reklam
reklam
DOLAR38,8702% 0.02
EURO43,5623% 0.3
STERLIN51,8087% 0.24
FRANG46,4732% 0.13
ALTIN4.017,21% 0,40
BITCOIN102.980,01-0.363
reklam

Kurtuluş ve Kuruluş

Yayınlanma Tarihi : Google News
Kurtuluş ve Kuruluş
reklam

Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a adım attığında, kurtuluş ve kuruluşu çoktan tasarlamış bulunmaktaydı.

Kurtuluş Savaşı ile Anadolu topraklarının işgaline son vermek, saltanatı ve hilafeti ortadan kaldırmak ve laik, demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti tesis etmek amacı içindeydi.

Samsun’a hareket etmeden önce, gerçekleştireceği planları Mazhar Müfit Kansu’ya not ettirmişti:

“Zaferden sonra şekli hükümet cumhuriyet olacaktır. Bu bir. İki, padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince icab eden muamele yapılacaktır. Üç, tesettür kalkacaktır. Dört, fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Beş, Latin alfabesi kabul edilecektir.”

Atatürk, zafer elde edildikten sonra istediği yönetim biçimini kurabilirdi; ancak, gençlik yıllarından beri hayalini kurduğu demokratik bir cumhuriyet fikrini hayata geçirme kararı aldı.

Kendisine padişah veya halife olma teklifleri yapılmışken, çağdaş değerlere ve kurumsal yapıya sahip bir Cumhuriyet inşa etmeyi tercih etti.

Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonuçlandırdıktan sonra, yüz yıl sonrasını görebilen bir kavrayışla devrimler gerçekleştirmeye adım attı.

Atatürk’ün ilk büyük devrimi, saltanatın kaldırılmasıydı.

Bu, egemenliğin Osmanlı hanedanından alınıp halka verilmesi demekti.

İkinci büyük devrimi, Cumhuriyetin ilanıdır.

Üçüncüsü ise saltanatın kaldırılmasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti bu üç temel devrim üzerine inşa edilmiştir.

Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri oldukça sağlamdır.

Bir yüzyılı geride bırakarak ikinci yüzyıla geçiş yapabilmesini, bu sağlam temellere borçludur.

Atatürk, bu üç temel devrimle yetinmeyip, Türkiye’yi çağdaş uygarlıklar seviyesine çıkartacak birçok reformu da hayata geçirmiştir.

Din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmuştur.

Kadın ve erkek eşitliğine dayanan Medeni Kanunu’nu kabul etmiş ve uygulamıştır.

Dil ve eğitim alanında devrimler gerçekleştirmiştir.

Milli eğitimi akla ve bilime dayandırmıştır.

Atatürk’ün devrimleri sayesinde Cumhuriyet, laikliğe, demokrasiye, kadın ve erkek eşitliğine, insan hakları ve özgürlüklerine inanan güçlü nesiller yetiştirmiştir.

Bu sebeple, yüz yılı tamamlayan laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin geriye gitmesine, Lozan’ı yok sayarak Sevr koşullarında yeniden inşa edilmesine engel olunmuştur.

Türkiye’de saltanat ve hilafet düzeni kurmak isteyenler her zaman bulunmaktadır.

Aynı zamanda, üniter bir devlet yerine federal bir yapı kurulmasını isteyen etnikçi hareketler de mevcuttur.

Fakat bu iki akımın amacına ulaşması mümkün görünmemektedir.

Çağdaş devlet anlayışının, laikliğin, bilime dayalı eğitimin ve kadın-erkek eşitliğinin sağladığı imkanlarla yetişen milyonlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaçağ karanlığına geri dönmesine asla müsaade etmez.

Günümüzdeki iktidar, Atatürk ve devrimlerine ne kadar mesafeli olsa da, Atatürk sevgisi halkın gönlünden silinmemiştir.

Milli bayramları soğuk bir şekilde karşılaması, Atatürk’ün adını kitaplardan çıkartma çabası, Atatürk’e ayrılan bölümlerin kısaltılması ve Osmanlı’ya ayrılan bölümlerin uzatılması, Atatürk’e olan sevgiyi ve bağlılığı azaltmamış, aksine artırmıştır.

Atatürk’ün kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti ve gerçekleştirdiği devrimler, tüm mazlum milletler için bir örnek teşkil etmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk, 20. yüzyılın başlarında emperyalist güçlerin işgali altındaki uluslara, izlemeleri gereken yolu göstermiştir.

Türkiye’nin geri götürülebileceğini düşünmek, gerçekleşmeyecek bir hayaldir.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.

Nice bayramlara…

reklam

YORUM YAP