Mesleki teknik eğitim, yalnızca bir eğitim alanı değil, aynı zamanda ülkemizin ekonomik kalkınması için kritik bir unsurdur. Eğitim sistemimizin temelini oluşturan mesleki eğitim, iş gücü gelişiminin ve üretkenliğin en önemli dayanağıdır. Bu nedenle, mesleki eğitim reformu şarttır.
Mesleki eğitim hakkında en yakındaki mesleki okul müdürü veya öğretmeniyle sohbet edin. Onlara sorular sorun; öğrencilerin genel profilleri ne durumda, bu okullarda suç oranları nedir, derslerde etkinlik sağlanabiliyor mu? Bu soruların yanıtları, bu okulların gerçek durumunu anlamak için kritik öneme sahiptir. Sadece bu sorunların çözülmesiyle, ülkemizi ileriye götürebiliriz. Peki, mesleki eğitim konusunda neler yapılabilir?
Mesleki teknik eğitim, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren Türkiye eğitim sisteminin önemli tartışma konularından biri olmuştur. Ülkelerin ekonomik gelişimi, büyük oranda mesleki ve teknik eğitimle ilgili olan insan gücüne bağlıdır. Mesleki ve teknik eğitim, sadece özel bir uzmanlık alanı olarak değil, aynı zamanda üretim, birey, toplum ve ekonomi dengesi içerisinde bütünlüklü bir yaklaşım olarak ele alınmalıdır. Bu nedenle, İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MESLEKİ TEKNİK EĞİTİM sloganını benimsiyoruz.
Mesleki Ortaöğretim
Mesleki eğitim, dokuz yıllık temel eğitim tamamlandıktan sonra ortaöğretim aşamasında başlamalıdır. Kapsamlı bir mesleki eğitim reformu gerçekleştirilmeli. İlköğretimi tamamlayan öğrencilerin, öğretmenlerinin değerlendirmeleri ve ebeveyn onayı ile meslek liselerine sınavsız giriş imkanı sağlamalıdır. 9. ve 10. sınıflar için, bölgesel özellikleri göz önünde bulunduran, meslek tanıtımını hedefleyen bir ‘’Mesleki Yönlendirme Programı’’ uygulanmalıdır.
Mesleki eğitimde, meslek liseleri ile meslek yüksekokulları arasında uyum sağlanmalıdır. Bu nedenle, meslek liseleri ve yükseköğretim bünyesindeki meslek okulları arasında bir eşgüdüm kurumu oluşturulmalıdır. Ayrıca, mesleki ortaöğretimden mesleki yükseköğretime geçiş, sınavsız yapılmalıdır.
2 Yıllık Meslek Liseleri
Mesleki eğitim veren liselerin diplomalarının onaylanması için Ulusal Meslek Standartları Kurumu kurulmalıdır. Eğitim ile istihdam bağlantısını sağlamak adına, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK ve ilgili oda temsilcilerinin katılımıyla Danışma Kurulları oluşturulmalıdır. Bu kurullar, mesleki eğitimle işgücü taleplerini karşılamada yol gösterici olmalıdır.
Meslek lisesi öğrencileri, sigorta kapsamına alınmalı ve primleri devlet tarafından ödenmelidir. Bu sigorta uygulaması, özel meslek liselerini de kapsamalıdır. Ayrıca, meslek liselerine yerleştirilen öğrencilerin, sınavsız olarak meslek yüksekokullarına geçiş hakkı olmalıdır.
Mesleki Eğitim Çalışma Yaşamıyla Birlikte Gelişmelidir
Sanayi ile iş birliği içinde, OSB’lerde ve sanayi sitelerinde çıraklık merkezleri ve yatılı meslek liseleri kurulmalıdır. Meslek okullarındaki öğrenciler tam zamanlı sigortalı olmalı, mesleki eğitim kamusal desteklenmelidir. Ayrıca, meslek okullarında diplomaya yönelik programların yanı sıra, yetişkinler için kısa süreli sertifika programları sunulmalıdır.
Mesleki Eğitim Yüksek Enstitüsü
Mesleki eğitim koordinasyonunu sağlamak amacıyla bir Mesleki Eğitim Yüksek Enstitüsü (MEYE) oluşturulmalıdır. Bu kurum, meslek liseleri ve yüksekokulları arasındaki yapılandırma ve yönetimi üstlenmelidir. MEYE, mesleki yeterlilik ölçütlerini belirleme yetkisine sahip olmalıdır.
Sonuç olarak; mesleki teknik eğitimi ciddiye almalıyız. Eğitim sadece teorik bilgi değil, aynı zamanda iş ve meslek eğitimi olmalıdır. Eğitim, bireysel ve toplumsal ihtiyaçları karşılayacak şekilde yapılandırılmalıdır. Bu çerçevede İŞİMİZ GÜCÜMÜZ MESLEKİ TEKNİK EĞİTİM olmalıdır. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…
