

Mehmet Tezkan
Tek adam rejimiyle birlikte kuvvetler ayrımı da sona erdi. Kuvvetlerin uyumu kisvesi altında kuvvetler birliği sistemine geçildi. Tüm kuvvetlerin başına Erdoğan geçti.
Devlet başkanı kendisi…
Yürütme kendisi…
Yasama da yargı da bir dediğini iki etmiyor. Medya ise ne yaparsa yapsın alkışlama peşinde…
Dün belediyelerin israfından bahsetti. Eli kulağında, bugün yarın belediyelerin gelirlerine kısıtlama getiren veya bütçelerini denetleyen, imar haklarını kısıtlayan, merkezi idarenin otoritesini artıran bir yasa Meclis’e gelecek ve hemen yasalaşacak…
Erdoğan neden belediyelerin harcama ve faaliyetlerinden şikayetçi? Çünkü belediyelerin büyük bir kısmı 31 Mart seçimlerinde CHP’ye geçmiş durumdalar…
Yargı ayağına geçelim…
Hükümetin (tek kişi) icraatlarını eleştiren TÜSİAD Başkanı ile TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı’na haddinizi bilin denildi; ikisinin de kollarına polis girdi. Savcı, dört yıl hapis cezası istemekte…
Güne her gün yeni tutuklama haberleri ile başlıyoruz. Dün de Boğaziçili 4 genç tutuklandı. 97 kişi gözaltına alınmıştı, savcı 15’i için tutuklama talep etti. Hakim insaflı davranarak 4’ünü tutukladı…
Suçları ne?
6 yaşında bir çocuk ile 40 yaşındaki birinin evlenebileceği söyleniyor. İslam dini buna izin veriyormuş gibi gösteriliyor. Bunları söyleyen bence meczup. Üniversitelilerin gözaltına alınması ve tutuklanmasının sebebi, bu kişinin üniversitelerinde konferans vermelerine karşı çıkmalarıdır.
Büyük analizler yapmaya gerek yok…
Bu uygulama yarım bir demokrasinin göstergesi.
Bu özgürlük kısıtlamalarının arttığının işareti.
Bu rejimin değişmesi gerektiğinin açık bir örneği.
PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakacağını açıklamasından sonra büyük umutlara kapılmıştım. Ülkede demokrasi ve özgürlük rüzgarlarının eseceğini öngörmüştüm…
Galiba yanıldım…
Sert totaliter rejim devam ediyor. Görünen bu…
İnfaz yasası değiştirilecek, yargı paketiyle hapis yatış süreleri kısalacak, bu sebeple tahliyeler yaşanacak. Yaşlı ve hasta mahkumlar bırakılacak. Kayyumlarla yönetim anlayışına son verilecek.
Bu kadar…
Liberal demokrasiye ulaşamayacağız. Demokrasinin kalitesi artmayacak. Özgürlük alanları genişlemeyecek.
Bu kanıya hemen nasıl vardın diyenlere yanıtım şu:
Erdoğan’ın dün AKP şapkasıyla partisinin grup konuşmasındaki sözleri içimi kararttı. Karamsarlığa sürükledi… Ortada doğru düzgün belge yok, tanık yok, iddianame yok, mahkeme kararı yok…
Yok, yok, yok…
Ama Erdoğan İmamoğlu’nu isim vermeden çete lideri ilan etti, varlığını ülke için beka sorunu haline getirdi. Erdoğan bu sözleri söyledikten sonra, hangi savcı tahliye ister, hangi savcı serbest kalsın der. Hangi hakim beraat ettirir!..
Bu yüzden diyorum ki demokrasi rüzgarı esmeyecek…
Korkarım ki özgürlük gelmeyecek…
Anayasal haklarımızı kullanmak yine suç sayılacak…