Mehmet Şimşek’ten Enflasyon Açıklaması: ‘Samimi’ Olarak İnanıyor

Türkiye Barolar Birliği (TBB) 68. Genel Kurul Toplantısı’na katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomiye dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, ülkenin mevcut ekonomik zorluklarının bilincinde olduklarını ve gerekli tedbirleri zamanında aldıklarını belirtti. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) bir gün önce açıkladığı enflasyon tahmininin gerçekleşeceğine dair inancını vurguladı. Merkez Bankası, yıl sonu enflasyonunu %24 düzeyinde sabit tutarak iki yıllık potansiyel oranları paylaşmıştı.

TCMB Başkanı Karahan, enflasyonun 2026 sonunda %12.00, 2027 sonunda ise %8.00 seviyelerine düşmesini beklediklerini ifade etti.

Bakan Şimşek, TTB toplantısının açılışında yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Programın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak; sürdürülebilir bir büyüme için fiyat istikrarı şart.

Ekonomi yönetimi olarak yıl sonu enflasyonunun tahminler dahilinde gerçekleşeceğine içtenlikle inanıyoruz ve bunun için gerekli adımları atıyoruz.

Finansal koşullar daha da sıkılaştı, petrol fiyatlarında önemli bir düşüş yaşandı; bu iki faktör enflasyonu aşağı çeken unsurlar olarak öne çıkıyor.

Bugün itibarıyla dezenflasyon programının beklenen şekilde ilerlediğini ve kararlı bir şekilde uygulanmaya devam edeceğini belirtmek isterim.

Bankacılık ve reel sektörün planlarını buna göre yapmalarının faydalı olacağını düşünüyorum.

Konut arzı artış gösteriyor. Gıda ve yenilenebilir enerjiyi önceliklendirdik.

İhracatta zayıflama riski her zaman mevcut. İç talepte bir yavaşlama söz konusu.

Cari açıktaki iyileşme, sürdürülebilir cari açığın yönü artık programın önemli bir başarı boyutudur.

Ticaret ortaklarımızdaki büyümenin zayıf olmasına rağmen, ihracat programın başından bu yana %4.3 arttı.

Hangi göstergeyi ele alırsanız alın, reel kurda bir değerleme yaşandı.

İhracata olan desteğimiz güçlü bir şekilde devam edecektir.

Devam eden büyüme ve iç talebe karşın ithalattaki %3.6’lık sınırlı artış oldukça mütevazı bir seviyede kaldı.

Bazı sektörlerde zorluklar yaşandığını biliyoruz.

Problemleri biliyoruz ve bu konuda zamanında önlemlerimizi alıyoruz. Programı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.

Uyguladığımız ekonomik programın geçici yan etkilerini yönetmemiz gereken bir durum söz konusu. Programımız öngörülen çerçevede ilerliyor ve bu konuda kararlıyız.

Altın, bir tasarruf aracı olarak değerlendiriliyor; Türkiye’nin ciddi bir altın rezervine sahip olduğunu biliyoruz, ancak sistemde mevcut olmaması nedeniyle bu durum rezervlere yansımıyor. Türkiye’nin mali dengeleri ve yapısı, görünenin çok daha üzerinde sağlamlığa sahip.

Türkiye’nin brüt dış finansman açığının önemli ölçüde iyileşeceğine inanıyoruz. Cari işlemler açığı geçen yıl milli gelire oran olarak %0.8’e düştü; bu yıl ise bizim öngörümüz biraz daha yüksek, beklenmedik bir durum yok. Ancak cari açığın öngörülerimizin altında kalmasını bekliyoruz.

Petrol fiyatları ve pariteler lehimize gelişiyor. Petrol fiyatlarının 10 dolar daha düşük olması dış ticaret açığımızı 4 milyar dolar azaltıyor.

Harcama disiplininin asla sorgulanmaması gerekiyor, bu konuda kararlıyız. Hatta harcamaları, onaylanan bütçenin oldukça altında tutmak için yoğun bir çaba içinde olacağız. Ancak gelir performansımız o kadar güçlü olmayabilir.

Bütçe açığının öngörülerimizin üzerinde çıkma ihtimali var; bu önemli bir sorun mu? Hayır. Bütçe açığını aceleyle aşağı çekme hedefimiz, Merkez Bankası’nın elini güçlendirmekte yardımcı olmaktır. Bütçe disiplini ve tasarruf önlemleri konusunda samimiyetimiz devam edecek.

Ekonomide ılımlı bir büyüme dönemindeyiz; yüksek büyüme döneminin temellerini atıyoruz.

Bizim için önemli olan istihdam artışının sürdürülmesi. Sadece imalat sanayine bakarak “ekonomi kötüye gidiyor” demek doğru değil. İmalat sanayi önemli, destekliyoruz ve desteklemeye de devam edeceğiz. İmalat sanayi, Türkiye ekonomisinin yaklaşık %20’sini oluşturuyor ve %80’i büyümeye devam ediyor.

Enflasyonu azaltarak finansmana erişimi kalıcı biçimde kolaylaştıracağız.

Yaşanan iki şoka rağmen program düzgün ilerliyorsa, bu aslında programın ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor.

IMF tanımına göre rezerv yeterlilik düzeyine oldukça yakınız.

KKM’den çıkışlar, öngörülen şekilde, piyasada bir kargaşaya yol açmadan, başarıyla gerçekleştirilmektedir. Kurda yaşanan dalgalanma önemli ölçüde azalmış ve gelişmiş ülkelerle benzer bir dalgalanma bandına girmiş durumdayız.

PKK terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silahlarını gömmesi, Türkiye ekonomisi açısından çok önemli bir gelişme olacaktır.”