reklam
reklam
DOLAR38,6427% -0.02
EURO43,7974% 0.15
STERLIN51,4684% 0.04
FRANG46,7773% -0.33
ALTIN4.150,25% -0,78
BITCOIN99.587,302.756
reklam

Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeniden Yapılanma Gerekliliği

Yayınlanma Tarihi : Google News
Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeniden Yapılanma Gerekliliği
reklam

“Eğitim sistemimiz, Temel Eğitim Yasasının belirlediği amaç ve hedeflere önemli ölçüde kaymalar yaşamış, iyi insan, iyi yurttaş ve nitelikli meslek sahipleri yetiştirme hedeflerine ulaşmada yetersiz kalmaktadır.”

“Toplumumuzun çağdaş birey ve yurttaş niteliklerine ulaşamadığı açıkça görülebilmektedir. Bu durum, köklü bir değişim gereksinimini doğurmaktadır. Bu doğrultuda, hem iyi insan, hem iyi yurttaş, hem de nitelikli meslek insanı yetiştirecek şekilde bir yeniden düzenleme yapılmalıdır.”

Eğitimci ve sendikacı Feyzi Coşkun ile mesleki ve teknik eğitimi değerlendirdik.

Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimin Güncel Yapısı ve İşleyişi

Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim (MTE), ortaöğretim ve yükseköğretim seviyesinde sunulmakta ve özellikle istihdama yönelik becerilerin kazandırılmasına odaklanmaktadır. İşte güncel yapısı ve işleyişine dair bir özet:

1. Ortaöğretim Düzeyinde Mesleki ve Teknik Eğitim

Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) bağlı Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri (MTAL), Çok Programlı Anadolu Liseleri, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) ve özel mesleki okullar aracılığıyla sunulmaktadır.

Temel Özellikler:

Öğrenciler, 9. sınıftan itibaren alan ve dal seçimi yaparak mesleki eğitim alırlar. Eğitim süresi genelde 4 yıldır (bazı durumlarda hazırlık sınıfı da olabilir). Alanlar arasında Elektrik-Elektronik, Bilişim Teknolojileri, Makine Teknolojisi, Gıda Teknolojisi ve Sağlık Hizmetleri gibi seçenekler bulunmaktadır.

MESEM modeli ile öğrenciler, haftada bir gün okulda, dört gün iş yerinde uygulamalı eğitim alarak deneyim kazanmaktadır. Bu model 2022 yılında daha da etkin hale getirilmiştir.

Öğrencilere lise diploması yaninda ustalık ve kalfalık belgeleri de verilmekte.

İş Birlikleri:

Sektörle yapılan iş birlikleri (OSB’lerdeki meslek okulları, TOBB ve özel sektör destekli okullar) giderek yaygınlaşmaktadır. Protokollerle işletmeler, okullara donanım desteği ve staj imkanları sunmaktadır.

2. Yükseköğretim Düzeyinde Mesleki Eğitim

Yükseköğretim düzeyinde mesleki ve teknik eğitim, meslek yüksekokulları (MYO) ve teknoloji fakülteleri tarafından verilmektedir.

Temel Özellikler:

MYO’larda eğitim süresi 2 yıldır (önlisans). Uygulamalı eğitim, teknik ve mesleki alanlarda ön plandadır. Bazı programlar, “İş Yeri Eğitimi” dersi ile staj ve iş başı deneyimi sunmaktadır. Mezunlar DGS ile lisans programlarına geçiş yapma hakkına sahiptir.

3. Güncel Gelişmeler ve Reformlar

2020 sonrası süreçte MESEM ve sektörle entegrasyon/uyum çalışmaları hız kazanmıştır. 2022-2023 döneminde mesleki eğitim merkezlerine kayıt olan öğrenci sayısı artmıştır; bu öğrenciler devlet desteklemektedir (asgari ücretin %30’u maaş). MTE müfredatları da sektör ihtiyaçlarına göre güncellenmektedir.

Bazı MTAL’ler üretim yaparak gelir elde etmekte (örneğin Gaziantep, İstanbul gibi şehirlerdeki okullar).

Mesleki Eğitim Alanındaki Temel Sorunlar

Algı Problemi: Meslek liseleri genellikle “başarısız öğrencilerin tercihi” olarak algılanmaktadır.

Donanım ve öğretmen yetersizlikleri bazı bölgelerde hala devam etmektedir. Mezunların iş bulma oranları ve nitelikli istihdam sorunu da önemli meseleler arasında yer almaktadır.

Genel Eğitim ve Mesleki Eğitimin Bütünleştirilmesi Neden Önemlidir?

Toplumsal yaşamın ilişkilerini ve işleyişini belirleyen temel unsurlardan biri, insan ve toplumun mal ve hizmet ihtiyaçlarını karşılayan mesleklerdir. Eğitimin temel hedeflerinden biri de bireylere mesleki nitelikler kazandırmaktır. Bu sebeple Temel Eğitim Yasası, eğitimin hedeflerini iyi insan, iyi yurttaş ve iyi meslek insanı yetiştirmek olarak belirlemiştir.

Bu gerçeği göz önünde bulundurarak, eğitimin her aşamasının bireyi mesleki donanıma hazırlayacak bir işlev görmesi sağlanmalıdır. Genel eğitim ile mesleki eğitim arasındaki ayrım gereksiz ve yersizdir.

Bütünleşme Nasıl Sağlanabilir?

İlköğretim ve ortaöğretim aşamalarının temel hedefi, iyi insan, iyi yurttaş ve iyi meslek insanı yetiştirme bilgi, beceri ve davranışlarını sağlamaya yönelik olmalıdır.

İlkokul aşamasında (5 yıl), Türkçe, matematik, Fen Bilgileri, Sosyal Bilgiler, beden eğitimi, müzik ve resim dersleri yer almalıdır.

Ortaokul ve lise aşamasında ise, tüm okullarda ortak zorunlu derslerin yanı sıra, öğrencinin ilgi, istek ve yetenek alanlarını tanımaya yönelik dersler konulmalıdır. Bu dersler, mesleki eğitime hazırlamak amacıyla bazı zorunlu, çoğunluğu ise seçmeli olmalıdır.

Zorunlu dersler, günlük yaşamı kolaylaştıran bilgi ve becerileri öğretecek şekilde tasarlanmalıdır.

Örneğin;

  • Ev ve mutfak araç-gereçlerinin kullanımı, bakımı ve onarımı ile ilgili dersler,
  • Ütü yapma, sigorta, ampul ve musluk takma ve tesisat bakımını öğretme becerileri,
  • Yemek yapma, ocak ve fırın kullanma, mutfak alışverişi yapma gibi temel beslenme becerileri.

Seçmeli dersler ise, birey ve toplum yaşamında mal ve hizmet üretiminde yer alan meslekleri tanıma ve deneme odaklı olmalıdır (Büro yönetimi, üretim ve onarım atölyeleri, fabrikalar gibi).

Mesleksel tanıma ve deneme alanları olarak kullanılabilir.

Öncelik kamu işyerleri ve bürolar olmak üzere, uygun olan özel işyerleri, mesleki eğitim uzantıları olarak kullanılmalıdır.

Okul-işyeri ilişkilerini düzgün bir biçimde düzenlemek önemlidir.

Öğretmenler, öğrencilerin ders içi etkinliklerinin yanı sıra, işyerlerinde uygulanacak mesleki tanıma-sınama-deneme etkinliklerinde de yönlendirme sorumluluğunu üstlenmelidirler.

Bu eğitim süreci, sabahları okul içi teorik etkinliklerle, öğleden sonraları ise okul dışı mesleki etkinliklerle düzenlenebilir.

Mesleki alan ile ilgili derslerin uygulama program ve süreleri, mesleki niteliklere göre değişebilir. Bazı dersler için bir ay, bir yarıyıl ya da bir yıl süresi öngörülebilir.

6. sınıftan 12. sınıfa kadar uygulanan mesleki tanıma, sınama ve deneme dersleri bireylerin kendi yetenek ve becerilerini anlamalarına yardımcı olacaktır.

Bu süreç aileleri de oldukça rahatlatabilir.

Bu önerilerden yola çıkarak, Mesleki ve Teknik Eğitim Ne Zaman ve Nasıl Gerçekleştirilecek?

Evet, ilk ve ortaöğretim aşaması, meslekleri tanıma ve bireylerin kendilerini denemeleriyle sınırlı kalacak, böylece öğrenciler kendi ilgi ve yeteneklerini daha iyi anlayabilecekler.

Ortaöğretim süreci sona erdiğinde, 18 yaşına da gelerek, gelecekteki mesleklerine ilişkin bilinçli kararlar verebilecektir.

Çocuk Hakları Sözleşmesine göre, “18 yaşından küçükler çocuktur.” tanımını geçersiz kılacak yaşa ulaştıkları için artık yetişkin kabul edilmektedirler. Bu nedenle mesleki bilgi ve becerileri edinme süreci meslek yüksekokulları aracılığıyla gerçekleşecektir.

Bu okullarda eğitim süresi, seçilecek mesleğin gereksinimlerine bağlı olarak 1-8 yarıyıl arasında farklılık gösterebilir. Çünkü bazı meslekler için 1 yarıyıl yeterli olabilirken, bazıları için 8 yarıyıl gerekebilecektir.

Her durumda, OECD ve Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından tanımlanan mesleki yeterlilikler gözetilmeli ve bu yeterliliklerin kazandırılmasına odaklanılmalıdır.

Bu aşamada, teorik bilgi dersleri tamamlanacağından, tüm eğitim süreci sadece meslek dersleri ile kısıtlanacaktır. Böylece, ara eleman nitelikleri tam olarak kazandırılabilecektir.

Bu Değişim Süreci Kamuya Ne Gibi Yeni Düzenlemeler Getirebilir?

Öncelikle, ortaöğretim kurumları çeşitliliği sona erecek ve tümü ortak nitelikli okullara dönüşecektir. Bu okullar, iyi insan ve iyi yurttaş yetiştirmekle birlikte sağlıklı meslek seçimlerine de zemin hazırlayacaktır.

Yüksek öğretimde ise üniversite ve yüksek öğretim ayrımı yeniden değerlendirilecek, köklü ve yeterli donanıma sahip sınırlı sayıda kurum, araştırma ve geliştirme ile bilim insanı yetiştirme odaklı olacaktır.

Tüm mesleki ve teknik Anadolu liseleri, gerekli araç-gereç ve öğretim elemanı donanımına kavuşarak meslek yüksekokullarına dönüşecek, gerekirse yeni okullar da açılacaktır. Zaten mesleki ve teknik liselerin donanımı oldukça iyidir. Öğretmenlerinin %30’unun lisansüstü eğitim aldığı gözlemlenmektedir. Kısa vadede lisansüstü eğitim programları ile diğer öğretmenler de yetiştirilerek eğitimci ihtiyacı giderilebilecektir.

Mevcut meslek yüksekokulları ile birlikte, bu yeniden yapılandırma ile üniversite sınavı yükü de ortadan kaldırılabilir ve tüm orta öğretim öğrencileri istedikleri bölümde eğitim alabilecekleri bir altyapı oluşturulabilir.

Üniversiteye giriş ise, daha gerçekçi bir sınav sistemiyle gencin en uygun olduğu alana seçilmesini sağlayacak hale dönüştürülecektir.

Bu dönüşüm, kamuya yeterli kaynak ve imkanların sağlanmasını da zorunlu kılacaktır. Bu konuda bütçeleme anlayışının eğitime gerekli önemi verecek şekilde revize edilmesi asıl çözüm olacaktır.

Değerli bilgilerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

reklam

YORUM YAP