz sürece bu karanlığı yeneceğiz. Biz örgütlü durdukça, birlikte durdukça, bu baskıyı yeneceğiz.”

Reşit Kibar cinayetinde ikinci duruşma! Ağaç katliamına karşı çıkarken katledilmişti

“REŞİT KİBAR, BİR AĞACIN YERİNE CANINI VERDİ”

Metin Lokumcu’nun mezarı başında konuşan Güneş Altunkaya, Kibar’ın ölümünü şu sözlerle hatırlattı:

“Biliyoruz ki Metin Hocamız, bu memlekette doğasına, suyuna, deresine, ormanına sahip çıktığı için öldürüldü. Aynı şekilde, yıllar sonra, Reşit Kibar’ın da canı alındı. Reşit Kibar şöyle demişti: ‘Eğer bir ağaç kesilirse, benim cenazemi kaldırırsınız.’ Ve öyle oldu. Öyle bir iktidar var ki dün mahkeme salonunda ne yazık ki bunu hep birlikte gördük. Bizlere parmak sallandı. Ama bilsinler: Bizleri asla ezemeyecekler. Bizler doğamıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz!”

reklam

YORUM YAP