

Bazı futbolcular, topa vuruşlarından önce rüzgarı yüreğimizde hissettirir. Onlar için saha çizgileri bir sınır değil, bir senfoni defteridir. Adımları notalar, nefesleri ritim. Her dripling, özgürlüğün küçük bir devrimidir. Leroy Sane, işte o oyunculardan biri. Sane’nin hikayesi, bir doğumdan çok bir akışla başlar. Senegal’in sıcak damarlarından Essen’in gri sokaklarına süzülen bir çocuğun öyküsüdür bu. Babası Souleymane, saha çimenlerinde savaşmış bir futbolcudur. Annesi Regina, 1984 Olimpiyatları’nda Almanya’nın ritmik cimnastikteki tek madalyasını kazanmış bir zarafet timsalidir. Rekoru 41 yıldır hala kırılamadı… Bu iki uç, Sane’nin içinde dans eder. Güç ve zarafet, patlama ve denge, içgüdü ve zeka. Ona sahada bakanlar, yalnızca bir futbolcuyu değil, bir metaforu izler. Hızlıdır, evet, ama hız onun için yalnızca bir sonuçtur. Sebep, düşüncedir. Çizgiye bastığı her an, dış dünyanın sınırlarıyla iç dünyasının sonsuzluğu çatışır. Bir çizgiyi geçmek bazen bir savunmayı değil, kaderi kırmaktır. Ve Sane, kaderle sık sık yarışır.
Schalke’de bir ilk cümleydi, Manchester City’de bir virgül. Guardiola’nın makine gibi işleyen sisteminde bile onun oyununa ölçü konamadı. Çünkü Sane’yi bir sistemin içine sıkıştırmak, rüzgara duvar örmeye çalışmaktır. City’de parladı, ama ne zaman gerçekten özgürdü? Bayern’e geldiğinde bir “dönüş” olarak nitelendirildi. Bir Almanya meselesi, bir forma nostaljisi. Oysa onun dönüşleri, sahadaki gibi keskin ve amaçlıydı. Kimileri için tutarsızdı; bazen gözden kayboluyordu. Ama belki de bu tutarsızlık, onun varoluş biçimiydi. Nietzsche’nin dediği gibi, “Düz çizgide ilerleyemez yıldırım.”
Kariyer Rakamlarıyla Sane
Schalke 04: 47 maç, 11 gol
Manchester City: 135 maç, 39 gol – 45 asist
Bayern Münih: 153 maç, 40 gol – 37 asist
Almanya Milli Takımı: 70 maç, 14 gol
Toplam kulüp kariyeri: 335 maç, 90 gol – 82 asist
Geçtiğimiz sezon Bundesliga’da 30 maça çıkan Sane, 10 gol atıp 11 asist yaptı. UEFA Şampiyonlar Ligi ve Almanya Kupası maçları dahil edildiğinde, toplam 21 skor katkısıyla sezonu tamamladı.
Kupalara Alışkın Bir Yıldız
Sane, oynadığı takımlarda defalarca kupa kaldırdı.
Manchester City: 2 Premier League, 3 EFL Cup, 1 FA Cup, 2 Community Shield.
Bayern Münih: 4 Bundesliga, 2 DFL-Süperkup, 1 UEFA Süper Kupası, 1 FIFA Kulüpler Dünya Kupası.
Almanya: FIFA Konfederasyonlar Kupası (2017).
Bireysel: PFA Genç Oyuncusu 2017–18, Şampiyonlar Ligi Fantasy XI (2021–22)
Ancak, kariyerleri sayı dizileriyle ölçülen futbol dünyasında, bazı isimler vardır ki istatistikle değil, eserle yaşar. Sane, bir sayı değil, bir şiirdir. Dize dize yazılan, kimi zaman anlamı ertelenen ama her zaman hissedilen bir şiir.
Bu Rüzgar Şimdi Boğazda Esecek
Şimdi yepyeni bir rota İstanbul. Sane, Galatasaray’la resmen anlaştı. Bayern Münih’le sözleşmesini tamamladıktan sonra, sarı-kırmızılı formayla üç yıllık yeni bir hikayeye başlıyor. Yıllık 15 milyon Euro net maaşla değil, milyonların kalbine atılan bir pasla geliyor. İstanbul’a, tarihin ve tutkunun kesiştiği bu kadim kente. Rüzgar artık Aslan’la esecek. Şampiyonlar Ligi’nin o zorlu gecelerinde, belki de yeniden kendi şiirini yazacak. Belki de bu kez, topu ayağından değil, içinden sürecek. Sane, futbol zekası ve yüksek temposuyla Avrupa’da “kanat/forvet” tanımını yeniden yazan isimlerden biri. Sol ayağını kullanmasına rağmen sağ kanatta etkili olması, Galatasaray’a taktiksel esneklik sağlayacak. Özellikle Şampiyonlar Ligi gruplarında, topu taşıyan ve golü üreten bir yıldız olarak fark yaratması bekleniyor. Çünkü bazı oyuncular yıldız değildir. Onlar yıldızların arasındaki boşluğu ışıkla dolduran bir akıştır. Leroy Sane, rüzgarın oğludur.
Ve rüzgar, artık Boğaz’dan geçerken sarı-kırmızı esecek.