DİSK/Genel-İş’in İzmir 1, 2, 3 ve 9 Nolu Şube’lerinde örgütlü İZENERJİ, İZELMAN ve Ege Şehir Planlama’dan işçiler, grevlerine devam ederken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay önemli açıklamalarda bulundu.
Tugay, “Sadece anlaşmak için üzerimize düşeni yaptık. Benim açımdan bu kişilerle görüşme yolu kapanmıştır. Ben görüşmek isterim ancak bu anlayışla görüşmemiz ve anlaşmamız mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Tugay’ın konuşmasında öne çıkan noktalar şöyle:
“Şunu söyleyelim; daha önce konuştuğumuz rakamların üzerinde bir rakamla anlaşmaya çalışıyoruz. İlk altı ay için %30, ikinci altı ay için %19’luk bir artış teklif ettik. Yan haklarda da sadece işe devam ve rapor pirimi hariç diğer hakların korunmasını sağladık. Daha önce telaffuz ettiğim rakamların üzerine çıkmış durumdayız; ancak burada maruz kaldığım pazarlıktan çok rahatsızım.
Günlerdir belediyenin karşı karşıya olduğu ekonomik şartları anlatmaya çalışıyorum. İzmir halkı, “belediyeyi sıkıntıya sokacak bir anlaşmaya imza atmayın” diyor. DİSK temsilcileri yöneticileri, siyasetle ilgili sözler sarf ediyor. Siyasete malzeme edilmeye çalışılıyor. Bu durumu, kimin ne kadar siyasi niyetle bu işe dahil olduğunu çözemez hale geldik. Şube başkanlarından biri kurultay delegemiz. Ege Bölge Başkanı’nın milletvekili adayı olmayı düşündüğünü bizzat bildiğimiz bir arkadaşımız var. Ben şimdi bunlardan bağımsız olarak, Belediye Başkanı olarak siyaset yapmadığıma eminim. Amacım siyaset değil, belediyeyi yönetmektir.
Sorumluluğum İzmirlilere karşıdır. Şehrin hizmete ihtiyacı var. O hizmet için bütçeye ihtiyacımız var. Aynı zamanda çalışanlarımızın ücretlerinin düzenli ödenmesine de ihtiyacımız var. Bu denklemde her şeyin yerine oturması zorlanacak bir limit var. Biz bu limiti zorladık. Önümüzdeki günlerde konuştuğumuz rakamların da bizlere zorluk çıkaracağı açıktır.
Bizim sendikadan beklentimiz, kurumun, Türkiye’nin ekonomik koşullarını görmesi ve İzmir halkını sıkıntıya sokmadan, anlayışla karşılayıp imzayı atmasıdır. Ben bu akşam sadece pazarlığın başka bir boyutuyla muhatap olan insanlarla görüştüm. Bana Türkiye’nin ve İzmir’in halini anlayan insanlar lazım. Onların beni anlamasını istemiyorum, ama bu toplumu, bu şehri ve bu ülkeyi anlamak zorundalar. Belediye bütçesini en doğru ve en adaletli şekilde nasıl kullanabileceğimizi konuşuyoruz.
En acı gelen durum, önerdiğimiz rakamların şimdiye kadar hiçbir sendika tarafından imzalanmamış olmasıdır. Karşılıklı olarak pek çok farklı niyetleri olan gruplarla muhatap oluyoruz. Kamuoyuna yansıyan siyasi açıklamalar da dikkat çekici. Ben halkımıza hizmet etmeye çalışıyorum.
Bu durum oldukça dramatiktir. Günlerdir arkadaşlarımız bu görüşmeleri sürdürüyor. Bugün belki anlaşabiliriz dediler, ancak anlaşmayı zorlaştıran bir grup ile karşılaştım. Bu durumu önce bu sendikalara umut bağlayan, sonuç bekleyen çalışanlarımıza, ardından da İzmir halkının takdirine bırakıyorum. Eğer diyorlarsa ki bu arkadaşların yaptığı doğrudur, lütfen gelsinler bana söylesinler. Sadece anlaşmak için üzerimize düşeni yaptık. Benim açımdan bu kişilerle görüşme yolu kapanmıştır. Ben görüşmek isterim; ancak bu anlayışla görüşmemiz ve anlaşmamız mümkün değildir.”
