

Çanakkale’nin Yenice ilçesi Armutçuk köyü çevresinde faaliyet gösteren kurşun-bakır-çinko madeninin kapasite artışı için hazırlanan ÇED raporu İDK’de onaylandı.
Evrensel’den Özer Akdemir’in aktardığına göre Oreks şirketi, Kaz Dağları’nın</strong zirvesinde bulunan ocağın kapasitesini 10 kat artırma yetkisine sahip. Şirketin bu büyütme projesine karşı açılacak herhangi bir dava sürecinin olup olmayacağı ise belirsizliğini koruyor. Bununla birlikte, bölgedeki çevresel talanlara karşı direnen yerel halk ve gönüllüler, giderek artan dava masraflarını karşılamakta zorluk yaşıyor.
Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, dernek olarak açtıkları çok sayıda davanın maddi yükünün arttığını ifade ederek topluma destek çağrısında bulundu.
Kaz Dağı’na İçme Suyuna Tehdit
Mevcut madenin 10 kat kapasite artışını öngören İlave Zenginleştirme Tesisi ve Maden Atığı Depolama Tesisleri, Kaz Dağı’nın zirvesinde yer almakta. Şirketin Armutçuk köyü yakınındaki madenin atık sahası, Handeresi akarsuyunun kıyısında bulunuyor. Bu akarsu, kuzeyde Kocaçay ile birleşerek bölgenin önemli su kaynaklarından olan Gönen Barajı’na dökülüyor. Gönen Barajı, proje sahasının yaklaşık 22 km kuzeydoğusunda yer almakta ve Bandırma ile Yenice’nin içme suyu ihtiyacını karşılamakta. Ayrıca bu sular, Gönen ve Kalkım ovalarında tarımsal sulama amacıyla da kullanılmakta; ünlü Gönen pirinci bu sularla sulanan topraklardan elde edilmektedir.
Üretim 400 Bin Tona Çıkacak
Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında (ÇŞİB) gerçekleştirilen İDK toplantısında son hali verilen proje, mevcut yılda 40 bin ton üretim kapasitesinin, galeri sayılarının artırılmasıyla 400 bin tona yükseltilmesini öngörüyor. Ayrıca, cevherden oluşan atıkların depolanması için toplam 1 milyon 950 bin metreküp atık depolama kapasitesine sahip iki adet tesis inşa edilmesi planlanıyor. Maden şirketi, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından 17 Temmuz 2037’ye kadar geçerli İşletme Ruhsatı ve İşletme İzni ile faaliyet göstermekte.
Madenin Yakınında Yerleşim Yeri Bulunuyor
2008’de ikinci ÇED başvurusunda maden atık depolama sahasının önemli bir kısmının ruhsat sahası dışında kalması nedeniyle Mahalli Çevre Kurulu Kararı (MÇK) alınması gerekliliği belirtilmişti. Şirket, projede revizyonda bulunarak alanı daraltmayı başarmış ve MÇK kararına gerek kalmadığı yönünde görüş elde etmiştir.
Yeraltı ocak yöntemi ile faaliyet gösterecek olan madende kapasite artışı sonrası galeri sayısının 10’a çıkarılması hedefleniyor. Maden sahası, Çanakkale il merkezinin yaklaşık 88 km güneydoğusunda ve Yenice’nin ise yaklaşık 24 km kuzeyinde bulunmakta. Projeye en yakın konut, ÇED alanının yaklaşık 462 metre kuzeydoğusundadır.
Bölgede Antik Kalıntı ve Endemik Bitkiler Bulunuyor
Çanakkale Valiliğinin desteklediği Çanakkale Kültür Varlıkları Envanteri kitabına dayanarak, proje alanında henüz tescillenmemiş Kaletepe veya Akpınar adıyla anılan antik buluntular ve iki ayrı antik maden ocağı girişi bulunmaktadır. MÖ 4. ve 5. yüzyıllara tarihlenen antik kalenin, diğer antik kentlerle ulaşımı sağlamak amacıyla inşa edildiği öne sürülmektedir. Ayrıca projenin ÇED Raporuna göre alanda 3 endemik bitki türü tespit edilmiştir.
Kapasite Artışında Yapılacak Değişiklikler
Onaylanan proje kapsamında şu değişikliklerin yapılması düşünülüyor:
- Çalışma alanının 34.5 hektardan 346.39 hektara artırılması,
- Kurşun, çinko ve bakır üretimi yapılacak galeri sayısının 10’a çıkarılması,
- Yeraltı ocaklarının yıllık kapasitesinin 40 bin tondan 400 bin tona çıkarılması,
- Toplam 1 milyon 950 bin metreküp maden atığı depolama kapasitesine sahip iki adet maden atığı depolama tesisi ve iki adet sızıntı suyu toplanma havuzu ilave edilmesi,
- Şantiye binası ve 8 adet depolama alanı eklenmesi.
‘Suyu Havayı Toprağı Zehirliyor’
Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji uzmanı Dr. Eşref Atabey, bölgedeki kurşun-çinko-bakır madenleri ile ilgili hazırladığı raporda, bu madenlerin çevresel zararlarını sıralamakta. Kurşun, çinko ve bakır madenciliğinin sonucu olarak oluşan asidik ve ağır metalli suların tarım topraklarını kirlettiğini belirten Atabey, arazinin fiziksel yapısının bozulduğunu ve toprağın erozyonunun hızlandığını ifade etmekte. Ayrıca yer altı ve üstü su dengesinin bozulduğunu, tarım, orman ve rekreasyon alanlarının zarar gördüğünü, patlatmalar sonucu su kaynaklarının kaybolduğunu ortaya koyuyor. Patlamaların tetiklediği heyelanlar ve çevreyi kirleten tozların da olumsuz etkilere yol açtığı belirtilmektedir. Madenler terk edildikten sonra devasa çukurların yerleşim yerlerine yakın alanlarda çöp depolama alanı olarak kullanıldığı kaydedilmektedir.
Şirkette İşçinin Can Güvenliği Yok
Çanakkale’deki çevresel talanından sorumlu olan Oreks Madencilik, uzun yıllardır Yenice bölgesinde faaliyet göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de düzenlenen Su Zirvesine sponsor olması dolayısıyla eleştirilerin odağı olan Oreks, Yenice’de çevredeki su içme kaynaklarını ve tarımsal su kaynaklarını kirletmekte olduğu iddia edilmektedir. Oreks’in madeninde 2 Aralık 2015 tarihinde bir işçi göçükte kalarak hayatını kaybetmiştir. İşçiler; çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş güvenliğinin sağlanması ve ücret düzenlemeleri talepleri ile grev yapmışlardır.
‘Bir Keşif İçin 60 Bin TL Verdik’
Artvin Çevre Derneği Başkanı Neşe Karahan, çevre davalarının mali yükünün arttığını belirterek, “Özellikle bilirkişi keşifleri için ciddi miktarlar ödüyoruz ve bu miktarlar mahkemelerce çok kısa zamanda talep ediliyor. Davayı kazanmış olsak bile bazen yeniden benzer miktarlar ödemek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu. Cerattepe’deki bir dosyada madenin taşındığı teleferiğin kapasitesine ilişkin bilirkişi keşfi için 62 bin lira ödendiğini örnek vermiştir. Karahan, “Önceden sadece belirli birkaç yerde bu davalar açılırdı, ancak şimdi birçok yerde, pek çok talana karşı birden fazla dava aynı anda sürdürülüyor. Bu yüzden bölge halkı dava açmaktan çekinir hale geliyor” ifadelerini kullandı.