

Büşra ve Ömer Türkoğlu çifti, üç yıl önce evlendi. Düğünlerinde gelin arabası olarak tercih ettikleri karavan, hayatlarındaki değişimin ilk adımı oldu. Daha sonraysa altın takılarını satarak bir minibüs satın aldılar.
Ömer Türkoğlu, çalıştığı şirketteki sorunlardan dolayı istifa etti. Bu süreçte eşini de işinden ayrılması için ikna ederek, satın aldıkları minibüsü karavana dönüştürdüler ve Türkiye’yi gezmeye başladılar.
Yılın dört mevsimini karavanda geçiren çift, şu ana kadar 50 ili ziyaret etti.
‘Gelin Arabamız Bile Karavandı’
Karavan hayatının hep bir hayal olduğunu ifade eden Ömer Türkoğlu, şunları söyledi:
– “Karavan hayali çocukluğumdan beri aklımdaydı; ancak bir türlü gerçek olmadı. Düğünümüzde gelin arabası olarak bir karavan kiraladık. Bu deneyimimiz, karavana olan sevgimizi arttırdı. Sonrasında ilanlara bakarak karavan almayı kendimize bir hedef edindik.”
– “Tatil dönüşü, karavan hayalimizi gerçekleştirmek için bir minibüs satın aldık. Minibüsü aldığımızın ertesi günü işimden ayrıldım. İş yerinde yaşadığım anlaşmazlık nedeniyle istifa ettim. Bu fırsatı değerlendirerek eşimi de istifaya ikna ettim. Bir tura çıkıp sonrasında yeni bir işe başlarız dedim, ama aradan yaklaşık 3 yıl geçti ve halen yeni bir iş bulamadık.”
‘Bazen Limon, Bazen de Domates Topluyoruz’
– “Kendi evimizi kiraya verdik. Kiradan elde ettiğimiz gelirle, minimalist bir yaşam tarzı sürdürerek geçim sağlıyoruz. İki kişilik bir yaşam sürdüğümüz için bu yeterli. Ancak bazı durumlarda harcamalarımız artabiliyor.”
– “Gittiğimiz yerlerde yevmiyeli olarak çalışıyoruz. Mersin’de limon topladık, Antalya’da domates, Konya’da babamın çapa makinesi ile çevredeki bahçelerde çapa yaptık.”
– “Ailemizden elde ettiğimiz biber ve domatesleri turşuya ve sosa çevirip satıyoruz. Bu yaşam tarzını benimsedik ve bundan vazgeçmeyi düşünmüyoruz.”
‘İlk Karavanımızı Düğün Altınlarıyla Yaptık’
– “Düğünümüzde takılan altınlar, ilk karavanımızı yapmamızda temel kaynak oldu. Ege, Akdeniz ve Karadeniz’i gezdik. Karavanda geçirdiğimiz günlerimizde tek kaygımız su ihtiyacımızın karşılanıyor olmasıydı. Bu süre zarfında en büyük endişemiz bu durumdu.”
– “Ailem başlangıçta bu duruma karşı çıktı. Yeni evli birinin altınlarıyla yatırım yapması, çocuk sahibi olması beklenir. Biz de onların standartlarının dışına çıkıp bir farklılık yaratmaya çalıştık. Zamanla ailemiz alıştı ve mutlu olduklarını ifade ettiler.”
‘Kendimizi Trilyoner Gibi Hissediyoruz’
Büşra Türkoğlu ise şöyle konuştu:
– “Kendimizi trilyoner gibi hissediyoruz. Penceremizden hangi manzarayı görmek istiyorsak, oraya açıyoruz. Bugün nerede uyanmak istiyorsak, onu seçip hareket ediyoruz. Muazzam manzaralarda uyanıyoruz.”
– “Manzaramızı kendimiz seçtiğimiz için bir trilyoneriz. Bir de ‘Bizim tekerimizin bastığı her yer evimiz’ adında bir sloganımız var. Sosyal medya hesaplarımız bizim için bir hatıra defteri gibi. Gezdiğimiz yerlerdeki anlarımızı paylaşıyor, ileride o anları yeniden yaşamak için saklıyoruz.”
– “Bu yolları yürüdükçe, hem karavanseverlerle hem de kampseverlerle deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Anılarımızı biriktiriyoruz ve ileride bu anıları tekrar gözden geçirmek istiyoruz.”