Kilo Vermenin Maliyeti Ciddi Şekilde Yükseliyor

İlkay Akkaya / NEFES

Son dönemlerde, hükümet obezite ile mücadele kapsamında çeşitli kampanyalar başlattı. Parklar ve meydanlar aracılığıyla vatandaşların kiloları ölçülmekte ve vücut kitle indeksleri hesaplanmaktadır. Ancak burada ölçülen yalnızca kilo değil.

Obezitenin artışı, bireylerin sağlıklı yaşamdan ne denli uzaklaştığını da göstermekte. İdeal kiloya ulaşmak, dengeli beslenmek ve düzenli spor yapmak her geçen gün daha fazla maliyet yüklemekte.

Sağlık Bakanlığı, “hareket edin, dengeli beslenin” tavsiyesinde bulunmasına rağmen, bunu hayata geçirmek dar gelirli vatandaşlar için neredeyse imkânsız hale geliyor.

ASGARİ ÜCRETLE BAŞARILAMAYAN HAYALLER

Büyük şehirlerde ortalama bir spor salonuna aylık üyelik ücreti en az 1.500 TL'dir. Zincir spor salonlarında bu fiyat 15.000 TL ile 20.000 TL arasında değişiklik göstermektedir. Asgari ücretle geçinen birinin spor salonuna erişmesi ise neredeyse olanaksızdır.

Spor giysileri, ekipmanlar ve ulaşım gibi ek masraflar da göz önüne alındığında, bu maliyet daha da artmaktadır. Diyet yaparken, ayrıca uygun bir beslenme düzeni oluşturmak da gerekmektedir.

Bir fast food zincirinde hamburger menüsü 175 TL'ye bulunabilirken, bu fiyata dengeli bir sebze yemeği hazırlamak ya da yemek neredeyse imkânsızdır. Temel protein kaynaklarına; et, süt ve yumurta gibi ürünlere ulaşmak dar gelirli haneler için giderek zorlaşmaktadır.

DİYETİSYEN HİZMETİ ARTIK LÜKS

Obezite sınırına ulaşan bireyler için uzman desteği almak da oldukça maliyetli bir hal almakta. Bir diyetisyen muayenesinin ücreti ortalama 900 TL ile 4000 TL arasında değişiyor.

İdeal kiloya ulaşmak için 3-4 ay süren düzenli bir takip süreci, büyük bir maliyet gerektirmekte. Örneğin, İstanbul Kartal'daki bir diyetisyenin muayene ücreti 900 TL'dir. 12 kez diyetisyene gidecek bir kişi, ortalama 10.000 TL'yi gözden çıkarmak zorunda kalmaktadır.